ERMAN TOROĞLU: Pereira'nın sonu... İlk yarı bittiğinde Erol Bulut'a deselerdi "1 puana razı mısın?" diye bence olurdu. Çünkü ilk yarı Fenerbahçe derli toplu oynadı daha fazla atağa çıktı, daha kontrolluydu ve oyuna hakim oldu. Ama ikinci yarı öyle bir görüntü çıktı ki sahneye her geçen dakika Fenerbahçe sabun gibi eridi, Gaziantep tempoyu arttırarak maçı aldı götürdü. İkinci yarı çok kaliteli maç oldu. Zannediyorum ki Erol Bulut planını Fenerbahçe'nin 60'tan sonra oyundan düşmesine göre kurmuş. Şu bir gerçek; Sergen'den sonra Pereira'ya da yol göründü. Mesut attığı golden sonra yedek kulübesine yöneldi, teknik adam da ona doğru hareket etti ama fazla cesareti yoktu. Nitekim Mesut, teknik adama gitmedi ve futbolcu arkadaşlarına yöneldi. Onu hiç sallamadı, tekrar sahaya döndü. Mesut Özil'in olduğu yerde Vitor'un olma şansı bence yok (Fotomaç)
ENGİN VEREL: Galatasaray maçı Pereira için olmak ya olmamak maçıydı. 10 kişiyle Crespo'nun füzesiyle kazandığı bu maç onu kurtarmıştı. Ama nedense hatalarına devam ediyor. Bu dünkü skora bakarak eleştireceğim bir konu değil aslında. Önce şunu söyleyeyim ki, Tisserand'dan sağ bek olmaz. Yani üçlü defans bu oyun anlayışıyla tutmaz ve tutamayacak da... Gelelim kaptan Mesut'a. Burada Pereira'ya mı ya da kime hak vereceğimi bilemiyorum. Ancak kaptan eskisi gibi yürüyerek değil, sahada koşarak ve her yerde oyuna ağırlığını koyan bir futbol kimliğiyle dün akşam eski günlerini bize hatırlattı. Atmış olduğu gol ise ne klas sol ayağa sahip olduğunun da en güzel örneğiydi. Ancak burada bir konu var ki, Fenerbahçe için çok önemli. Mesut ve Mesut gibi klas ayakların sahada kurtarıcı olmaları için yandaki arkadaşlarının da en az kendisi kadar üst düzey futbolcu kimliğine sahip olması lazım. (Akşam)
AHMET ÇAKAR: Fenerbahçe iyi oynadığı maçı yediği amatörce gollerle kaybetti. Şampiyonluk yarışında önemli bir yara ve camia açısından da sıkıntılı bir durum. Önce Gustavo'dan söz edelim. Yenilen iki golde de hatası var. İlkinde topu kaptırdı, Antepli 50 metreden gol attı. Penaltı öncesi yine Gustavo kaptırdı, frikik oldu. Ardından da penaltı ve Fenerbahçe gol atacağı dakikalarda hep gol yiyen taraf oldu. Mesela Crespo belki de hayatının maçını oynadı. Oyunun hiçbir bölümü için Fenerbahçe kötü oynadı, mücadele etmedi diyemeyiz ama defansif anlamda söylenecek çok şey var. Bu tür maçları bu şekilde kaybetmek moral bozucu ve yavaş yavaş ligden kopmak anlamı taşıyor. (Sabah)
GÜNTEKİN ONAY: Bu seviyede bu kadar ciddi bireysel hatalarla maç kazanmak mümkün değil. Luiz Gustavo’nun kaybettiği 2 topun devamında Gaziantep’in ilk 2 golü geldi. Yine ev sahibinin 3’üncü golü öncesinde de Kim Min-Jae’nin ciddi hatası var. Tüm bu hatalardan faydalanan Gaziantep’in becerisini yok saymak da haksızlık olur ancak ‘güvenilir’ olarak kabul edilen Luiz Gustavo ve Kim Min-Jae’den gole sebebiyet verecek bu hataların gelmesi düşündürücü. Hücumda Mesut dışında yaratıcılık sergileyen başka bir isim çıkmayınca da dünkü gerçekleşen senaryonun sonunda maçı kazanması asla söz konusu değildi. Üstelik Mesut ve Crespo sezonun en iyi futbolunu oynadıkları maçta şayet Fenerbahçe, sahadan puansız ayrılıyorsa bu durum düşündürücü. (Hürriyet)
GÜRCAN BİLGİÇ: Sezonu yeniden başlatabilecek bir galibiyetin peşindeyken, en güvendiği oyuncularının, en "yapılmaz" hatalarına "avlandı" Fenerbahçe. Sistem, oyuncu seçimi, hücum argümanı olmamasında Pereira'yı eleştirebiliriz ama bu gollerin nedeni Portekizli hoca değil. Geçen sezon Sivas maçını kazansalar şampiyon olacaklardı. Trabzonspor'un üç puan kaybettiği haftada, kazansalar "yeniden" diyecekleri maçı da yitirdiler. Hafta başında bu maç için "final" dedim. Çünkü önümüzdeki hafta Valencia ile İrfan takıma dönecek, sahadaki oyuncu kalitesi "bir şeyler yapıp" tabelayı değiştirecek güce kavuşacaktı. Gösterdiği direnç ve istek, Mesut Özil'in oyunun her anında olması, Crespo'nun müthiş bir klas ortaya koyması, kırılmadan mücadeleyi göstermeleri önemliydi. Şampiyonluk ufak detaylarda gizli. Kazansalar başka bir hikâyeleri olacaktı. (Sabah)
