Ercan Taner: Dakikalar altmışı gösterirken yazıyorum bu satırları… Galatasaray, kupayı kavramıştı. Beşiktaş, bu kez penaltı kazandı. Ghezzal affetmedi. Şampiyonluk bu defa Beşiktaş'a gülümseye başlamıştı. Dakikalar geçmiyordu Beşiktaş için… Öyle heyecan vardı ki Kara Kartal'da, yakaladığı şampiyonluk şansını bu kez bırakmak istemiyordu. Ayakların titrediği anlar başlamıştı adeta. Galatasaray kazanıp, gözünü İzmir'e çevirdi. Ne dakikalar ama… Eminim dün gece milyonlar ayakta, heyecan içindeydi. Zafer sonunda Beşiktaş'ın oldu. Derler ya, kan, gözyaşı, üzüntü ve büyük sevinç… Beşiktaş, son haftalarını forvetsiz oynadığı bu zorlu süreçte yılmadı ve son anda kazandı. Sergen Yalçın yine attı ve şampiyonluk geldi… (Sözcü)
Mehmet Demirkol: Oyunun matematiği, taktiği tekniği üzerine bilgisi olduğu kesin. Ki büyük yeteneklerde winnerlar’da bu azdır. Yoksa bu ligi, bu dar kadroyla, Terim ve Bulut/Belözoğlu’nun elindeki iki 11 çıkaracak, arada yapılan transferlerle de kimyayı bozacak transferlere rağmen zirvede bitirmek kolay değil. Ama bu ligi bununla kazanmadı. Bu ligi süperstarlığını kadrodaki her bir oyuncuya geçirerek kazandı. Elindeki kadronun tamamı için kariyerlerinin zirvesini yakaladıklarını söyleyebiliriz. Ghezzal yılın oyuncusu, Atiba heykeli az sonra vs. Ama en önemlisi şu: Ersin-Utku kalede, mutsuz Vida, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin reddettiği Souza, geçen yıl 66 dakika oynayan Aboubakar. Bu gerçekten büyük iş. Başında ve sonunda gerçekten sendeledi ama zaten hikaye, Beşiktaş için güzelleştiren de bu. Güzel hikaye, çok güzel hikaye... (Fanatik)
Bülent Timurlenk: Şampiyonluk avuçlarından kayıp gitse; sezon başındaki G.Birliği, Konya mağlubiyetlerini derbide son dakikalardaki Ozan'ın golünü, Kasımpaşa maçını, Ankaragücü beraberliğini ve derbiyi kaybettikten sonra 1 puan bile olsun alabileceğin Karagümrük maçını aklından çıkartamayacaktı. Bunların hepsi hafızadan silinecek. Çünkü sen Abuobakar'ın gollerini, kendini aşan Larin'in Aboubakar'ı sollayışını, asistleriyle ve golleriyle evlerindeki taraftarı hop oturup hop kaldıran Ghezzal'ı, bütün bir sezon orta sahayı taş gibi yapan Souza'yı ve Atiba'yı ve elbette elindeki kadrodan maksimum verimi alan ve yetiştiği camiaya şampiyonluk hediye etmek hırslıyla bütün sezon aklını ve tecrübesini ortaya koyan Sergen Yalçın'ı hatırlayacak ve ayakta alkışlayacaksın. Tebrikler Beşiktaş, tebrikler Sergen Yalçın… (Sabah)
Erman Toroğlu: Geçen hafta Karagümrük, bu hafta Göztepe ve Malatyaspor, 3 takıma da helal olsun. Ellerinden ne geliyorsa mücadele ettiler, oynadılar. En ufak bir şaibeye meydan vermediler. Zaten onun için de şampiyon olan takımın keyfi büyük oldu. Hani derler ya "Helal şampiyonluk" Evet Beşiktaş helaliyle şampiyon oldu. Fırat Aydınus da çok düzgün maç yönetti. Zaten Fırat 10 yıldır bu ülkenin en iyi hakemi. En iyi kumaşı. Ama kendi hataları ama başkalarının babaları tarafından önü kesildi. Buraya kadar denildi. Dün gece Kayserispor sarı-kırmızı, Göztepe sarı-kırmızı, Malatya sarı-kırmızı, Galatasaray sarı-kırmızıydı. Bu kadar sarı-kırmızının arasından şampiyon siyah-beyaz çıktı. Can-ı gönülden tebrikler. (Sabah)
