Tüm meyveler "meyve şekeri" olarak da bilinen fruktoz içerir. Günlük kalori ihtiyacının ötesine geçmediği sürece fruktozun zararı görülmez. Çünkü parçalanmamış meyveler liflidir ve içerdiği şeker de meyve hücrelerinin içindedir. Sindirim sisteminin bu hücreleri parçalaması ve fruktozun kana karışması belli bir zaman alır. Ama meyve suyu için aynı şey geçerli değildir.
Meyve suyunda lif yoktur. Tam meyveden farklı olarak buradaki fruktoz "serbest şeker" olarak adlandırılır. Bal ve gıdalara katılan şeker de bu kategoridedir.
Dünya Sağlık Örgütü, yetişkinlerin günde 30 gramdan fazla şeker katkısı almamalarını öneriyor. Bu 150 ml (bir çay bardağı) meyve suyuna eşdeğer. Ancak sorun şu ki, liften arınmış olduğu için meyve suyundaki fruktoz vücutta çok daha hızlı emiliyor. Bu, kan şekerinde hızlı artışa neden oluyor ve pankreas bu seviyeyi normale indirmek için insülin salgılıyor. Zamanla bu mekanizma yıpranarak tip 2 diyabet riski ortaya çıkabiliyor. 2013'te araştırmacılar, 100 bin kişiyle ilgili 1986 ile 2009 yılları arasında toplanmış sağlık verilerini incelediğinde, meyve suyu tüketimi ile tip 2 diyabet riski arasında bağlantı olduğu görüldü.
Bunun nedeni, sıvıların katı besinlere kıyasla mideden ince bağırsağa daha hızlı geçmesine bağlandı. Yani tam meyve ile meyve suyunun besin içeriği aynı olsa da meyve suyu kandaki glikoz ve insülin seviyesinde daha hızlı değişikliğe yol açıyordu. Uzmanlar bunu, tam meyvedeki lif gibi bazı maddelerin meyve suyunda olmamasına bağlıyor.
Sebze de içeren içecekler meyve sularından daha fazla besin ve daha az şeker içeriyor, ancak bunlar da önemli liflerden yoksun. Lif bakımından zengin bir beslenme tarzının kalp ve damar hastalıkları, inme, yüksek tansiyon riskini azalttığı biliniyor. Yetişkinlerin günde 30 gram lif alması gerekiyor. Fazla kalori riski Tip 2 diyabet riskine ek olarak meyve suları fazla kalori alımına da katkıda bulunuyorsa zararlı görülüyor.