UĞUR MELEKE: Konyaspor daha önce Trabzonspor’a karşı da uyguladığı kontratak ve duran top stratejisini tercih etti Kadıköy’de. Ligin en iyi taç setlerine sahip takımı, Fenerbahçe’yi de bir taçla avlamayı başardı. Ancak Fenerbahçe belki de ligin en kaliteli kadrosuna sahip. Bence artık sadece 30 dakikalık kondisyona sahip Mesut çıkıp Pelkas girince, tempo bir kademe arttı. Arda girince bir vites daha yukarı... Özellikle 80’le 88 arası Fenerbahçe öyle yoğun bir baskı kurdu ki, bu atak sürekliliğinin bir noktada gol getirmesi kaçınılmazdı. (HÜRRİYET)
GÜNTEKİN ONAY: Fenerbahçe’nin çok belirgin bir çıkışı var. Fizik kalite ve tempo tavan yapmış durumda. Tüm bunların mimarı da İsmail Kartal. İsmail Hoca orta alan kurgusunu baştan dizayn etti. Temposu yüksek Zajc ve Crespo ikilisiyle mücadele gücünü arttırdı. Dün ikinci yarıda keyif veren bir F.Bahçe vardı. Üst üste zorluk derecesi yüksek maçlardan sırasıyla alnının akıyla çıkan F.Bahçe’de İsmail Kartal’a tebrikler. (HÜRRİYET)
ERMAN TOROĞLU: Maçın 90 dakikasına baktığımızda; maçı hak eden kazandı. Konyaspor puanla çıkar mıydı, yener miydi? Yenerdi. Ama İstanbul'da Üç Büyükler'e karşı oynarken defansı ne kadar yaparsan yap, çok çabuk, etkili hücum edecek ve gol değil goller bulacaksın. 90 dakikası keyifli bir maç oldu. İki taraf da organize oynadılar. Üç ihtimalli bitebilirdi. Ama şu tarafı gözüktü; 90 dakika seyrederken keyif aldım. Keşke Türkiye'de bütün maçlar böyle oynansa. İki tarafa da hakeme de teşekkür etmek lazım. (FOTOMAÇ)
GÜRCAN BİLGİÇ: Mesut Özil, bu tempo içinde diri kalamadı. Direksiyon İrfan Can'a geçti. İkinci yarı ile birlikte öyle bir baskı başlattılar ki, Konyaspor ilk şut fırsatını bulduğun 35 dakika geçmişti. İlhan Palut muhtemelen kendi takımın ilk defa bu kadar pes etmiş gördü. Pelkas galibiyet golünü attığında sonuçsuz kalmış 25 denemesi daha vardı Fenerbahçe'nin. Kalabalığa atılmış tek orta yapmadılar. Maç Fenerbahçe adına "kazanılmış" olmayabilirdi. Ama ortada çok çalışılmış, iyi-kötü dengesi doğru yapılmış, emeği yüksek bir maç var. İsmail Hoca, dört sezon sonra tribünlerin alkışladığı, çıkanların surat asmadığı, girenlerin sonuç getirdiği bir takım oluşturdu. (SABAH)
ŞANSAL BÜYÜKA: Hep söylerim, adama düşman değilim, aksine bu ülkede en beğendiğim bir - iki futbolcudan biri... Futbolcu olarak her şeyin azamisine sahip… Ama her şeyin asgarisi ile oynuyor... İkinci yarıda biraz kımıldadı, çıkana kadar Fenerbahçe’yi nasıl taşımaya başladı, gördük... İrfan Can, kendini “başrol“ oyunculuğuna alıştırmalı... Tam oyunu kontrol etmeye başlamışken çıkar mıydı? Hayır çıkmazdı...Ancak, bu defa sazı eline Pelkas aldı... Her atağında hiç yan yollara sapmadan mecburi istikamet gibi dikine dikine Konya kalesine gitmeye başladı, çok denedi ve sonunda Fenerbahçe için ikincilik şansını arttıran haftanın gollerinden birini attı...Fenerbahçe ilk yarıda modeli çoktan tarihe karışmış yan pas - geri pas - yavaş hücum ilkelliğinin, Konyaspor da ikinci yarıda oyunu savunmada kabul etmesinin faturasını ödedi... Son gülen Fenerbahçe oldu... (MİLLİYET)
ERCAN GÜVEN: Sehic’in kurtarışlarına rağmen sürekli Fenerbahçe baskısı karşısında golün kaçınılmaz olacağını gördü çünkü. Galibiyet golünün geciktiği ve hem tribünlerin hem de oyunun Arda’yı istediği son çeyrekte İsmail Kartal, çalışmış, koşmuş, enerjisini tüketmiş İrfan’ı çıkarıp genç yıldızı sahaya sürdü. Baskı estetik kazandı. Ve 88’de Pelkas golle döndü. Güzeldi…Seyircisi ile barıştıktan sonra artık yeni bir hedefi var Fenerbahçe’nin… İkinci olup Şampiyonlar ligi şansını kullanmak. Maçın son 40 dakikasına bakınca olmaması için bir sebep yok. (MİLLİYET)
İLKER YAĞCIOĞLU: İlk yarıda sahanın en iyisi Kim Min-Jae'nin kritik müdahaleleri olmasa Fenerbahçe adına işler daha sıkıntılı olabilirdi. İkinci yarıda Mesut'u çıkarıp Pelkas'ı almak son derece doğru bir karardı. Pelkas ikinci yarıda oyunun kaderini değiştiren isim oldu. İkinci yarıda Fenerbahçe ön bölgede o kadar iyi baskı yaptı ki Konyaspor ilk devre 10 kere geldiği Fenerbahçe kalesine ikinci devre hiç gidemedi. Sonuçta ikinci yarı müthiş mücadelede eden Fenerbahçe maçı hak ederek kazandı ve ikincilik için önemli bir adım attı. (TAKVİM)
ÖNDER ÖZEN: Son derece haklı bir galibiyet. Konyaspor'a karşı bu futbolu oynamak büyük iş. Konyaspor'u Trabzonspor da yendi ama böyle bir 35 dakikası olmadı Konyaspor'un. Fenerbahçe Konyaspor'u büktü. Konyaspor ilk defa sahada büküldü bu sezon. Büyük takımlarla şaka olmaz. 1-0'ı yakalamışsızın varsa kontratak oynayan oyuncunuz alabilirsiniz ama Rahmanovic değişikliğini doğru bulmadım. Konya öne geçtikten sonra maçı çevirmek kolay değil. Bunu herkes yapamaz.
