Halk ayaklanmasıyla devrilen ve 22 Şubat’ta ülkesinden kaçan eski Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in, bir süre önce ziyarete açılan şatafatlı malikânesi Mejigorye, ‘yolsuzluk müzesi’ olarak anılıyor. (Kaynak: telegraph.co.uk )
Yanukoviç’in sarayı, 2014 başlarına kadar iktidar ve gücü temsil ediyor, birçok gizemi barındırıyordu. Ancak SPA merkezinden golf sahalarına, özel botanik ve hayvanat bahçelerinden altınlarla süslenmiş restoran gemisine kadar onlarca müştemilatı barındıran Mejigorye yerleşkesinin büyük kısmı bugün mültecilere tahsis edilmiş. Alanın tamamı bu mültecilerin ihtiyaçları için alınan cüzi bir ücret karşılığında halkın da ziyaretine açık tutuluyor.
Dinyeper Nehri’nin sularıyla oluşturulan ve Kiev Denizi olarak bilinen baraj gölüne nazır Mejigorye, küçük bir şehir gibi. Civarı artık seyyar satıcı, tur rehberleri, bisiklet ve elektrikli golf aracı kiralayanlar dolduruyor.
Girişte satılan haritalardan alarak kendi başınıza da gezebiliyor; isterseniz golf sahasında piknik bile yapabiliyorsunuz. Her şeyi görmek isteyenlerinse kesinlikle bir günden fazla zaman ayırmaları gerekiyor.
Yanukoviç’in, Rusya’ya kaçarken kamyonlarla 32 milyar dolar değerinde nakit para ve altın götürdüğü tahmin ediliyor. Yurtiçi ve dışında dondurulan mal varlığının tutarı ise 1,5 milyar dolar. Ancak devrik liderin geride bırakmak zorunda kaldıkları dahi ziyaretçileri şoke ediyor. Örneğin almayı ‘unuttuğu’ orijinal Ayvazovski ve Picasso tablolarının değerlerinin 6 milyon dolar (13,5 milyon TL) civarında olduğu belirtiliyor.
Altın süs eşyaları, peçetelik ve musluklar, dikkat çekenler arasında. Fırıncılar tarafından hediye edilen altın ekmek ve darphanenin bastığı Yanukoviç resimli altın paralar da görülmeye değer. Bulunanlar bazı mültecilere de ilham vermiş. Mejigorye’de açtıkları mini marketlerde ziyaretçilere alçıdan yapılmış altın ekmek ve klozet maketleri ile Yanukoviç baskılı tuvalet kâğıdı satarak geçimlerini sağlıyorlar.
Mejigorye yerleşkesi içerisinde; Yanukoviç’in rezidans olarak kullandığı kulüp evi Honka, cumhurbaşkanlığı idari binaları, çalışma odasından helikopter ve araç parklarına çıkan yer altı geçitleri, misafir konutları, resepsiyon salonu, SPA merkezi, havuz, açılan 12 kuyunun suyuyla doldurulan göl, tarihi Roma anıtlarının kopyaları, şarap mahzenleri, kuş parkı, at çiftliği, 70 araçlık kapalı klasik otomobil garajı, 42 araçlık lüks otomobil ve cip parkı, 12 araçlık kapalı eskort garajı, benzin istasyonu, çeşitli sergi salonları, sera, botanik bahçesi, içerisinde ABD ve Avustralya’dan getirilen nadir kanguru ve tavus kuşu gibi hayvanların bulunduğu hayvanat bahçesi, golf sahası, kızıl ağaçtan yapılmış içerisi altın ve kristallerle süslü gemi restoran, kadın ve erkek olmak üzere iki ayrı manastır, marina ve kapalı yat hangarı, iki helikopterlik hangar ve helikopter pisti, halı saha, tenis kortu ve dışarıdan hiçbir şeye ihtiyaç duymayacak şekilde tasarlanmış ekolojik konutlar bulunuyor.
İçeride ayrı, dışarıda ayrı şatafat söz konusu. Örneğin toplam maliyeti halen tespit edilemeyen Honka’nın tek bir odasının tefrişatına 229 bin Euro (yaklaşık 650 bin TL) harcanmış. Kiev Denizi kıyısında ithal granitten yapılan 5 km uzunluğundaki çevre duvarı ve parmaklıklarının metresinin fiyatı da 3 bin dolar. Giriş kısmındaki 3,5 kilometrelik parmaklıklardaki varaklar ise altınla kaplanmış. Her şeyin düşünüldüğü alanda 120 çeşit çam ağacı bulunuyor. Bu ağaçların fiyatlarının da 3 bin Euro’dan (8500 TL) başladığı belirtiliyor.
Şehir dışından gelen misafirlerini gezdiren Tatyana Mararesko adlı ziyaretçi, hayret ve hayal kırıklığını Cihan Haber Ajansı’na şöyle anlattı: “Burası gerçekten güzel ve muhteşem; ama kimin parasıyla yapıldı? Bir adam için niye bu kadar para harcandı? Şimdi milli park oldu; gerçek sahibine, halka döndü.”
Soyisimlerini vermeyen Tatyana ve Oksana adlı iki bayan ziyaretçi de izlenimlerini şu şekilde anlattı: “Sultan, tam anlamıyla büyük bir sultan. Çok fazla lüks… Normal bir insan bu şartlarda yaşamak istemez. Ülkende bir sürü fakir insan varken bu şatafat, bu israf neden? Sultan diyoruz; ama sultanlar bile böyle yaşamaz.”
Yanukoviç’in ihaleler karşılığında kendisine; rüşvet ve hediye verenlerin hepsinin belgesini ve ismini kaydedip saklaması dikkat çekiyor. Yapılan aramalarda şimdiye kadar 23 binden fazla yolsuzluk belgesi ortaya çıktı.
Kaçarken bu belgelerin bir kısmını yaktıran Yanukoviç, bazılarını ise su geçirmez özel ambalajlar içerisinde, Kiev Denizi’ne attırdı. Dalgıçlar tarafından çıkartılan belgeler gönüllü gazeteci ve sivil toplum kuruluşları tarafından incelenerek YanukovychLeaks.org sitesinde yayınlanıyor.