Spor yazarları, Fenerbahçe - Lille karşılaşmasını değerlendirdi: Bu takımın kısmeti her şekilde kapalı ancak Fenerbahçe kendi liginde bu futbolunun yüzde 50’sini oynasın kimse tutamaz!

Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi 3. eleme turunda Fransa'nın Lille takımıyla 1-1 berabere kalarak şampiyonaya veda etti. Spor yazarları bu karşılaşmayı değerlendirdi

14 Ağustos 2024 07:06

SPOR YAZARLARI, FENERBAHÇE - LİLLE KARŞILAŞMASINI DEĞERLENDİRDİ: BU TAKIMIN KISMETİ HER ŞEKİLDE KAPALI ANCAK FENERBAHÇE KENDİ LİGİNDE BU FUTBOLUNUN YÜZDE 50’SİNİ OYNASIN KİMSE TUTAMAZ!

210 dakika süren, deyim yerindeyse kan-ter ve gözyaşı dolu, iki hocanın satrançvari hamleleriyle geçen eşleşmenin kaderini şanssızlıklar belirledi. Toplam beş golün üçü savunma oyuncularının ters vuruşlarıyla geldi, bir de penaltı ekleyin o tabloya. Lille 10 kişi kaldığında, 109’da Oğuz Aydın girseydi keşke. Yorgun Lille’e karşı onun sürati fark yaratabilirdi sanki. Yazık oldu gerçekten. (Uğur Meleke | Hürriyet)

Mourinho, ikinci yarıda sertliği, tempoyu ve riskleri artırdı. En-Nesyri’yi oyuna atarak ön tarafı çiftledi, golü bulup tekrar dengeye dönmeyi düşündü. O beklenen gol, aynı ilk maçta son dakikada F.Bahçe’nin aleyhine olduğu gibi, bu sefer Lille’in hatasından temsilcimizin lehine oldu ve maça tutunduk. Uzatmalarda her şey istediğimiz gibi giderken, rakip 10 kişi kalmışken Oosterwolde’nin yaptığı basit hata ise sarı lacivertlilerin emeğinin karşılığını alamadan Kadıköy’den ayrılması anlamına geliyordu... (Engin Kehale | Hürriyet)

Doğrudan konuya gireyim. Ferdi'nin satılması kesin gibi. Oyuncu da gitmek istiyor çünkü. Ayrıca satılması da lazım. Değerini bulan bir isim satılmadığında verim verdiğini hiç hatırlamıyorum. Ondan gelecek paralarla bir 6 numara ve sol bek transferi şart. 8 numaraya bir takviye de gerekiyor. En önemlisi bunlar için "nasılsa 13 Eylül'e kadar transfer penceresi açık" diye düşünmemek gerekiyor tabi. Ferdi'nin yolu açık olsun. Para da kazandırdı daha ne olsun. İlk maçtaki 2 gol, özellikle 2. gol. Bu maçta 2 kez direkten dönen top, inanılmaz şanssız bir penaltı derken tur gitti. Avrupa Ligi grupları 25 Eylül'de başlıyor. Yönetimin tüm enerjisini 1 Eylül'deki milli araya kadar 6 ve 8'i bitirmeye ve sol beki almaya harcaması lazım. (Serdar Ali Çelikler | Habertürk)

Maçın uzatmaları gerçekten dramatikdi… Lille on kişi, Fenerbahçe’nin iştahı ise kursağında kaldı. Safralardan kurtulmuş gibi daha baskılı oynadı Lille… Bu baskı sırasında Oosterwolde’nin eline çarptı ve penaltı kazandı rakip. Defacto olarak turu atlamış duruma geçti. Cenk’in kafası da direkten dönünce Şampiyonlar Ligi ihtimaline veda Fenerbahçe’dendi. Ne dersiniz: bir gün önce bunu da tercih eden Mourinho. (Ercan Güven | Milliyet)

İlk maçta son dakikada yenen şanssız gol dün bizi çok zorladı. Kazanmanın avantajı ile gelen rakip daha konforlu oynadı. Fenerbahçe öne çıksa rakip savunma arkasını boşluk bekliyordu. Fred’in olmaması sistemi derinden etkiliyordu. Orta sahada denge bozuldu. Rakip topu iyi kullanıp bizi çok yordu. Bir de Ferdi sakatlığı sebebiyle oynamayınca ileri çıkışlarda da sıkıntı yaşandı. Buna rağmen temsilcimiz mücadelesi ile bunu kapattı. (Senad Ok | Milliyet)

