Ben Buğra ile 10 senedir birlikteyim. Aramızda 22 yaş var, benden 22 yaş küçük. Şu aralar yaşlanmaya başladı. Diyorum ki ‘sakın yaşlanma seni bırakırım’ (gülüyor)
Çok yakın profesör bir arkadaşım var psikiyatr. Buğra ile ilk çıkmaya başladığımız da beni aradı. ‘Seni çok severim biliyorsun, bu sefer artık uyarmak zorundayım.
Çünkü çok fazla yaş farkı var. Senin yaşında aşk acısı da çok kötü koyar insana, ne olur dikkat et bu çocuk seni terk eder’ dedi.
Ben böyle şeyler duyunca günlük yaşayan bir insan olduğum için hatta dakikalık dedim ki arkadaşıma ‘sen beni tanımıyor musun? Ben üç günüme, beş günüme bakarım.
Bu çocuk beni ne kadar mutlu ediyorsa, o kadar mutluluğa bakarım. Zaten ileriye dönük planlarım falan yok ki.’
Benden öyle şeyler duydunuz mu? Ben eğlenceme bakarım gittiği kadar. Sevgilimle aramdaki yaş farkını biliyorduk, aramızda da hiç problem olmadı.
Biz Buğra ile çok güleriz, ben diyorum ki ona ‘ben bir gün yaşlanacağım, sen ne yapacaksın o zaman’ diyorum. Bunları konuşuyoruz biz…
Doğum gününden bir gün önce dedim ki Buğra’ya ‘Ne kadar iyi olmuş senin doğman 100 yaşıma kadar kiminle yaşayacağım’ O da ‘o zaman kutlayalım bari’ dedi.
Ben hiçbir zaman hiçbir şeyi kaybetme duygusu yaşamadım hayatımda.
Buğra’nın telefonunu falan hiç karıştırmam, aklıma bile gelmez.
O bana verir ‘al şarja tak’ der, benim telefona bakmak aklıma gelmez. Buğra’nın peşinde çok kadın var.
Astroloji danışmanlığı yapıyor, asılanlar oluyor ama biz gülüp geçiyoruz.
Zaten istenmeyen bir adamı ben ne yapayım ki… (gülüyor)
Ben Buğra’ya diyorum ki ‘annen gibi görünürsem, ayrılırız.’