Ahmet Çakar: Gelelim şampiyona... Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın'ı kutluyorum, alnından öpüyorum. Çok rahat şampiyon olacaklardı ama nasip son maçaymış. Bu dar kadrosuyla, sakatlarıyla haklı, tertemiz bir şampiyonluk kazandı. Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim çok üzülmüştür. İki gol daha atsalardı şampiyon olacaklardı. İki değil, 3-4 net kaçan pozisyonları var. Ama yukarıda dedik ya Ertaç ve Malatya savunması onur mücadelesi yaptı. Sonuçta sıkıntılı bir sezonun sonuna gelmiştik ama son maçlar futbolcular yönünden, hakemler yönünden tertemiz geçti. Her ikisine de teşekkür ediyoruz. (Sabah)
Ali Gültiken: Sezon içinde Beşiktaş'ta muhteşem kahramanlar vardı. Bir dönem Atiba... Büyük bir süreçte Josef de Souza... Sezonun başından sonuna kadar Ghezzal ve Larin... Bir bölümde de Aboubakar ve Rosier, bugünkü şampiyonluğun altındaki en önemli imzanın sahipleri oldular. Kendi performans ve başarılarıyla birlikte Vida'yı, Welinton'ı, N'Sakala'yı, Ljajic'i, Mensah'ı, Oğuzhan, Gökhan Töre'yi de bu başarı kervanının içinde olmaya ikna ettiler. Hep beraber büyük bir başarı hikayesini yazdılar. Son iki maçta yaşanan kabustan İzmir'de yeniden uyanarak, bu işe ne kadar inandıklarını ve hak ettiklerini gösterdiler. Her zaman dediğimiz gibi zafer ve başarı inananlarındır. (Sabah)
Attila Gökçe: Her birine alkış, hepsine saygı… Pandemi döneminde 42 haftalık maratonu sıkıştırılmış haftalarla tamamlayıp yorgun düşenlere, emek terleriyle formasını ıslatanlara bravo! Uzatmalı ve kalabalık ligi son haftaya kadar taşıyıp bin türlü hesapla dakikaları, saniyeleri geriye doğru saya saya ülkeye büyük heyecan yaşatan “Üçüne de” selam olsun… En büyük selam da Beşiktaş’a… Çünkü onlar parasızlığı, kadrosuzluğu, imkansızlığı yendiler. Özveriyle, dayanışmayla, çalışarak, koşarak, sevdikleri oyunla coşarak, futbolu seven herkeste saygı uyandırarak ipi göğüslediler. Dilleri bir karış sarkana kadar oynadılar, sahip oldukları şansı ve kaliteyi korudular, güzel oyunu kahramanca savundular. Beşiktaş şampiyon! İşte koca sezonun iki sözcükle kısacık özeti. Çok uzun yollardan, aylardan, haftalardan, saatlerden ve saniyelerden sonra, evet Beşiktaş şampiyon! (Milliyet)
Şansal Büyüka: Son pişmanlık neye yarar, her şeyin bedeli var misali Galatasaray, mart ayındaki kaotik ortamın, Denizli maçında boşa harcanan dakikaların, hovardaca kaçırılan pozisyonların çok ağır faturasını ödedi. Fatih Hoca‘nın iki yılı arka arkaya ıskaladığını ilk defa görüyorum. Fatih Terim‘in bir ara bütün dikkatini rakip kulübün başkanına, TFF‘ye, hakemlere, hatta kendi başkan ve yönetimine çevirip, saha motivasyonunu kaybedişine ilk defa tanıklık ediyorum. Bütün bunlardan sonra Galatasaray şampiyon olsa, biliyorum ki toplumun büyük bir kesimi, “Beşiktaş‘a yazık oldu” diyecekti. Galatasaray için bir teselli var: Sezonu kendisinden daha iyi oynayan bir rakibe, Beşiktaş‘a kaybetti. Her şey zamanla unutulur; tarih şampiyonu yazar. Şampiyonun adı Beşiktaş... Tebriği, takdiri, alkışı hak ediyor. Hadi o zaman...(Milliyet)