Bu takımın kısmeti her şekilde kapalı. Yok o çakra bir türlü açılmıyor. Dedim ya Fenerbahçeli futbolculara şu maçta elendi diye kimse bir şey söyleyemez. Ben uzun zamandır Fenerbahçe’nin bu kadar üst düzey oynadığı bir maçı hatırlamıyorum. Sadece Fred ve Ferdi eksikliği çok önemli. Ama yerlerine oynayan futbolcular mücadele anlamında onları aratmadılar. Tabii ki bu iki oyuncu ile kalite biraz düşüyor o da ayrı. Mou’nun ise ne olduğunu her geçen hafta görmeye başlıyoruz. Şunu son söz olarak yazayım. Fenerbahçe kendi liginde bu futbolunun yüzde 50’sini oynasın kimse tutamaz. UEFA Kupası’nda da sürprize hazır olun. (Halil Özer | Milliyet)

Uzatma dakikaları oyunun kontrolü ile hata yapmamak arasında gitti-geldi. Bartuğ-Dzeko değişikliği ile orta saha enerjisini geri aldı Mourinho. Bitime 10 dakika kala kırmızı geldi, Lille 10 kişi kaldı. "Tamam, oluyor" derken Jayden'in kontrolsüz duvarında top eline geldi. Maçın kahramanı, maçın ipini de çekti aslında. 4 dakika oynadılar gol sonrasında. Cenk'in üst direkte patlayan kafa vuruşu ile futbolun adaletindeki 'şans' takdiri devreye girdi. Şampiyonlar Ligi olmadı. Çok istediler, çok koştular ama olmadı. Ellerinde Avrupa Ligi var bu kez. Jose Mourinho'nun 'kazanırız' dediği… (Gürcan Bilgiç | Sabah)

Dün gece gerçekten Fenerbahçe için dramatik bir sonla bitti. Aslında ilk maçın skorundan sonra zor bir maç bekleniyordu. Lille takımının pas organizasyonunun iyi olması F.Bahçe için handikaptı. Çünkü Lille'in sahaya iyi yayılmaları F.Bahçe'yi geriye itiyor, takımı hırpalıyordu. Buna rağmen ilk yarıda gole yakın ataklar F.Bahçe'den geldi. Rakibin ise sadece bütün maçta bir net pozisyonu vardı. O da ilk yarıda. Uzatmada da işler iyi gidiyordu. Oyunun gidişatı F.Bahçe'nin lehineydi. Mourinho, uzatmalara başlamadan Dzeko'yu çıkartıp Bartuğ'u alarak doğru hamle yaptı. Ve bu arada rakip 10 kişi kaldı. İşte bu 10 kişi kalmaları F.Bahçe'ye zarar verdi. İşi penaltılara bırakmadan bitirelim diyerek tüm riskler alınınca rakip önce 1 kişi eksik kontratak yaptı. İkinci kontratakta VAR'dan gelen penaltı kararı ile şok gol geldi. Cenk'in direkten dönen kafası büyük şanssızlıktı. Szymanski ve İsmail Yüksek, çok efor sarf ettiler. (Ömer Üründül | Sabah)

Tarihin en çok kazanan teknik adamlarından birini de getirse futbol bir önceki sezonun devam filmidir. Vizyondan düşen filmin baş aktörlerinin Fred ve Ferdi olduğunu hepimiz bilirken dün Brezilyalı'nın ardından takımın ciğeri Ferdi'nin de son dakikada kadroda olmadığı bilgisi, Kadıköy'de santra düdüğünde ağızlarda ekşi bir tat bırakmıştı. Bir takımın gücünü sol beki üzerinden anlatmak için zorlanır insan. Grimaldo desem, yetmez de diyebilirsiniz ama sezon başından beri resmi maçlarda üretmekte zorlanan bir Fenerbahçe'de Ferdi'nin eksikliği elbette bir sol bekten fazlasıydı… Oyuna hükmedemeyen orta saha üçlüsü ise sadece dünün değil gerideki maçların ve muhtemelen yarının da problemi… (Bülent Timurlenk | Sabah)

Fenerbahçe, rakibi Lille kadar atlet bir takım değil. Yetenekli oyuncular üzerinden kurgulanmış bir ekip vardı. Rakibinin bu kadar yüksek tempo ile mücadele etmiş olması, maçı doğal olarak zorlaştırdı. Lille hem genç hem de teknik direktör Genesio'nun oyun felsefesine sadık kalarak oynayan bir takım. Onların maçın tamamında bu oyun düzenlerindeki ısrarı, oyunu daha da zor hale getirdi. Fenerbahçe bu oyun karşısında sakin kalarak planladığı hücum organizasyonlarını yapmaya çalıştı. Beklediği ölçüde pozisyon zenginliği yakalamamış olsa da en azından bu maçta kendisi için hayati olan golü bulabildi. Normal şartlarda bu golden sonra eksik kalan rakibine karşı maçı istediği şekilde bitirebilmeliydi. Kalesine çok fazla gelmeyen Lille'in bu turu geçmiş olması, Fenerbahçe ve Türk futbolu adına çok üzücü oldu. (Ali Gültiken | Sabah)

