Spor yazarları, Beşiktaş'ın Kayserispor galibiyetini yorumladı: "Solksjaer’de, sinemadaki büyülü kahramanların sırları var sanki"
Attila Gökçe: Solksjaer’de, sinemadaki büyülü kahramanların sırları var sanki… O gelinceye kadar farklı antrenörlerin elinde zirve yarışından çabucak kopan, gelene-gidene puan kaptıran, birbirinden kopuk ve uzak oyuncularla takım kimliğini kaybeden Siyah-beyazlı takım, kötünün alışkanlık haline geldiği hedefsiz ve amaçsız günlerle taraftarın da güvenini kaybetti. Solskjaer, Beşiktaş’ın hikayesini çabucak değiştirmeyi başardı. 7 maçta 5 galibiyet, 1 beraberlik, 1 yenilgi. Dün 6. galibiyeti sağladılar. Hareketli, üst üste pozisyonların oluşturulduğu, şutların ve çalımların sergilendiği bir maç izledik. Sadece Beşiktaş değil, Kayserispor da içinde bulunduğu sıkıntılı ortama rağmen pozitif futbol oynuyordu. Beşiktaş’ın oyununda en önemli özellik, savunma, orta alan, hücum bölgesindeki futbolcuların akan oyunda yer değiştirerek rakip karşısında en azından bir fazla adamla ağırlık oluşturmalarıydı. Uduokhai, Emirhan ve Chamberlain farklılık yarattılar. Kayserispor’da Kolovetsios, Mane, Cardoso ve Hasan Ali iyi mücadele ettiler. Santrfor Nazon verimsizdi. (Milliyet)
Ali Gültiken: Kazanmanın getirmiş olduğu güvenle beraber takım içerisinde bazı oyuncuların da performanslarını biraz daha yükselttiğini gördük. Mario'nun gol atması son haftalarda kendi adına iyi gidişin pozitif yönü oldu. Chamberlain'ın da oyun içerisinde pas dağıtımında ve dönen toplardaki kazanımlarda ciddi destekleri oldu. Bu oyuncuların kıpırdamasıyla Beşiktaş oturtmak istediği oyunu daha iyi bir noktaya getirdi. Taşlar yerine oturdukça Beşiktaş yukarıya doğru daha hızlı ilerliyor. (Sabah)
Fatih Doğan: Futbolda istatistik, matematik önemli bir yer tutsa da her zaman duygunun hakim olduğu ve olacağı bir oyun olmaya devam edecek. Çünkü insan unsurunun ön planda bulunduğu bir ortamda motivasyon, mutluluk, huzur gibi kavramlar oyunun bir parçası olmayı sürdürecek. Beşiktaş'taki değişim gibi... Norveçli teknik adam Ole Gunnar Solskjaer, geldikten sonra takımın matematiğinden, istatistiğinden önce duygusal travmalarını düzeltti. Önce sırtlarına, sonra kalplerine dokundu. Oluşan sevgi ve güven ortamıyla oyuncuların bireysel performansları ve takım sonuçları olumlu yönde değişmeye başladı. Bunu taktik, plan ve disiplinle birleştirince galibiyetler geldi. (Sabah)
Mustafa Çulcu: Halil Umut Meler, kuşkusuz ülkemizin en iyi; UEFA'nın da elit hakemi. Maç ve oyuncular üzerinde aurası çok yüksek. Oyuncular çok saygılı. Maçın başında UEFA anlayışı ile sözlü ikazlarda bulunarak oyunu kontrol altına aldı. Bourabia'ya çıkan sarı hatalıydı. Beşiktaş'ın golündeki atak başlangıcında faul beklentisinde oyunu oynatması doğru yorumdu. Bu gol, hakeme artı yazdı. Gol temiz. Golden 3 dakika önce top Svensson'a geçti, o hatalı pas yaptı, artık 2 hamle geriye dönemezsin. Hakemin avantaj ve geri dönüş yorumu hatalıydı. Kayserispor'un golünde atan değil ilk pasta Hasan Ali açık ofsayt. İptali doğru. Uzatmalarda verdiği penaltı çok soft. Dizlerde basit bir temas var o kadar. VAR karışmaz, hakem yorumudur. Kritik haftalarda böylesine usta hakemin performansı kabul gördü. (Sabah)
