Hasan Cemal sayemde sevimli görünmeye çalışıyor - Aydın Engin mizah duygusu en gelişmiş gazetecilerimizdendi -
Aile tragedyası Üç Kız Kardeş'te Özgü Kaya, arkadaşım Berker Güven - Sasa'nın albümü Kalan Plak'tan.
Nisan ayına bir anlamda "Düğün ve Cenaze" havasında başlangıç yaptım. İzmir'den döner dönmez ilk gecem Ece'nin meyhanecilikte 40., Asmalımescit'te 15. yılını kutlamasıydı. İkinci gece ise canım Aydın Engin'in anması, daha doğrusu, meşrebine yaraşan uğurlanışıydı.
Yine beleşe getirdim
Ece kutlamasında hava güzeldi ve hep dışardaydık. Bol gazeteci ve oyuncu vardı. Gazeteci olarak en ünlüler, dışarıya konmuş sadece iki tabureye oturma hakkı olan, Hasan Cemal ve ben, oyuncu olarak da Derya Alabora ve Tülay Günal'dı. Geriye kalanlar diğer mesleklerden ve ya az ya da sıfır ünlülerdi.
Örnek olarak gazeteciler Asu Maro ve Gürsel Göncü'yü verebilirim.
Nankörlük etmeyeyim, rakı paralarımı Bebek'te deniz gördüğü için yokuş ve pahalı bir evde kalmakta ısrarlı olan Cemal Paşa'nın orta zengin torunu Hasan Cemal ödedi.
Ünlüler: Tülay Günal, Hasan Cemal, Gonzo Tuğrul, orta ünlü Zeynel Lüle, pek az ünlü Gürsel Göncü.
(Foto: Gonzo Ajans- Zeynep Aksoy)
Tırmık'ın mavralarını özleyeceğim
İkinci gecemde ise çok ünlü T24, orta ünlü Doğan Akın, Oya Baydar ve aramızdan uçup giden Aydın Engin'in konuğu olarak Asmalı'daki Yakup'taydık. Kulağımda Aydın'ın sesi, "Ulan Tuğrul bu hafta sonu da mavra yazamadım. Yırttın rekabetimden. Devletimize dua et, yine beni kızdırdı..."
Masalar, ağırlıklı olarak yolun sonuna yaklaşanlar, yolun ortasında olanlarla doluydu. Miktar-ı kâfi genç de vardı. Ben yüksek emekli maaşı olan eski basın danışmanı Ahmet Sever'le birlikte biraz geç gittim. Ağır abilerin oturduğu uzun ilk masa ve yanlarındaki yuvarlak masalar tıklım tıklımdı.
Sinirimden gidip tek başıma bardaki tabureye oturdum. Zaten o kadar liberal, sol Kemalist, sosyal demokrat, yetmez ama evetçi, yorgun komünist, utangaç eski darbeci ve merkezci arasında tek anarko marksist olduğum için doğru bir tercihti diye düşünüyorum. Bir süre sonra Yakup'un bahçesinde gençlerin yanına seğirttim.
Yorumsuz Murat Belge, Ömer Laçiner, Oya Baydar, Tahir Özyurtseven. (Foto: Ayça Atikoğlu).
Neredeyse hiyerarşik düzenlenmiş masaları geçip dışarda T24 yazarı Mülkiyeli kardeşim Erdoğan Sağlam ve gençlerle oturdum. İçeriden çok daha neşeliydi. Ama eminim şimdi siz fanlarım ve magazin severler hiyerarşik masalardan isimler bekliyorsunuz. 84'ünü birden sayamam ama karışık sırayla bazılarını zikredeyim:
Tan Oral, Hasan Cemal, Güray Öz, Murat Belge, Murat Sabuncu, Şirin Payzın, Turhan Günay, Ümit Kıvanç, İpek Çalışlar, Yalçın Doğan, Bülent Mumay, Berna Abik, Candan Yıldız, Hilmi Hacaloğlu, Bülent Özdoğan, Faruk Eren, Fatih Polat, Mete Çubukçu, Turgut Kazan, Akın Atalay, Selçuk Demirel, Musa Kart, Kemal Gökhan Gürses, Talat Kırış, Gençay Gürsoy, Oral Çalışlar, Hakan Aksay, Zeynel Lüle, yönetmen Seren Yüce...
Ayşe Cemal ve Hale Soygazi o erkek kalabalığı arasında ilaç gibi geldiler.
(Foto: Gonzo Haber Ajansı)
Bir de tuhaf bir şey oldu ama Aydın Engin orada olmadığı için kimse söylemeye cesaret edemedi.
Dışarda oturduğum kalabalık masada 45 dakika sonra tek başıma bırakıldığımı fark ettim. Tahammülsüzler, ne olacak!
Yakup'ta yalnızlığım ve farklılığımın resmidir. (Foto: Yıldıray Arslan-Yakup)
Tarihimden yapraklar
Ortak nokta Diyarbakır
1936-2022
Perşembe günü (7 Nisan 2022) toprağa verdiğimiz meslektaşım Mıgırdiç Margosyan'la Agos'ta birkaç kez beraber olmuştuk. Hiç kadeh tokuşturamadık. Fakat çok önemli bir ortak noktamız var.
