Spor yazarları, Fenerbahçe'nin, UEFA Avrupa Ligi B Grubu'nda deplasmanda Dinamo Kiev'i 2-0 yendiği karşılaşmayı değerlendirdi. Yazarların görüşlerinin tamamını paragraf sonunda ismi yazan gazeteleri satın alarak okuyabilirsiniz.
Jesus tam bir "eski kurt" olduğunu gösterdi. Lucescu ile aralarındaki rekabeti daha önceki üç maçta hissetmiştik. "30 faul" çıkışına, Rumen Hoca elediği maç sonrasında,"Faulleri saydılar mı yine" diye cevap vermişti. Bu maç öncesinde de rotasyondan, ligin önemli olduğundan bahsederek, "Ben kazanırım kardeşim" raconunu kesen bir on bir açıkladı. Sonra ne mi oldu? D.Kiev son saniyelere kadar "sıfır" isabetli şut ile oynadı. Golleri atan– kaçıran Fenerbahçe idi. Oyuna da hükmettiler, rakibin sertliğine de direndiler, sahadaki "hakemcik" de seyretti onları. Devre bittiğinde sosyal medyaya baktım. "Hakemlerdi, takke düştüydü" falan yoktu yazanlar. Rennes maçı devresinde "biti kanlananlar" 17 yaşındaki bir oyuncuya; Arda Güler'e "saygı duruşu" yapıyorlardı. Evet; başka bir oyuncu geliyor ülkemize. Hani, "Türk Futbolu'na armağan olsun" denir ya, öyle bir çocuk. Topa her değdiğinde heyecanlanıyor, "acaba ne yapacak?" diye bekliyorsunuz. (Gürcan Bilgiç - FOTOMAÇ)
Avrupa maçları bir tür milli maç gibidir ve maddi manevi kazançları, bırakın milletimizi, futbolumuzu, taraftarı; ezeli rakiplerle bile paylaşılır. O yüzden “Lider Bahçe” lakabını hak etmiş Fenerbahçe’nin Avrupa Ligi son 16’sına kalıp çeyrek finalle arasında tek basamak bırakması herkese kutlu olsun! Zaten Başakşehir, Sivasspor hatta Konferansa galibiyetle giden Trabzonspor maçlarıyla havaya girmiş, Fenerbahçe’nin Polonya’da liderliğe koyacağı son noktaya inanmış ve hazırlanmıştık. Dinamo Kiev on kişi kalınca Polonya’daki Fenerbahçe taraftarlarına baskı ve geçişi otomatiğe bağlamış takımlarına üçüncü gol çağrısından başka bir iş kalmadı. Jesus ise artık savunma güvenliği ikinci planda olduğu için Arao ile Zajc’ı değiştirdi. Üçüncü gol gelmedi ama Fenerbahçe’nin kontrolünde başlayıp, öyle biten maç daha çok ülke puanı, daha çok para, prestij, moral üstünlük ve Avrupa’da daha kestirme yol getirdi Fenerbahçe’ye… Daha ne olsun? (Ercan Güven - MİLLİYET)
Bu birincilik tabii ki geçen haftaki Rennes karşısındaki müthiş geri dönüşten kaynaklandı. Önemli maç eksikliğine rağmen 60 dakika sahada kalan Arda başarılıydı. Crespo yine her zamanki gibi garantili görev adamıydı. Arao da iyi oynadı. En büyük hayal kırıklığı Batshuayi oldu. Hiçbir olumlu katkı vermedi. Dün gece Fenerbahçe ligdeki iyi gidişten sonra UEFA'daki grubunda başarıyla tamamlamış oldu. Takımlarımız dün gece Avrupa kulvarında 3 galibiyet 1 beraberlik alarak ülke puanına ciddi bir katkı sağladı. ( Ömer Üründül - SABAH)
