Pasifik Okyanusu'ndaki ABD’ye bağlı Marshall Adaları'nın bazı bölgelerinde radyasyon oranının, nükleer santrallerde patlama yaşanan Çernobil ve Fukuşima'dan daha yüksek olduğu ölçüldü.
Radyasyonun nedeninin ABD’nin Soğuk Savaş döneminde adalarda yürüttüğü nükleer testler olduğu belirtildi.
Columbia Üniversitesi Nükleer Çalışmalar Merkezi’nden araştırma ekibinin yayımladığı üç araştırma, bazı adalardaki nükleer iztop konsantrasyonunun, ABD ile Marshall Adaları arasındaki anlaşmanın öngördüğü sınırın epey üzerinde olduğunu ortaya koydu. Araştırmada toprak örnekleri, okyanus çökeltileri ve bölgede yetişen meyveler test edildi.
ABD eyaleti olan Hawai adasıyla Avustralya arasındaki mercan resiflerinden oluşan Marshall Adaları’nda Washington 1946 ve 1958 yılları arasında 67 nükleer test gerçekleştirdi ve geriye yüksek oranda radyasyon serpintisi bıraktı.
Araştırmacılar, bu mercan adalarından Bikini’de, 1954 yılında yapılan "Castle Bravo" adlı hidrojen bombası testinin, İkinci Dünya Savaşı'nda Japonya'da Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan atom bombalardan bin kat daha güçlü olduğuna dikkat çekti.
ABD’nin neden olduğu en büyük radyolojik kirlilik olan 15 megatonluk patlamanın neden olduğu nükleer serpinti 11 bin km karelik bir alana yayılmıştı.
Enewetak, Rongelap ve Utirik adalarına ulaşan nükleer serpinti nedeniyle bu adaların yerlileri evlerine dönemiyor. Marshall Adaları’nın en büyük iki adası bu nedenle yoğun nüfus sorunuyla karşı karşıya.
Columbia Üniversitesi araştırmacılarıysa Bikini ve Rongelap adalarına yeniden yerleşim için, radyasyonun zararlı etkilerinden kaçınmak adına daha fazla çevresel iyileştirme yapılması gerektiğini söylüyor.