Spor yazarları, Beşiktaş'ın Kasımpaşa yenilgisini yorumladı: Beşiktaş sahaya "lütfen" çıkmış

Spor yazarları, Süper Lig'in 11. haftasında Beşiktaş'ın Kasımpaşa'ya evinde 3-1 kaybettiği mücadeleyi köşelerinde yorumladı.

03 Kasım 2024 09:38

Spor yazarları, Beşiktaş'ın Kasımpaşa yenilgisini yorumladı: Beşiktaş sahaya "lütfen" çıkmış

Asena Özkan: Neyse ki futbol kulüplerinin telefonları dinlenmiyor ya da dinleniyor da haberimiz yok. Maazallah ‘bir konuşma’ kulüplere ‘kayyum’ atanmasına neden olur bunların sağı solu belli mi olur belki de ‘kayyum teknik direktör’ diye bir şey uydururlar. Aklıma geldikçe kendi kendime gülüyorum bilmen ne spora ‘kayyum teknik direktör atandı!’ Kasımpaşa’nın da sağı, solu belli olmuyor. Bir bakıyorsunuz ‘sıradan’ Anadolu ekipleri karşısında puanlar yitiriyor bir bakıyorsunuz İstanbul takımları karşısında ‘canavar’ olup çıkıveriyor. Dün geceki gibi diyemeyeceğim zira Kasımpaşa ‘canavar’ olmadı sadece ‘Beşiktaş gel beni ye’ dedi. (T24)

Uğur Meleke: Paulista’sız Beşiktaş savunması öne çıkamıyor ve oyun kuramıyor. Uduokhai ve Mert sürekli uzun vurdu. Kasımpaşa ligin tarifi en kolay, oyunu en net takımlarından biri. Topun cazibesine kapılmıyorlar, geriden muhakkak çok pasla çıkalım gibi bir saplantıları yok. Çabuk ve direkt oynuyorlar. Dinamikler, atletler. 117,2 km ile ligin maç başına en fazla mesafe kat eden takımı konumundalar. Net felsefelerinin ve dinamizmlerinin de sonucu olarak, özellikle büyük maçlarda rakiplerini çok zor durumlara düşürdüler. Fenerbahçe’ye 2-0 yenildiler ama ikinci devrede şutlarda 7-2, rakip ceza alanında topla oynamada 22-4 gibi net bir üstünlük kurmuşlardı. (Hürriyet)

Güntekin Onay: Öyle bir ilk yarı izledik ki Beşiktaş, sahaya ‘lüffen’ çıkmış. Ne bir tempo var, ne bir pres. Depar atan oyuncu bile yok. Pas yok, pozisyon yok. İstek, arzu hiç yok. Bu kadar olumsuz bir görüntüye rağmen piyangodan çıkan golle devreye 1-0 önde girmişsin ama ikinci yarı Hollandalı hoca oyundan memnun ki sadece sakatlanan İmmobile’yi çıkarttı! Peki yerine kime soktu? Mustafa’yı... Hani daha önce Trabzon’da ve Gaziantep’te oyuna sokup da puan kaybettiği Mustafa’yı... Mustafa harika bir çocuk ve inanıyorum ki büyük bir yıldız olacak. Ancak bu seviyenin santrforu değil hâlâ. Sok Joao Mario’yu çek Semih’i santrfora. Çok mu zor? Mustafa ile ileride top kalmıyor. Gol atan Muci neden çıktı? Ndour hiç varlık gösteremezken AlMusrati neden oyuna girmiyor? Kadro dar ama oyuncu değişiklikleri ile Beşiktaş her maç geriye gidiyor. Gaziantep maçını avuçlarının içinden hediye eden, derbide Okan Buruk’un tuzağına düşen Beşiktaş, Lyon deplasmanında galibiyeti, rakibin kaçırdığı goller sayesinde buldu. (Hürriyet)

Deniz Çoban: Zorbay Küçük bana göre maç genelinde sonuca etki eden önemli hata yapmadı. Ancak zaman zaman tecrübesine yakışmayacak faul ve kart hataları yaptı. 7. dakikada Rafa ceza sahasına girmek üzereyken yerde kaldı. Sadık’ın rakibinin omzuna sadece bir el teması var. Bence bu Rafa’yı bozacak bir hamle değildi. Hakemin devam kararı doğruydu. Ancak düdüğü ağzına götürmesi şık durmadı. (Fanatik)

Ali Gültiken: Takım bütünlüğünü kaybettiğiniz anda futbolda herkes yalnız kalır ve icraat yapamaz hale gelirsiniz. Kulübeden oyuna yapılan müdahalelerin oyuna negatif etkisi oldu. Muçi, sahadaki en yaratıcı oyuncu. Onu oyundan alıp Joao Mario gibi geldiği günden beri hiçbir katkı yapamamış oyuncuyu onun yerine sahaya sürmek ne kadar akıllıca onu da sorgulamak gerekiyor. Futbolda riskler alınır ama aldığınız risklerin takımın genel düzenini bozmaması gerekir. Lig maratonunda maçlar kaybedilebilir ama genel kimliğin ve düzenin kaybedilmemesi gerekir. Beşiktaş, Kasımpaşa karşısında tüm kazanımlarını kaybetmiş bir takım görüntüsü verdi ki bu, işin en tehlikeli tarafı. (Sabah)

Cem Dizdar: Öyle bir maç ki, ‘‘Çok az şeyin değil hiçbir şeyin olmadığı bir ilk devre.’’ diyecek olduğumuz anda gol geldi ve Beşiktaş soyunma odasına önde girdi. Oysa devre boyu tek ciddi atak Kasımpaşa’dan gelmiş, onu da Mert Günok karşı karşıya pozisyonunda çıkarmıştı. Gerisi nafile bir gayret, bir top kaybetme yarışı! Bu tip maçlar için onca zahmete katlanıp stadyuma gelen taraftarlar kadar devre arasında televizyon kanallarında maçı yorumlamak zorunda olanların da işi zor oluyor. Oynan(a)mayan oyuna anlamlar yüklemek için kafa yorup, dil döküyor insanlar. Kim nerede oynarsa oynasın Beşiktaş’ın balansının bozuk olduğu aşikar! Düşük verimliliği açıklamak ‘’Rafa Silva kanada hapsedildiği için verimli olamıyor.’’ ya da ‘’Semih Kılıçsoy gibi bir ‘saf yeteneği’ oynatmıyor.’’ türü gerekçeler üretildi. Ancak sorunun pozisyon ya da oyuncu değişikliklerinden öte tempo, ritm ve takım bağlarının güçsüzlüğü olduğu ihmal edildi. Ha bir de, her olumsuz sonucun ‘’Hakem kararlarının aleyhte olması!’’ ile açıklanması kolaycılığıyla elbette. (Fanatik)