ÖMER ÜRÜNDÜL: "Penaltıya hiç içim ısınmadı. Ardından yüksek tempolu bir ofansif anlayış, 14. dakikada 3. gol ve maç orada bitti. Sonrasında artan maç trafiğinden F.Bahçeli futbolculara biraz bıkkınlık gelmiş olacak ki oyunu rölantiye aldılar. Hücum presi bıraktılar. Zaten Ozan sağ bek oynadığından etkili bir pres beklenemezdi. Erzurum'un ise orta sahayı kolay geçip 3. bölgeye çok defa yaklaşsa da fazlasını yapacak gücü yoktu. İkinci devre de benzer tablodaydı. Sonuçta Fenerbahçe zaten beklendiği gibi üç puanı fiziki olarak yıpranmadan ve zorlanmadan kazandı. Bu maç bir kere daha gösterdi ki; tam randımanlı olmasa da Valencia eldeki en iyi santrfor. Mesut Özil bir dünya yıldızı ama ona bugünkü fizik gücü ile Emre Belözoğlu'nun ilk 11'de görev vermesini doğru bulmuyorum. F.Bahçe'nin şampiyonluk şansı tabi ki çok az. İkincilik ise bıçak sırtında. G.Saray'ın Beşiktaş derbisi var ama F.Bahçe'nin de Ankaragücü ve Kayserispor gibi kümede kalma mücadelesi veren iki takımla kritik deplasmanları var. Ben Belözoğlu'nu hep gereksiz yere arka arkaya çok oyuncu değiştirdiği için eleştirdim. Dün de aynı şeyleri yaptı. Erzurum'un golünden hemen sonraki Oltan'ın kafa vuruşunda fark 1'e inseydi son dakikalarda ne olacağı bilinmezdi. 86'da Gustavo'yu sokmakla acaba Belözoğlu ne yapmak istiyor?" (SABAH)
İLKER YAĞCIOĞLU: "Erzurumspor geçen hafta ayağına kadar gelen büyük fırsatı tepip, 10 kişi kalmış Başakşehir'e karşı 1-0 öndeyken 2-1 yenilerek kümede kalma ümitlerini oldukça azaltmıştı. Dün geceki maçtan puan ya da puanlar alması gerekiyordu. Ama Fenerbahçe maça öyle bir başladı ki her halde Yılmaz hoca en kötü kabuslarında dahi bu senaryoyu düşünmemiştir. Fenerbahçe adeta Beşiktaş'a nazire yaparcasına 8 dakikada atılan 3 gol ile 15 dakikada aslında maçı bitirdi. Bu bölümde Valencia'nın İrfan Can'ın ve Pelkas'ın harika oyununa şahit olduk. Tamamen topa sahip olup rakip sahada sürekli hareket ederek oynayan bir Fenerbahçe vardı. Bu kadar yoğun geçen bir sezonda 3-0'dan sonra oyunun temposunun düşmesi son derece doğaldı. Kalan sürede tek problem F.Bahçe'nin rakipten gol yemesi ve pozisyon vermesi oldu. Oltan'ın kafası gol olsa maç 3-2'ye gelebilir ve son anlar sıkıntılı geçebilirdi. Bu yüzden girdikleri pozisyonları daha iyi değerlendirmeleri lazım. Sonuçta Fenerbahçe 2. liğini korudu. Bu hafta sonu oynanacak derbiyi beklemeye başladı" (TAKVİM)
MEHMET DEMİRKOL: 15’ten sonra oyunu rölantiye almayı başardılar. Ancak zamanla iki sorun baş gösterdi. Hücumda hareketlilik azaldı ve savunmada dalgınlıklar başladı. İrfan ve Pelkas gibi oyuncular eğer bu dalıp gitmelerini çözerlerse Fenerbahçe ikisinden de çok para kazanır. Bu konuda Szalai’yi örnek almalılar. Hareketlilik ise olmazsa olmaz. Rölantide atacağınız 2 adım 70 metrelik geri koşuyu engeller. Fenerbahçe net pozisyonlar buldu ama bu zaaflar Erzurum’a beraberliği getirecek şanslar da verdi. (FANATİK)