Bilal Meşe: Futbolda istatistikler elbette önemli... Ne var ki bu veriler bazen pozisyon üretimiyle pek de örtüşmüyor. Topla oynama, yüzde 65 ile Beşiktaş lehine, ya pozisyon? İşte sıkıntı da burada yatıyor... Kartal’ın gol umudu Immobile’nin adını kaç kez duyduk? Ne sağdan, ne de soldan beslendiğini söylemek çok zor. Joao Mario’nun 45’de attığı golde onun asistiyle adını duyabildik. Chamberlain, Ole’nin gelişiyle birlikte hayata döndü. Tecrübeli futbolcu, hem mücadele etti hem de sıkışan oyunu, uzun paslarla açarken, sık sık ofansa da destek verdi. Sadece o mu? Mario, giderek Kartal’ın önemli dişlileri arasında yer almaya devam ediyor. Ligde üstekiler ve alt sırada yer alanlar arasındaki maçların kolay olmadığını dün bir kez daha gözlemledik. Kayseri yeni hocasıyla bir çıkış yakaladı, sıkıntılı bölgeden uzaklaşma adına olumlu sinyaller veriyor. Nitekim, ilk yarıda Mane ile net bir pozisyon yakaladı konuk takım... Ancak Kartal’da bir de Mert faktörü var, kritik kurtarışları devam ediyor. (Milliyet)
Güntekin Onay: Ole Gunnar Solskjaer oyuncu değişikliklerini çok erken yapıyor ve son 20 dakikadaki teslimiyetin nedeni girenlerin çıkanların kalitesinde olmaması ve saha içinde dengenin bozulması. Milot Rashica-Keny Arroyo değişikliği 58’de olmaz 75-80’de olur. Neticede Beşiktaş, Solskjaer ile çok da iyi oynamadığı bir maçı gol yemeden kazandı ve galibiyet serisini sürdürdü.
Uğur Meleke: Beşiktaş üst üste altıncı resmi maçını kazandı dün akşam. Esasında bir büyük takım için en kritik detaylardan biri bu: Büyük takım kaybetmeye alışmamalı. Kaybedince acı çekmeli, yenilgiye isyan etmeli. Beşiktaş’ta bir süredir, Fernando Santos’la, Rıza Çalımbay’la, Serdar Topraktepe ile, Giovanni van Bronckhorst’la mağlubiyet sıradanlaşmıştı. Ole Gunnar Solskjaer’le tekrar büyük takım davranışı var sahada. Dün Kayserispor önünde özellikle ikinci devrede oyun standardı olarak Eyüpspor ya da Trabzonspor maçının altında kaldılar ama yine de bazı önemli gelişimlerin altını çizmemiz gerek Beşiktaş’ta. 1) Ben ilk canlı izlediğim günden itibaren Al Musrati’ye verilen paranın pek de makul olmadığını dile getirmiştim. Solskjaer onun formasını o tip sert, dayanıklı, savaşçı ama yeteneği kısıtlı bir oyuncuya değil, derin oyun kurucu rolünde yetenekli Oxlade-Chamberlain’a verdi. Dün 60 dakika Oxlade, yarım saat de Amir Hadziahmetovic oynadı ön libero rolünde. İkisi de gerek oyun kurulumunda kaliteleri, gerekse karşılamada iştahlarıyla iyiydiler. Solskjaer, Oxlade-Chamberlain’i kazandığı için gururludur bence. 2) Beşiktaş’ta uzun top yasaklandı adeta. Mert Günok maç başına 30 uzun top vuruyordu Solskjaer öncesi. Şu anda neredeyse tamamen bıraktı bu huyu. 3) Beşiktaş’ta kenardan penaltı noktası üzerine anlamsız yüksek orta alışkanlığı da yok oldu artık. Kanat hücumu var ama çizgiye inen (havadan bölgeye değil) yerden adama atıyor topu. Solskjaer bir doktor edasıyla yaklaştı yeni takımına. Önce doğru teşhisi koydu, şimdi tedavi sürecinde. (Hürriyet)
Ercan Taner: Beşiktaş dün akşam keyif veremedi. Durgundu. Beşiktaş’ın son dakikalarda ve uzatma anlarında kendi evinde bu kadar geriye yaslanması hoş bir görüntü değildi. Muçi’nin gayretiyle kazanılan penaltı ve Semih’in golü ile zor geçen maçın finali rahat oldu. (Sözcü)