Journal of Applied Research in Memory and Cognition dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, anıların ne süreyle ve ne kalitede korunduğunu etkileyen önemli bir faktör, onları fotoğraflamaktır.
Çağlar Mert Bakırcı'nın Evrim Ağacı’nda yer alan haberine göre, uzmanlar buna yük boşaltımı diyor.
Bir anı fotoğrafladığınızda, o anı hatırlamak için bir makinaya güvenmiş oluyorsunuz. Böylece beyniniz, nasılsa sonra fotoğrafa bakarak hatırlayabileceğinizi düşünerek, güçlü bir anı üretmiyor.
Bir örnek verelim: Diyelim ki Mona Lisa'yı görmek için Louvre Müzesi'ne gittiniz. Eğer müzeye gittiğinizde, ufacık resmi fotoğraflamayı becerirseniz, bu defa da ona dair anılarınız daha zayıf oluyor; çünkü zaten fotoğrafı çekerken "Nasılsa sonra görebilirim" diye düşünüyorsunuz. Aksi takdirde fotoğraflamazdınız, öyle değil mi?
Bunu deneysel olarak göstermek de mümkün: Linda Henkel tarafından yapılan bir çalışmada, 42 öğrenci üç gruba ayrılarak bir müzeye götürüldü.
İlk grup cep telefonlarıyla bir resmin fotoğraflarını çekti, sonrasında ise 15 saniye boyunca resmi inceleme imkânı buldular.
İkinci gruptakiler fotoğraf çektiler; ancak sonrasında hemen silmeleri istendi (böylece sonradan fotoğrafa bakamayacaklarını biliyorlardı). Sonrasında 15 saniye boyunca resmi inceleme fırsatları oldu. Bir diğer deneyde ise bu grup fotoğrafı Snapchat uygulaması ile çekmişlerdi; yani otomatik olarak silineceğini biliyorlardı.
Üçüncü grup ise hiç fotoğraf çekmedi, resmi 15 saniye boyunca incelediler.
Sonrasında her birinin telefonlarına 10 dakikalığına el kondu. Bu sürenin sonundaysa onlara gördükleri resimle ilgili birkaç sorudan oluşan bir test verildi. Kim daha iyi hatırladı dersiniz?
Resimlerin fotoğrafını hiç çekmeyen üçüncü grup, her iki deneyde de (ikinci grubun elle sildiği ve Snapchat ile fotoğraf çektiği iki ayrı deneyde) diğer iki gruba göre resimlerin detaylarını çok daha iyi hatırladı.
Hatta ikinci grubun Snapchat fotoğrafı çektiği deneyde üçüncü grup, bu gruptakilerden neredeyse 2 kat daha iyi performans gösterdi.
Bunun iki olası nedeni var: İlki, fotoğraf çekme sırasında dikkatimizin mekanik aksama kayıyor olması. Fotoğrafın parlaklığı, açısı, vb. teknik özellikleri üzerine kafa yormak için, gözlediğimiz nesnenin detaylarına odaklanmakta zorlanıyoruz. Bu durum, bir başka deneyle de doğrulanmış vaziyette
Eğer otomatik kayıt yapan GoPro gibi cihazlarla bir müze incelenecek olursa, kişiler normal şekilde anılarının gücünü koruyabiliyorlar.
İkinci olası açıklama ise, bir fotoğraf çekerken odaklandığımız teknik özellikler (yine parlaklık, açı, vb. durumlar), bu fotoğrafı çektiğimizde bize bir başarma hissi veriyor.
Dolayısıyla sonrasında eşit süre boyunca (15 saniyeliğine) resme bakılıyor olsa da, kişi zaten iyi bir iş başardığı ve güzel bir fotoğraf çektiği hissine kapıldığı için, resmin detaylarına odaklanma ihtiyacı hissetmiyor: "Nasılsa detayları sonradan tekrar görebilirim" diye düşünüyor.
Bu durum, bir konsere gidip de fotoğraf ve video çekmeye çalışmayan kişilerin, fotoğraf ve video çekenlere göre ânı daha iyi yaşayabildikleri ("âna gömüldükleri") düşüncesi ile de uyumlu görülüyor.