Bir Doğu Afrika ülkesi olan Ruanda’da 18. Yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıktığı düşünülen ve 1994’te ülkede gerçekleşen soykırımın ardından yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan ‘İmigongo’ sanatı, çağdaş sanatçıların dikkatini çekti
Bir Doğu Afrika ülkesi olan Ruanda’ya özgü İmigongo sanatını tuhaf kılan özelliği inek dışkısı kullanılarak icra edilmesi.
Tarım ülkesi olan Ruanda’ya özgü ‘inyambo’ adı verilen uzun boynuzlu inekler 17. yüzyılda zenginlik ve soyluluk göstergesiydi.
18. yüzyılın sonlarında inyambo inekleri kraliyet tarafından düzenlenen önemli seremonilerde geçit törenine katılırdı. Geleneksel inanca göre yerliler, bu geçit törenleri esnasında oluşan inek dışkılarını kil ve kül ile karıştırarak süsleme malzemesi olarak kullanmaya başladı.
İlk olarak dönemin soylularından Prens Kakira’nın duvarlarını süslemek amacıyla kullandığı söylenen imigongo sanatı, ahşap levhanın üzerine dışkı ve kül karışımıyla geometrik şekiller çizilerek yapılıyor.
Şekilleri eşit ayırmak için muz liflerini kullanan imigongo sanatçıları, bu karışımla istedikleri şekilleri ortaya çıkardıktan sonra 1 gece kurumasını bekliyor.
Kuruduktan sonra zımparalanan levhalar, bunun ardından boyanıyor. Genelde doğal malzemelerle elde edilen dört geleneksel rengin dışına çıkılmıyor. Bunlar gri, kırmızı, sarı ve siyah.
1994 soykırımından 25 yıl sonra yerli sanatçılar, geleneksel sanatlarını hayata döndürmek için imigongo icra etmeyi bilen son kişilerle iletişime geçerek bir girişimde bulundular.
“Kakira Imigongo” adını verdikleri kooperatif aracılığıyla geleneksel sanatlarını yaygınlaştırmaya ve dünyaya tanıtmaya çalışıyorlar.