Büyük taarruz'un zafer hikâyesi: 30 Ağustos nasıl kazanıldı?
1918 yılının kasım ayında Almanya teslim olmuş, I. Dünya Savaşı sona ermişti. Osmanlı İmparatorluğu da savaşın mağlupları arasındaydı. Takip eden süreçte İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlar türlü bahanelerle Anadolu’ya ayak basacak, korkunç bir işgalin faili haline gelecekti. Bu, aynı zamanda Anadolu tarihinin en karanlık yıllarının da başlangıcıydı. Mustafa Kemal Atatürk, 1919’un 19 Mayıs’ında, Anadolu’nun kaderini değiştirmek için uzun bir yolculuğa başladı…
I. Dünya Savaşı’nın ardından Anadolu insanı yalnızca korkunç bir işgalle değil tarihinin en karanlık günleri ile de karşı karşıya kaldı.
Ancak “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktı.” Mustafa Kemal etrafında kenetlenen Türk milleti, kurtuluş mücadelesi başlattı. 26 Ağustos’ta Başkomutan Mustafa Kemal’in emriyle başlayan Büyük Taarruz, 30 Ağustos günü Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin kazanılmasıyla sona erdi.
Başta İngilizler olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinin desteğini arkasına alan Yunanlar, 1921’in ağustos ayında Anadolu içlerine doğru harekete geçti. Olası bir Yunan zaferi, Ankara’nın, Millet Meclisinin ve Anadolu’daki özgürlük umutlarının yerle bir olmasına neden olacaktı.
Türk milleti için bu korkunç yok oluş ihtimalinin belirdiği anlarda bir kez daha sahneye çıkan Mustafa Kemal, tarihe geçen “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır o satıh bütün vatandır.” sözleriyle askerlerine Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmeyi emretti.
Mustafa Kemal, bu geri çekilme taktiği ile Anadolu’ya hücum eden Yunan birlikleri arasındaki mesafenin açılmasına neden olmuş, askeri dehası ve kararlılığı ile bir kez daha son derece kritik bir savaşın kazanılmasını sağlamıştı.
22 Ağustos 1921’de başlayan Sakarya Meydan Muharebesi, 13 Eylül’de Türk ordusunun zaferi ile sona erdi. İşte Büyük Taarruz’a ve 30 Ağustos zaferine giden süreç Sakarya Meydan Muharebesi’nin ardından başladı.
Türk ordusu, Sakarya Meydan Muharebesi’ne kadar savunma pozisyonundaydı. İnönü Savaşları, Kütahya-Eskişehir Savaşı ve Sakarya Savaşı Yunan birliklerinin Anadolu içlerine ilerlemesini önlemek için canını hiçe sayanların kahramanlık öyküleri ile doluydu.
Ancak Mustafa Kemal, düşmanı Anadolu’nun bağrından söküp atmak için taarruza, hem de “büyük bir taarruza” girişmek gerektiğini biliyordu.
Mustafa Kemal, nihai ve en büyük adımına giden süreçte, taarruz hazırlıklarının başlaması için talimat verdi. Türk ordusu yaklaşık bir yıl boyunca, 30 Ağustos gününü bir övünç vesilesine dönüştürecek zafer için hazırlandı.
Başkomutan Mustafa Kemal, haziran 1922’de taarruz için şartların olgunlaştığına karar verdi. Ancak kurtuluşun stratejisi, büyük bir gizlilik içerisinde hazırlanmalıydı. Mustafa Kemal, taarruzun detaylı planlarını yalnızca İsmet Paşa, Fevzi Paşa ve Kazım Paşa ile paylaşmıştı.
Taarruz hazırlıklarını da bizzat kendisi denetliyordu. Elbette bu denetimler de büyük bir gizlilik içerisinde gerçekleştirilmeliydi. 23 Temmuz’da General Townshend ile görüşme bahanesi ile Ankara’dan ayrılmış ve taarruz hazırlıklarının hangi safhada olduğunu yerinde incelemişti.
Mustafa Kemal ve Türk ordusu Büyük Taarruz’un başladığı 26 Ağustos sabahına dek müthiş bir gizlilik içerisinde hareket etti. Öyle ki Başkomutan savaşı idare etmek için Ankara’dan ayrıldığında, Yunan yetkililer onun Ankara’da bir çay partisinde olduğunu zannediyordu!
26 Ağustos sabahı Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile birlikte Kocatepe’de yerini alan Başkomutan, milletin kaderini değiştirecek taarruzun başlaması için işaret verdi!
Günün ilk ışıklarıyla başlayan top atışının ardından Türk askerleri hücuma kalktı. Kurdukları savunma hattının geçilemez olduğuna inanan Yunanlar, büyük bir şaşkınlık ve panik içerisindeydi.
Taarruzu bir baskın şeklinde planlayan Başkomutan, Yunan askerlerinin toparlanmasına ve yeni bir savunma hattı oluşturmasına müsaade etmemişti. Türk askeri, yıldırım hızıyla düşmanın üzerine hücum ediyordu.
26 Ağustos’ta başlayan taarruz, 30 Ağustos günü Mustafa Kemal’in ve Türk ordusunun mutlak zaferi ile sona erdi. Büyük Taarruz’un son safhası olan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni de kaybeden Yunan kuvvetleri, 30 Ağustos gününden itibaren geri çekilmeye başladı.
30 Ağustos, eşsiz bir kahramanın dâhiyane planları ve bağımsızlık için ölümü göze alan bir milletin azim ve mücadelesi sayesinde kazanıldı, dünya tarihinin en büyük zaferlerinden biri haline geldi.