10'ar sene arayla Diyarbakır'ın ünlü Süleyman Nazif İlkokulu ve Ziya Gökalp'te kara tahtaya kalkmışız. O, 1936 doğumlu. Bense 1946. Yani benim 10 senem daha var.
Linkler ve çağrılar
* Marksizm Günleri, bu yıl 14-17 Nisan’da “Savaş ve Krizler Çağında Özgürlük Mücadelesi” sloganıyla gerçekleştiriliyor.
* İKSV'den yen
i rapor: Kültür-Sanat Dünyasında Toplumsal Cinsiyet.
*Kadınlar en az yarısını istiyor. KA-DER'den
çağrı var.
***
Duvar'dan Kısa Dalga'ya
Sık yayın yönetmeni değiştirme rekorunu elinde tutan Duvar'ın eski yazı müdürü Erdal Erkasap, Kemal Göktaş'ın Kısa Dalga'sının taze internet gazetesine geçmiş. Yalnız o mu? Dış haberci Beril Köseoğlu da. Bunların dışında bianet'te fazla dayanamayan Demet Erkasap da oraya geçmiş. "Bundan sana ne" demeyin çünkü üçü de eski Radikalci ve çeşitli dozlarda bana tahammül etmişlerdir.
Unutmadan ekleyeyim Duvar'da kalan öteki yazı müdürü Barış Avşar tabii ki neşriyat müdürü oldu. Ne de olsa benden sonra meydan boş kaldı.
Yeni jeune fils
Tamam, Cihangir HomeRoom'a gelip bizim mahallenin kızı, kendi gibi oyuncu Nihal'le kahve içerdi. Soru sorulunca konuşan efendi çocuklardan. Kısmen yanılmışım. Meğerse gizli bir jeune'müş Berker Güven. Başrollerinden birini oynadığı çok melodramatik dizi "Üç Kız Kardeş" hemen rating tepelerine yerleşince bizim delikanlı, fan saldırılarına maruz kaldı.
Tabii ben de ağırlığımı kullanıp hemen fotoğraf çekildim. Hanımlar bu magazini okuyunca hemen HomeRoom'a gelmeyin, çünkü dizi Ayvalık'ta çekiliyor. Ben sezon finali çekilince sizleri haberdar ederim. Tabii "aile dizisi" olduğu için, kızları soyamayınca Berker Güven'i soyuyorlar. Son hafta iki kez soyundu, ilgililerinin dikkatine...
Yeni arkadaşım Berker Güven tabii ki Robert Taylor değil, iki seneye kalmaz olur. (Foto: Yıldırım Türker)
Sıkça sorulan sorular ve cheap shots
* Doğan Akın sayesinde her yazısı T24'te yayımlanan Ertuğrul Özkök'ün (Ezgi Başaran'ın deyişiyle Ertuğrul Abi'nin) ve Neyyire Özkan'ın yetiştirmesi (hatırlarsınız canım, eski Hürriyetçiler) Ezgi Başaran'ın T24'te konuk olduğu bir saati aşkın podcastı, sonuna kadar dinledim. Dinleyince de başından beri Başaran'a neden bir yakınlık duyamadığımı iyice anladım.
25-30 yaşlarında olduğu için Hürriyet'teki erkek egemenliğini o zaman hiç fark etmemiş. O yüzden de yanlış yapmış olabilirmiş. Ertuğrul Özkök'ün Radikal'e birlikte gönderdiği Eyüp Can'dan da pek sitayişle bahsediyor. Keşke Başaran biraz daha cesur olsaydı da Eyüp Can'la birlikte Radikal'in tabutuna son çiviyi çakarken nasıl Neşriyat Müdürü de olduğunu anlatsaydı.
Aksi hâlde genç gazeteciler bu podcast'tan çok yanlış sonuçlar çıkarabilirler. Allah korusun.
Ezgi Başaran - Ertuğrul Özkök
* Bu ara sürekli gazetecilerle birlikte olduğum için inanılmaz rivayetler ve iddialar duydum. Örneğin, Halk TV'nin patronu Cafer Mahiroğlu, yavaş yavaş eski ve yeni model medya patronlarına benzemeye başlamış. Kesinlikle inanmadım ama, "beğenmeyen gitsin" diyormuş.
Buna tabii ki inanmam çünkü doğru olsaydı İsmail Saymaz, Ayşenur Arslan, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Şirin Payzın gibi gazeteciler mutlaka kıyameti koparırlardı ve biz de gerçekleri duyardık.
Advertorial (!)
Cihangir 21'de tanıştığım dünya tatlısı Sasa'nın hem anadili Kürtçe ve Türkçe söylediği albümü.
Müzik önerisi
5 Nisan 1994'te Kurt Cobain, "sattığı dünyaya" veda etti. David Bowie'nin ünlü şarkısını Kurt Cobain'in yorumuyla dinleyeceksiniz: The Man Who Sold The World.