Myanmar ordusu Arakanlı Müslümanların köylerini yakmak ve yüz binlerce Arakanlıyı Bangladeş'e göçe zorlamakla suçlanıyor. Reuters haber ajansı, sınırı geçenlerin çatışmalarda aldıkları yaraları görüntüledi. Ensar Allah 11 yaşında bir erkek çocuğu. Silahla vurulmuş, bacağında büyük bir yara var. Annesi Samara, "Evimiz yanarken üzerimize mermilerini püskürttüler" diyor. "Orta parmağım büyüklüğünde bir mermiydi. Allah neden bizi bu tehlikeli duruma soktu diye düşünmeden edemiyorum."
İki kardeş, Muhammed Heron ve Muhammed Akter'in vücutlarında ciddi yanıklar var. Amcaları, Myanmar ordusunun köylerine roket attığını ve Heron ile Akter'in iki kardeşinin de öldüğünü söyledi. Myanmar ordusu, hafta başında kendi operasyonlarını inceleyen bir soruşturma yayınladı. Soruşturma sonucunda ordu kendisini temize çıkarıyor. Ama BBC muhabirlerinin de gördüğü kanıtlar soruşturma sonuçlarını yalanlıyor. Birleşmiş Milletler de Arakanlı Müslümanlara yapılanları 'etnik temizlik' olarak değerlendirdi.
Envara Begüm, uyandığında evinin alevler içinde olduğu söyledi. 36 yaşındaki Begüm yanan, çatısı üzerine çöken evinden dışarıya çıkmaya çalışırken üzerindeki naylon kıyafeti de alev almış, kolunda yanıkların izleri var. Begüm'ü kocası, eşini 6 gün boyunca sırtında taşıyıp Bangladeş sınırını geçerek mülteci kampına vardı. "Öleceğimi sandım" diyor Begüm. "Çocuklarım için hayatta kalmaya çalıştım."
İmam Hüseyin 42 yaşında. Köyünde İslam dersi verdiği okuldan dönerken üç kişinin bıçaklı saldırısına uğradığını söylüyor. Ertesi gün karısı ve iki çocuğunun diğer köylülerle beraber Bangladeş'e kaçmasına yardım etmiş. Kendisi de daha sonra Cox's Bazar'a gitmiş. Bu fotoğraf çekildiğinde hala ailesini arıyordu. "Myanmar hükümetine sormak istiyorum, neden Arakanlı Müslümanlara zarar veriyorlar? Neden Budistler bizden nefret ediyor? Neden bize işkence yapıyorsunuz? Bizim ne kötülüğümüz var?"
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Çarşamba günü krizle ilgili bağımsız bir soruşturma yapılması çağrısında bulundu. Birçok görgü tanığının ifadeleri, ordunun açıklamalarıyla çelişiyor. Nur Kemal'in kafasında derin yarıklar var. Evinde saklanırken Myanmar ordusu askerleri tarafından saldırıya uğradığını söylüyor. "Tüfeklerin dipçikleriyle kafama vurdular" diyor 17 yaşındaki Kemal.
Abdu Rahaman diğer mültecilerle beraber tuzağa düşmüş. Kaçtıkları sırada saldırganlar üzerlerine pala fırlatmış ve ayak parmaklarından ağır yaralanmış. Rahaman iki saat daha yürümüş ama sınıra kadar yeğeninin ve arkadaşlarının sırtında taşınmış. "Geleceğimiz iyi değil" diyor Rahaman. "Allah bize yardım etmeli. Uluslararası toplumun bir şey yapması lazım."
30 yaşındaki Mümtaz Begüm, askerlerin köylerine gelip kendilerinden para istediklerini söylüyor. "Yoksul olduğumu, elimde hiçbir şey olmadığını söyledim. İçlerinden biri beni dövmeye başladı. 'Paran yoksa seni öldüreceğiz' dediler." Daha sonra askerler Mümtaz'ı evine kilitleyip çatışını ateşe verdi. Kaçtığında, üç oğlunun öldüğünü, kanlar içindeki kızının da dövüldüğünü öğrendi. "Artık evimiz, yemeğimiz, ailemiz yoksa gelecekle ilgili ne diyebilirim ki? Gelecekle ilgili düşünmüyoruz. Geleceğimizi de öldürdüler" diyor.