ERCAN GÜVEN: "Daldaki “şampiyonluk kuşuna” bakarken eldeki “ikincilik kuşunu” bırakmadı Fenerbahçe… Hatta biraz sıktı galiba Kadıköy’de! Maça öyle bir başladı ki ev sahibi, sanki sahada maç değil karnaval vardı. Bilinen baskı değildi bu… Adeta sanattı. Gol adamı Emrah’ı da bırakıp İstanbul’a gelmek zorunda kalan Erzurumspor, Fenerbahçe ile arasındaki teknik farkı bir tek şekilde kapatabilirdi; o da mücadeleydi. Erzurumspor mücadeleyi biraz abartıp açık oynayınca, tam tersine Fenerbahçe’nin yetenekli orta sahalardan kurulu öndeki beşlisine istemediği kadar alan açtı ve gol yağmuru başladı. Maç bitmeden önce Emre Belözoğlu’nun yine “Gustavo güvenliğine” ihtiyaç duyması, Fenerbahçeli futbolcuların buldukları yüzde yüz pozisyonları değerlendirememesi Fenerbahçe’nin bir türlü tam “olamadığının” belgesidir aslında.Yabancı medyada bir oto kiralama şirketi reklamı görmüştüm eskiden… “Biz ikinciyiz” diyordu kocaman puntolarla. Yahu bu nasıl reklam diye alttaki yazıları okuyunca anlıyordunuz demek istediğini:“Birinci olmak için daha özenli çalışıyoruz”!.. Fenerbahçe’ye çalışmak da gol atmak da yetmeyebilir birinci olmak için ama ikinciliği ezeli rakibe kaptırıp, Şampiyonlar Ligi’ni kaybedip, tepeden tırnağa sorgulanmak endişesi, Kadıköy’de 15 dakika bile olsa takımı roketlemeye yetti. Bu bile iyi" (MİLLİYET)
GÜRCAN BİLGİÇ: "On dört dakika geçtiğinde maç iki takım adına da bitti. 3-0 yazan tabela sonrasında, Erzurumspor başını kaldıracak gücü bulamadı. Fenerbahçe için ise paslaşarak geçecek dakikalar başladı. Ligin boyu kısalmış, puan farkı beşe çıkmışken, motivasyonu üst düzeyde tutmak Fenerbahçe için mecburiyet. Şampiyonluk umutları azalsa da Şampiyonlar Ligi için ikincilik önemli hedef. Bir hafta sonra birbiriyle karşılaşacak olan iki rakibinin alacağı sonucu beklerken, avantajı cebinde tutarak gitmeli. Peki dünkü maç başka neler anlattı... Aslında "ustalar" gecesiydi; Mesut Özil ve İrfan Can'ın yönettiği üç atak organizasyonu da sonuç getirdi. Valencia'nın koşu yolunu açan Mesut, pası atan İrfan Can ya da atak başlangıcındaki "karar ayağı" Mesut oldu. Öne daha cesaretli koşan ve birbirleri ile paslaşan coşkulu bir grup oldular. Baskıdan top kazandılar, pozisyon buldular ve hep kaleye yüzü dönük gitmeyi denediler. Sezonun "öz güven" endeksinde kendilerinin ne olduğunu hatırladılar. Geç gelen ama büyümeye eğimli özellik. Fenerbahçe takımının skoru alıp, frene basması, yedi gündeki üçüncü maç olması açısından mantık taşıyabilir. Ama rakibin vazgeçtiği bir ortamda pas seçimleri, aceleci şutlar, amatörce pozisyon almalar büyük takım mantığına aykırı. Bunları yapanların beş-altı maç öncesine kadar ilk on birin oyuncuları olması, bugünkü puan durumunun da belgesi aslında." (SABAH)