Gerçekten övgünün büyüğünü hak ediyor. Tek tek yazmak uzun sürer, kadrodaki tüm oyuncular şans aldıklarında en iyisini yapıyorlar. Ama biri benim için çok özel, o da tabii ki Arda Güler.Topu her ayağına aldığında hata yapmasın diye dua ediyorum. Ki o da yapmıyor zaten. Attığı goldeki vuruş tekniği harikaydı. Arao'ya da asisti yaparak oyununu taçlandırdı. Dün geceki sonuçların ardından da UEFA'da son 6'ya kalarak istediğini aldı, fazladan bir tur oynamaktan da kurtuldu. Fener'de kim oynamış fark etmiyor. Fazladan bir tura gerek kalmadı. (İlker Yağcıoğlu - TAKVİM)
Bugün, Türk futbolu için tarihi bir gün. Zira ülke futbolumuz 66 yıllık Avrupa kupaları tarihinde ilk kez 4 takımla birden Şubat’ı görüyor. Bu sezon Avrupa’da 4 veya daha fazla temsilciyle Şubat’ı gören Türkiye ile birlikte 8 ülke daha var. Bunların hepsi zaten kıtanın devleri. Üstelik Avrupa ülkeler sıralamasında bir ara 21’inciliğe kadar düşmüştük. Bugün 12’nci basamağa tırmandık. Doğrudan rakiplerimiz Sırbistan, Avusturya ve Norveç temsilcilerinin de birer birer vedasıyla ilk 10 için hayal kurmaya başladık dün gece itibariyle. 2024-25’te şampiyonumuzun direkt Devler Ligi bileti alması için 10’uncu basamağa tırmanmamız gerek. (Avusturya’yla aramızda ciddi bir puan farkı var ama kapanması imkânsız değil. Hele de Şubat-Mart’ta biraz şanslı kuralar çekersek pekala 10’uncu basamak hayalleri kurmaya başlayabiliriz. (Uğur Meleke - HÜRRİYET)
Kazanmanın ötesinde Rennes’e karşı averaj üstünlüğünü korumak zorundaydı Fenerbahçe. Jesus ilginç bir adam, Arda Güler’i kolay değil, zor maçlarda ilk 11 yazıp herkesi şaşırtıyor. Fenerbahçe mutlak kazanması gereken maça 3-5-2 başladı. Serdar, Arao, Szalai 3’lü defans oynarken oyunun iki yönünü de rahat kullanan Osayi sağda Ferdi soldaydı. Genç yıldız Arda orta alanda resital yapıyor, Crespo ve Lincoln ilk topları hep kazanıyordu. Valencia ve Batshuayi de Dinamo Kiev defansını hep hırpalıyordu. Maç Fenerbahçe’nin hakimiyetinde giderken Arda Güler’in ustaları imrendirecek golü geliyordu. Golü atan Arda için Jesus’tan yanağına gelen öpücük en büyük armağandı. Golü bulan Fenerbahçe 'Bu bizi kesmez' diyerek yükleniyor, devre biterken gelen Arao kafa golüyle (Asist Arda’dan) hedefe varmanın zor olmadığını gösteriyordu. Bu başarı asla küçümsenemez. Bu takıma şapka çıkartılır. UEFA Kupası’nda artık konuşulan bir Fenerbahçe var. Jesus’un öpücüğü de unutulmaz. (Faik Çetiner - FANATİK)
Spor yazarları, Fenerbahçe'nin Dinamo Kiev galibiyetini yorumladı: "Bu başarı asla küçümsenemez"
Spor yazarları, Fenerbahçe'nin Dinamo Kiev galibiyetini yorumladı: "Bu başarı asla küçümsenemez"
Spor yazarları, Fenerbahçe'nin Dinamo Kiev galibiyetini yorumladı: "Bu başarı asla küçümsenemez"
Spor yazarları, Fenerbahçe'nin Dinamo Kiev galibiyetini yorumladı: "Bu başarı asla küçümsenemez"