Atatürk'ün ölümünden yıllar önce, Cumhuriyet’te Anıtkabir fikrini ilk ortaya atan isimlerden biri Abidin Daver’di. Daver, yaşamını yitiren Türk büyükleri için Ankara’da anıtmezar yapılması fikrini gündeme getirmiş, bunun için de Paris’teki Panteon’u örnek göstermişti.
Anıtkabir, genç Türkiye’nin gündemine hemen girdi. İnşaatın “Rasattepe’de” yapılmasına karar verildi. Anıtkabir yapılmadan önce burada birkaç küçük yapı vardı. Bu yapılar, rasat (meteoroloji) istasyonu olarak kullanılıyordu. Rasattepe adı da bundan ötürü verilmişti. Anıtkabir’in yapılacağı alandaki Frig mezarları, kaldırıldı. Bu mezarlar halen Arkeoloji Müzesi’nde.
2 Nisan 1941’de ise, Cumhuriyet’in sayfalarına Anıtkabir Komisyonu’nun yarışma ilanı girdi. Atatürk Anıtkabir Proje Yarışmasına 20’si Türk, 27’si yabancı, toplam 47 yarışmacı katıldı. Jüri, İstanbul Mimarlık Fakültesi’nden Emin Onat ile Doçent Orhan Arda’nın eserlerinin uygulanmasına karar verdi.
Proje yarışmasının ardından 9 Eylül 1944’te Anıtkabir’in temel atma töreni yapıldı. İnşaat süresince Ankara’da dinmeyen heyecan, ABD’ye, New York’a bile uzanmıştı. Türk akrabaları olan William Johenson, Anıtkabir’in bayrak direğini üstlenmişti.
Projenin yavaş ilerlemesi zaman zaman eleştirileri beraberinde getiriyor, ama bu anlarda da üniversiteli gençler, devreye giriyordu. Üniversiteliler tarafından çıkartılan “Yurd” mecmuasının son sayfasında gençlik şu öneriyi sunuyordu:“Biz üniversiteliler teklif ediyor ve istiyoruz: Bu yıl bize yaptırılacak 2 aylık askerlik hizmetinin bir ayını Atamızın ‘Anıt-Kabir’ inşaatında çalışarak yapalım.”
Üniversiteliler gönüllü olarak otobüslerle inşaat alanına giderek çalıştı. 17 Mayıs 1948 tarihli Cumhuriyet’te şöyle anlatılıyordu:“Ankara yüksek tahsil öğrencilerinden kafileler, yarın sabah Hukuk Fakültesi önünden kalkacak otobüslerle Anıt-Kabir sahasına gidecekler ve 12’ye kadar inşaat işlerinde çalıştıktan sonra tekrar otobüslerle geri döneceklerdir.”
Üniversiteliler gönüllü olarak otobüslerle inşaat alanına giderek çalıştı. 17 Mayıs 1948 tarihli Cumhuriyet’te şöyle anlatılıyordu:“Ankara yüksek tahsil öğrencilerinden kafileler, yarın sabah Hukuk Fakültesi önünden kalkacak otobüslerle Anıt-Kabir sahasına gidecekler ve 12’ye kadar inşaat işlerinde çalıştıktan sonra tekrar otobüslerle geri döneceklerdir.”
16 Aralık 1951 günlü Cumhuriyet, 650 dönümlük arazinin 350 dönümünün 1 milyondan fazla ağaçla donatılacağını duyuruyordu. Akasyalar, dışbudaklar, karaağaçlar, hanımelleri, iğdeler, ılgınlar...Dünyanın her yanından Ankara'ya ağaç gönderildi.
Büyük gün hızla yaklaşırken, Anadolu’da yaşayan yurttaşlar Anıtkabir’in ilk görüntüsünü belki de posta pullarından görüyordu. PTT Genel Müdürlüğü, Cumhuriyet’in 30. yıldönümü ve Atatürk’ün naaşının Anıt-Kabre nakli nedeniyle Viyana’daki Avusturya Devlet Matbaası’nda iki ayrı seri hatıra pulu bastırıyordu.
Cumhuriyet 26 Ekim 1953 tarihinde Anıtkabir’in ilk fotoğraflarını yayınladı. “Günün Resimleri” başlığı altında Anıtkabir’in üç farklı cepheden fotoğrafları verildi,inşaatın bitmek üzere olduğu belirtildi. Tüm Türkiye artık, 10 Kasım 1953’ü bekliyordu. Atatürk’ün naaşı 15 yıl kaldığı Etnografya Müzesi’nden alınarak, ebedi istirahatgâhına taşınacaktı.
Tüm süreci günbegün izleyen Cumhuriyet ise 4 Kasım’da okurlarına “Anıt-Kabir İlavesi” veriyordu. Cumhuriyet’in ekinde, Anıtkabir’i yapan mimarlar, heykeltraşlar ve diğer çalışanlar eseri nasıl meydana getirdiklerini anlatıyorlardı. Ekte Anıtkabir’den son fotoğraflar da okura sunuluyordu.
Ertesi gün ise Anıtkabir için yarışmaya katılan 5 projenin fotoğrafları yayınlandı. Projelerden kimi üçgen, kimi yuvarlak mimari yapıya sahipti. 5 Kasım 1953’te, 12 yıl süren inşaatın ardından Ord. Prof. Emin Onat, Anıtkabir’in yapılış öyküsünü Cumhuriyet okurları için kaleme alıyordu.
Törene 24 saat kala, artık herşey hazırdı. Yalnızca İstanbul’dan 435 polis güvenlik için Ankara’ya gönderilmişti.Yoğun ilgi nedeniyle yürüyüş güzergahı uzatılmıştı.Cumhuriyet 9 Kasım 1953 tarihli manşetinde, “Ankara'da otellerin, misafirhanelerin tamamen dolduğu” haberi yer alıyordu.
Ve beklenen gün geldi. 10 Kasım 1953... Cumhuriyet, o gün “Atayı Bugün ‘Anıt-Kabir’e Götürüyoruz” manşetiyle çıktı. Tören için 40 bin yurttaşın Ankara’ya geldiği duyuruluyordu: “Caddelerde dün akşamdan yerlerini alan bir kısım halk, geceyi kaldırımlar üstünde geçirdi.”
umhuriyet'in birinci sayfası tamamen bu büyük olaya ayrılmıştı.Cumhuriyet’in başyazarı Nadir Nadi, “Ataya Selam!” başlıklı yazısında:“Tersine, bizi o büyük adamın fani varlığından ayıran on beş koca yıla bakarak, onunla beraber bir şimşek hızı ile başardığımız eserin azametini ölçelim. Bugün: Hürüz,medeniyiz, ilerliyoruz!”
11 Kasım 1953’te Cumhuriyet’in manşeti yine Atatürk’tü. “Atatürk’ü Dün Ebedi İstirahatgâhına Bıraktık” manşetiyle çıkan gazetede, nakil işlemi saat saat, kare kare 4 sayfa halinde tüm Türkiye’ye duyuruluyordu. Cumhuriyet, “Gece yarısına kadar vatandaşlara açık bulundurulan Anıt-kabirde, bugün Atatürk’ün kabrini tahminlere göre 70 bin kişi ziyaret etmiştir.” diye yazıyordu.
Başyazar Nadi, “Sen Yattıkça!” başlıkla başyazısında, “Bize inan Atatürk