ÖMER ÜRÜNDÜL: Dün gece Fenerbahçe için yine hüsranla bitti. Takım pozisyona girmekte zorlanıyor. Gustavo son derece formsuz. Baskılı oyunda ani rakip ataklarda üçlü defans da başka Kim olmak üzere çok kötüydü. İyi denebilecek iki oyuncu sayıyorum; Penaltıdaki hatasına rağmen Ferdi ve Crespo. Kendine bakmayan Rossi'nin ancak 20 dakikalık gücü var. Ben hep söylüyorum. Bir maçta her şeyi toz pembe görmemek gerek. Fenerbahçe sezon başından beri iyi değil. Kadro istikrarı yok, sistem çalışmıyor ama ligin son sırasındaki Rize'ye 4 gol attı diye methiyeler yazıldı geçen hafta... (Sabah)
İLKER YAĞCIOĞLU: Trabzon'un mağlup olduğu haftada Fenerbahçe için belki de Antep maçı sezonun devamı açısından kırılma maçıydı. Buradan alınacak 3 puan farkı 9'a indirirdi… Fenerbahçe maça da iyi başladı. Sağ kanattan rakip kalede tehlikeler yarattı. Ama Gustavo'nun ayağındaki topu rakibe atması ve Figueiredo'nun 43 metreden attığı müthiş gol tam bir şok etkisi yarattı. Golden sonra takımın verdiği reaksiyon çok iyiydi. Rakip kaleye yüklendiler ve Mesut'la da güzel bir gol buldular. Oyun Fenerbahçe'nin kazanacağı şekilde gelişirken hatalar silsilesi yine devam etti. Gustavo yine top kaptırdı. Gelişen atak penaltı oldu. Ve Fenerbahçe yine geriye düştü. Sözüm Pereira'ya… Kazanman gereken maçta Sosa ile Pelkas'ı kenarda unutup genç Muhammet'i kurtarıcı olarak sahaya sürüyorsan senin de gitme vaktin gelmiş demektir. Galiba derbiye iki takım da hocasız çıkacak… (Takvim)
OKTAY DERELİOĞLU: Lider Trabzonspor'un kaybettiği haftada puan farkını azaltmak için iyi bir fırsat yakalamıştı Fenerbahçe. Aslında Gaziantep önündeki Fenerbahçe'ye baktığımız da çok da istekli görünüyordu. Fenerbahçe'nin galibiyete daha yakın olduğu çoğunluğun belki görüşüydü ama maçın sonucunu bireysel hatalar belirledi. Fenerbahçe'nin golleri hatalara yetişemeyince mağlubiyet de kaçınılmaz oldu. Fenerbahçe, adeta Gaziantep'te bireysel hataların kurbanı oldu. Şampiyonluk yolunda ağır bir yara daha aldı. (Takvim)
ERCAN GÜVEN: Hani “yenildi ama ezilmedi” diye boş bir avunma vardır ya… Gaziantep mağlubiyeti de Fenerbahçe için futbol bağlamında belki öyle ama kaybedilen üç umut puanı ve zamanlama açısından ezilmenin de ötesinde. Oyunu kurtardı, sezonu Antep’te bıraktı Fenerbahçe. Artık hayal bile kurdurmuyorlar Fenerbahçeliye! Sahada pas yapan, topu kaptırdığında çok çabuk dönen bir Fenerbahçe vardı. Çünkü bireysel yetenekler devredeydi. Pereira’nın hayal ettiği ama bir türlü gerçekleştiremediği futbol bu olmalıydı. Günahı da sevabı da futbolculara ait, yenilse bile fena oynamadığı ile avunulacak bir takım yani! Sahadaki oyun bu kadar bireylere bağlandığında “bireysel hatalara” da şaşırmayacaksın o zaman. Fenerbahçe’nin üç hatadan üç gol yediği ve yenildiği bu maç sezonun ilk haftalarında olsa, eksiğine, bireysel beceriye dayandığına bakılmaz; oynadığı pozitif futbol nedeniyle mazur görülebilirdi tabi… Ama bu saatten sonra, tam da Trabzonspor, Antalya’dan “yanıma gel” işareti yapmışken ve Beşiktaş derbisi kapıda beklerken tek önemli şey tabelaydı. Üç puan Milli Piyango bileti gibi bir şeydi. Verilmez mi Fenerbahçeliye? Bu skorlarla ve bu skorlara her kim sebepse, onlarla olmuyor bu iş. (Milliyet)
RIDVAN DİLMEN: Fenerbahçe'nin oynadığı maçların yarısında puan kaybedecek bir kadrosu yok. Fenerbahçe, bu teknik direktör ile yollarını ayıracak. Beşiktaş'ı yense de ayıracak. Ali Koç ile görüşmedim, konuşmadım ama Ali Koç gönderecek. Göndermezse taraftarla arasındaki bağ da kopacak. Vitor Pereira, Fenerbahçe Spor Kulübü'nde sezonu tamamlayamaz. Mayıs ayını görme ihtimali yok. Fenerbahçe, bugün kazansaydı, Trabzon kendisine geleceği için 6 puan kaldı diyecekti ama gardı düştü. Bundan sonra yapılacak tek şey teknik direktör değişikliğidir. Fenerbahçe'de teknik direktör değişecek. Futbol bunu emrediyor. Futbolun emrettiğine karşı gelemezsiniz. Fenerbahçe'nin sorunu teknik direktördür. Vitor Pereira, Fenerbahçe kalibresinde bir teknik direktör değil. Ben bunu görüyorum. Olan bu kadroya oluyor. Fenerbahçe'nin kadrosu bu lig için yeterli.