ENGİN VEREL: İkinci yarı başında Mesut kenara alındı. Hani, "Arda'yı korumak için oynatmıyoruz" diye saçma bir görüş var ya, bunun karşısına da söyle bir cümle bırakmak isterim: "Peki Fenerbahçe'yi Mesut'tan kim koruyacak!" Fenerbahçe'de A Takım'da düzenli oynamak için yaş kriteri kaç acaba? "Çocuk işçi" kavramını çok yanlış anlamışlar! Arda, yasal olarak 11'de sahaya çıkabilir sevgili Fenerbahçe Teknik Heyeti! İkinci yarıda İrfan Can, "oyunu idare eden futbolcu" olmaktan çıkıp sorumluluk almaya başladı. Osayi de canlandı derken Arda oyuna girdi. Finalde Mesut yerine alınan ve takımın oyuncu sayısını 10'dan 11'e çıkaran Pelkas, skoru ilan etti. Kurtarıcı rolüyle akıl dolu bir vuruş yaptı. (AKŞAM)
TÜMER METİN: "Geri koşmuyorsan, boşlukları çabuk kapatıyorsan ve rakibi dakika dakika yaslıyorsan bu mücadele değildir. Bu senin kaliteni gösterir. Bu sıcağa kar dayanmaz. Fenerbahçe'nin büyüklüğü de buradan geliyor. Büyük takımlar böyle oynarlar. Geri koşmadan, rakipten çok çabuk topu kazanarak ve atak devamlılığı sağlayarak. Sen bu oyuncuları 70 metre geri koşturursan, oyun alanı büyüdüğünde hücumdaki etkinliğin tamamen ortadan kalkıyor."
REHA KAPSAL: Fenerbahçe özellikle ikinci yarı oynadığı oyunla galibiyete daha yakındı. Yalnız bu alınan neticeler Fenerbahçe'nin gelecek sene yapılanmasıyla ilgili yanlış karar almasına neden olmamalı. Çünkü saha içinde ilk 11 oynayan, sonradan giren nereden baksan 6-7 oyuncunun seneye kadroda yer alması çok zor görünüyor. Çünkü hedefler bu seneki gibi olmayıp daha üst taraflara, zirveye oynanacaksa bu eldeki kadrodan başarı beklemek hayalcilik olur. Alanyaspor maçıyla sisli havayı dağıtmaya başlayan Fenerbahçe, Konyaspor'u da yenip o 'sis'i tamamen ortadan kaldırıp hedefini daha açık ve net bir şekilde görecekti. Sisin tamamen kalkması için galibiyet şarttı. Elde edilen bu kritik 3 puanla bundan sonraki tek ve gerçek hedef ligi ikinci bitirmek olacaktır. O da bu kötü giden sezonda bir teselli olarak görülebilir. (FOTOMAÇ)
“Bitiklerle mağlup, dinamiklerle galip” - SERDAR ALİ ÇELİKLER: Konya önde hiç top tutamadığı gibi ilk devredeki gibi pas da yapamadı. Fener'in baskısı arttıkça arttı. 76'da frikik dışında pek katkı veremeyen İrfan, Arda Güler ile değişti. Aynı anda İlhan Palut santraforları ikiledi. İki hoca da kazanmak istiyordu. Rahmanovic - Cikalleshi ve Ahmed Hassan ile 3 kuleye döndüler ve ön alanda top tutmaya başladılar. O anlarda belki İsmail Kartal, Ozan Tufan hamlesi ile orta alan enerjisini artırabilirdi. "Kim atarsa kazanır" döneminde Arda ve Crespo'nun akını, Pelkas'ın golüyle galibiyete dönüştü. Fenerbahçe, cidden çok iyi bir takıma karşı, 9 kişi oynarken 1-0 gerideydi. Sayıca eşitlenince beraberlik geldi. 11-11'de kazandı. Mesut da İrfan da sahadaki tüm oyunculardan yetenekli. Ama birinin artık devri bitti, diğeri de fiziken bir türlü hazırlanamadı. İlk 45'i çöpe atmasına rağmen değişiklikleri yapabilen İsmail Kartal'ı tebrik edelim ve "bitik"lerle değil "dinamik"lerle kazandığını unutmamasını temenni edelim. Arda Güler'in takıma ve tribünlere kattığı pozitif enerjisini de hiç ihmal etmesin. Bence F.Bahçe ligi 2. bitirecek. Bu galibiyet o yolu sonuna kadar açtı.(HABERTÜRK)