Maç gitti gidiyor derken, uzatma dakikalarında gelen golle hem sahadakiler hem de tribündekiler çoştu. Uzatma dakikalarına moralli başladık. Osayi ve İrfan Can’ın kanat atakları ile pozisyonlar bulan Fenerbahçe gerçekten şansız bir uzatma devresi yaşadı. Rakip 10 kişi kalmasına rağmen Oosterwolde’nin eline çarpan top VAR’a takılınca İspanyol hakem penaltıyı verdi ve rakip turu yakaladı. Osayi’nin ve son dakikada Cenk Tosun’un direkten dönen topları Fenerbahçe adına inanılmaz şansızlıktı. Lille elenmiyecek bir takım değildi. Fenerbahçe için direkten döndü diyebiliriz. Maçı izleyenler gördü ki Fenerbahçe’ye gerçekten yazık oldu. (Faik Çetiner | Fanatik)

Jose Mourinho önce 63’te öne Youssef En-Nesyri’yi gönderdi. Ardından Bruno Genesio 80’de iki oyuncu değiştirip oyununu bozunca o zamana dek elinde tuttuğu topu bırakıverdi. Hâl böyle olunca 85’te Cenk Tosun’u da oyuna gönderdi Mourinho. Ve nihayet taç atışından golü bulup maçı uzattı Fenerbahçe... Ancak maçın belki de en iyi oyuncusu Jaden Osterwolde’nin dengesinin bozulduğu anda eline gelen top nedeniyle Fenerbahçe yolculuğuna Avrupa Ligi’nde devam etmek zorunda kaldı. Şimdi düşünelim, diyelim ki Mourinho haklı ve Türkiye Ligi zor bir lig... Peki bu maçı nasıl tanımlayacağız? Zor ötesi olarak mı? (Cem Dizdar | Fanatik)

Fenerbahçe 76’dan sonra bu sezon sıklıkla oynayacağı güçlü, rakibi kalesine iten Kadıköy oyununun pratiğini yaptı. Solda Tadiç, sağda İrfan Can ve önde iki uzun santrforla baskımetreyi kıracak seviyelere çıktı. Nitekim gol, ceza sahasına uzun atılan bir taçın rakibe çarparak ağlara gitmesiyle gelmiş olsa da o şans golünü yaratan Fenerbahçe’nin kurduğu baskıydı. Fenerbahçe, Lille’e karşı bir dakika bile geri adım atmadı, seriyi uzatmaya götürecek karakteri de sahaya koydu. Ama biraz da futbol şansı gerek. Fenerbahçe artık Avrupa Ligi’nden ilerleyecek. Avrupa’da başarı için Mourinho’ya sahip bir takım olmak yetmez, Mourinho takımı olmak gerekir. (Serkan Akcan | Fanatik)

F.Bahçe’nin ilk yarıda gol atamaması büyük şanssızlıktı. İkinci devreye yine istekli girdi Sarı-Lacivertliler ancak eforlu oyunun sonucu olarak yorgunluk başladı. Mourinho, 60’lı dakikalarda risk aldı, orta sahanın merkezini sadece İsmail’e emanat edip forveti Nesyri-Dzeko yaptı. Devamında İrfan Can Kahveci ile Cenk de oyuna girdi. Ancak Lille oyunu öyle soğuttu ki, uzun süre yerde yattılar, bir de tribünden kalecilerine atılan madde tuz biber oldu! 82’de Osayi’nin şutu direkten döndü... Ve nihayet beklenen gol 90+1’de Oosterwolde’nin kullandığı uzun taçta Lille savunmasına çarpan topla geldi. Uzatmalara gittik. Artık mücadele penaltılara kalır derken hakemin VAR uyarısı planları bozdu. Oosterwolde’nin ceza sahasında eline çarpan top için penaltı kararı çıkınca Lille atışı gole çevirdi. F.Bahçe’ye çok yazık oldu. (Hilmi Türkay | Cumhuriet)

On beş yıl. Fenerbahçe gibi büyük bir kulübün Şampiyonlar Ligi’nde uzak kaldığı senelerin toplamı bu. Şandan, şöhretten, paradan uzak kaldığı on beş yıl. Her ne kadar Fenerbahçe’de lig şampiyonluğu dokuz yıllık hasretten dolayı ön plana çıkmış olsa da Avrupa kupaları olması gereken bir mecra ve Mourinho’nun gelmesiyle birlikte artık ana hedeflerden biri. En azından Mourinho’nun ana hedeflerinden biri. Fenerbahçe biraz da bu bilinçle, Şampiyonlar Ligi’ne kalabilmek yolunda bu sezonun en agresif oyununu oynadı Lille önünde. Daha önce oynadığı 4 resmi maçtan çok farklı bir takım vardı sahada. Sağlı sollu ataklarla gelen, sürekli hücumu düşünen ve yüksek tempoda oynayan bu takım, dengeli ve sakin eski takımdan oldukça farklıydı. (Bülent Tuncay | Karar)