ŞANSAL BÜYÜKA: "Akşam yemeğini yedim, oturuyorum. Sanki dalmışım, rüyada gibiyim. Fenerbahçe hiç alışık olmadığımız bir görüntüyle fırtına gibi esiyor, uçuyor, kaçıyor, golleri atıyor. Şaşırdım, şöyle bir silkelendim. Rüya falan görmüyorum, gerçekten Fenerbahçe‘yi izliyorum. Açıkçası şaşırdım. Koca bir sezon taraftarına işkence çektiren, sahada uyuyan, ekran başında uyutan Fenerbahçe ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir Fenerbahçe sahada... Emre Belözoğlu‘nu tebrik ederim. Çok kısa bir sürede Fenerbahçe‘yi futbol adına kötü alışkanlıklarının çoğundan kurtardığı ve radikal değişikliklere futbolcularını da inandırdığı için. Fenerbahçe ikinci yarıyı top çevirerek, pas yaparak geçirmesine rağmen, Valencia fırsatları “leblebi” gibi harcamasa, üç gol daha, hatta fazlasını bulabilirdi. İlk yarıda rüya gibi bir Fenerbahçe izledik. Bu sezonun en iyi Fenerbahçesini. İkinci yarıda idare ettiler. Bu idare etmeye rağmen rekor sayıda gol kaçırdılar. Erzurumspor‘a da attığı golün dışında mutlak iki pozisyon verdiklerini de söylemeliyiz. Fenerbahçe‘nin bu sezon o kadar kötü maçlarını izledik ki, bu maçın o maçlarla oranlanması mümkün değil. Hatta ilk yarıdaki Fenerbahçe, tartışmasız bu sezonun en iyi Fenerbahçe’siydi" (MİLLİYET)
AHMET ÇAKAR: "Fenerbahçe için kayıpsız geçilmesi gereken bir maçtı. Ufak da olsa iddialarını sürdürmek, Beşiktaş- Galatasaray derbisinde olası bir Galatasaray galibiyeti için Fenerbahçe'nin kayba tahammülü yoktu. Fenerbahçe rüzgâr gibi başladı. Tıpkı Beşiktaş-Hatay maçında Beşiktaş'ın başladığı gibi. İlk 14 dakikada 3-0 oluverdi. Herhalde o anda maçı seyreden herkes maç sonunda tıpkı Beşiktaş'ın elde ettiği skora yakın bir skoru öngörebiliyordu. Fakat 3-0'dan sonra Fenerbahçe durdu. Erzurum geldi mi? Hayır. Daha doğrusu gelemedi. Mesut Özil sanıyorum önümüzdeki yıl kuvvetli bir kamp döneminden sonra Türkiye'nin en önemli futbolcusu olacak. İrfan Can Kahveci de öyle. Dün gece belli dönem çok iyi buldum. Fakat Valencia ne kadar özveriyle oynarsa oynasın, tam olarak o noktanın adamı değil. Dedik ya 3-0'dan sonra Fenerbahçe durdu. Devre bitti, yine ikinci yarı Fenerbahçe rölantide başladı. Goller de kaçırdı fakat ne olduysa Erzurumspor'un golü geldikten sonra oldu. Bu maç bana Kasımpaşa maçını hatırlatıyor. Bitime 10-15 dakika kala Erzurum golü buldu, ardından sağdan bir orta yapıldı, Erzurum forveti kafayı iyi vurup golü yapsa Fenerbahçe yine kabir azabı çekecek. Fenerbahçe'de bir koruma içgüdüsü var. Mesela bunu Beşiktaş'ta görmüyoruz. Maç 6-7 olmuş, hâlâ saldırıyorlar. Fenerbahçe'de böyle bir mantalite yok ve bu arada da gol yiyince panikliyorlar. Sonuçta Fenerbahçe yoluna devam ediyor, az da olsa umudu var. Erzurum için sezon sonu çok kara görünüyor. Hakem Mete Kalkavan ise VAR yardımıyla verdiği penaltı dahil olmak üzere kararlarında genelde haklıydı." (SABAH)