Asabiyetinizin mazereti bunlardan biri olabilir;
KAFEİN
Kafein kahve, cay kola, çikolata gibi yiyeceklerin içinde bulunan ve vücutta bağımlılık yaratan bir maddedir.
Bağımlılık yaratmasının yanı sıra uyku gideren ve enerji verici iki etkisi daha vardır.
Kafeinin normal miktarı kişiye göre değişir kafeine karşı duyarlılık, tüketim sıklığı düzenli olarak alınan miktar vücut ağırlığı fiziksel koşullar gibi birçok etkene bağlıdır.
Pek çok çalışma yetişkinler için güvenli olarak tüketilebilecek kafein miktarını günde 300mg (yaklaşık 3–4 fincan kahve ya da 5–6 büyük çay bardağıdır) olarak tavsiye eder.
Kafeinin en önemli yan etkisi uykusuzluktur. Kafein etkisini kişinin uyumamasına değil, derin uyumasına mani olarak gösterir.
Tam dinlenemeden sabah uyanan kişi kendine gelebilmek için ilk başvuracağı şey yine koyu bir fincan kahvedir ve kısır döngü böyle sürer gider.
Stres hormonlarının yükselmesine neden olur.
Bu şekilde kan basıncının ve nabız atışını hızlandırır kan damarlarında daralmaya bağlı el ve ayaklarda soğumaya neden olur, mide asit seviyesini de artırır. Bu durum vücudun stres altında verdiği tepkiye yakındır.
Adrenalin ve dopomin salgısını artırır. Tüm bu etkilerinin sonucunda peptik ülser, düzensiz kâh atışları veya taşikardi yüksek tansiyon panik atak endişe ve anksiete bozukluğu kemik yoğunluğunda azalma gibi rahatsızlıklara sebep olur.
Ayrıca hamile kadınlarda alınan kafein düşük ağırlıklı bebek doğma ihtimalini 2 kat artırmakta ve düşüğe neden olabilmektedir.
HORMONLAR
Günlük yaşamda karşılaştığımız her yeni durumlarda ve beklemediğimiz olaylarda organizma bu yeni duruma uymak için belli tepkiler gösterir buna stres tepkisi denir. Stres, karşılaşılan olaylarda insanın ruhsal ve bedensel sınırlarının zorlanmasıdır.
Bedenin stres etmesi ile de karşılaşması sonucunda beyinde hipotalamo –hipofizer sistem ve otonom sempatik sistem uyarılır.
Kortikotropin serbestleştirici faktör (CRP) ve hipofiz ön lobundan salgılanan ACTH nin etkisi ile böbrek üstü bezi kortexinden kortizolun medulladan ise adrenalinin salgılanmasına neden olur.
Bu stres hormonlarının etkisi ile kan basıncı yükselir, kalp atışlarında hızlanma, midede hiper asidide, mental aktivitede artış, uygusuzluk terleme, beden ısısı artar solunum derinliği ve hızı artar, iritabilite ve el, ayaklarda üşüme oluşur.
DÜZENSİZ BESLENME
Kahvaltı yapmadan evden çıkıyor, gün içinde yoğun iş deposundan dolayı farkında olmadan öğün atlıyorsanız yeterli miktarda su içmiyorsanız, ayaküstü atıştırıyorsanız, ve ağırlıklı olarak fast-food tüketiyorsanız düzensiz besleniyorsunuz demektir.
Beyinin O2 dışında en önemli enerji maddesi glikozdur. Glikoz meyvelerde hazır halde bulunur. Bu düzenin kötü beslenme hücre yenilemesi işlevini aksatır. Cildiniz canlılığını ve tazeliğini kaybeder.
Yorgunluk, çabuk yorulma baş ağrısı, aşırı sinirlilik ve düşünce, hafıza sisteminde bulanıklaşma görülür. Peki bu durumda ne yapmalıyız?
Güne kahvaltı yaparak başlayın, gece boyunca aç olduğumuz için beyinin sabah enerjiye ihtiyaç vardır.
Daha sonra gıda alımınızı gün içine yayarak 3 ana öğün,3 ara öğün şeklinde az ve sık beslenerek yiyecekleri iyice çiğneyin, bol su için.
Gıdalardan aldığımız tuz miktarı 6 gr’ı (1 tatlı kaşığı)geçmemelidir. Doğmuş yağ (tereyağı, yağ, kuyruk yağı) oranı yüksek besinleri az tüketin.
Aşırı şekerli gıdalardan kaçınılmalı, ayçiçek yağı soya, Fındık, zeytinyağı almaya dikkat edin. Yarım yağlı süt, yarım yağlı ev yapımı yoğurt, yağsız kırmızı et baklagiller balık ve tavuk eti tercih edin.
Uygun miktarlar da ceviz fındık ve badem mutlaka tüketilmelidir.
TİROİT
Tiroit bezi, boynun ön kısmında yer alan ve salgıladığı hormonlarla vücut metabolizmasını düzenleyen endokrin bir organdır.
En sık rastlanan hastalıkları, tiroit hormonun üretimindeki dengesizliklerdir.
Tiroit hormonları aşırı miktarda salgılandığında hipertroidizm, yetersiz miktarlarda salgılandığında ise hipotroidizm meydana gelir.
Tiroit bezinin otoimmin sebeplerle iltihaplanmama troidit, bezin değişik sebeplerle büyümesine ise guatr adı verilir. (Kaynak: Habertürk)