TÜMER METİN: Pereira'nın geleceği? Bilmiyorum, tasarrufu yönetim kurulu ve başkan, ya da başkan kendi başına bir şekilde verecektir. Benim fikrim, bu birlikteliğin takıma çok fazla fayda sağlayacağı kanaatinde değilim. Fenerbahçe, sezon başından bu yana kazandığı haftalar dahil memnun etmedi. Oyun memnun etmedi. Bilakis kaybedebilir Fenerbahçe ama çok dominant, baskın, genine uygun oyunu oynarsın kaybedersin ama o oyun seni taşır. Bu şekilde kazansan da taşımayacak. Bu da kulübün son senelerde içinden geçtiği durumla doğru orantılı. Sonuca ulaşalım da nasıl olursa olsun. Biraz psikolojik olarak da yıprandığını düşünüyorum Fenerbahçe'nin. Biraz rahatlamak için de güçlü bir oyuna ihtiyacı var Fenerbahçe'nin.
ÖNDER ÖZEN: Sadece bireysel hatalarla anlatılabilecek bir maç değil. Zaman zaman bireysel hata yapanlar olsa bunu ona bağlayabilirsiniz ama bir tanesi Bayern Münih gibi elit kulüpler görmüş bir oyuncunun basit hatayı Gustavo yaptı. Diğer iki golde 2 golde Kim hata yaptı. Kim gibi kusursuza yakın oynayan bir oyuncunun yanı sıra Szalai de hatalı oynadı. Crespo'ya yönelik görüşlerim benim hep negatifti. Yavaş bir oyuncu olması sebebiyle. Crespo neredeyse tek başına savaş verdi. Mesut'un aklı ve ayak uyduramayan diğerleri... Fenerbahçe savunması 5 kişi savunma yaptı, 5 oyuncu 3 kişiyi savundu. Fenerbahçe'nin analiz ekibi doğru analiz yapsa, bu neyin korkusu diye anlayıp ona göre dizilirdi. Bu sistemle oynarsanız blokları birleştiremezsiniz. Crespo'ya rekor kırdırırsınız koşu mesafesi olarak ancak. Orada Pelkas duruyor, genç Muhammed duruyor. Maçın finalini deneyim oynar, başarmış oyuncular oynar. Final anlarında birazcık deneyim gerekir. Pereira Fenerbahçe'nin finalini oynayacak oyuncuları kullanmadı. Sosa ve Pelkas'yı o isimler ve bunları kullanmadı
METİN TEKİN: Ben Crespo'yu beğenmiyorum. Beğenmiyorum da değil yetersiz buluyorum ama bugün çok iyi oynadı. Çok iyi oynamakla çok iyi oyuncu olmak ayrı şeylerdir. Bu performans saygıyı hak ediyor. Orta sahanın beceriyle alakası yok. Sosa girmez Pelkas girmez.. Sezon başından beri ben umutlu baktım. 3'lü ve öne çıkan savunmayı iyi yapabilir Fenerbahçe dedik ama Pereira'nın bu oyuncu profiliyle kurulamaz. Bu oyun İrfan Can ve Mesut Özil'in üzerine kurulmalıydı. Ama öyle bir bakışı yok Pereira'nın. Pereira'nın oyun tarifi yanlış. Mesut'u çıkardın diyelim, kalan oyuncularda top nasıl kalır? Çok zor. Dominant takımlar için konuşuyorum, bu şartlar altında üretkenlikleri çok az kalıyor. Savunurum, giderim, kazanırım değil. Trabzon'da böyle oynanıyor mesela. Kesin çözüm üretmeleri gerekiyor.