28 Nisan 2020

Tehlikeli iyimserlik

Doğru olan, "bayramda üç günlük sokağa çıkma yasağı" ilan etmek

Muhtemelen 15 Temmuz’da uçağa artık binebiliyorsa insanlar... Bir uçak firmasının yetkilisinin aktardığına göre, sahne aşağı yukarı şöyle:

"Diyelim ki, uçakta otuz sıra var. Birinci üç koltuklu sırada tek bir yolcu, onun hizasındaki diğer üç koltuklu birinci sırada yine tek bir yolcu. İkinci sıra boş, hiç yolcu yok. Üçüncü sıra yine birinci sıra gibi, sağda ve solda üçer koltuklarda birer yolcu. Dördüncü sıra boş, hiç yolcu yok. Beşinci sıra yine birinci ve üçüncü sıra gibi, sağda solda üçer koltuklarda birer yolcu.

Bu böyle devam ediyor. Dolayısıyla, otuz sırası bulunan bir uçakta sadece birer yolcunun oturduğu on beş sıra dolu. 180 kişilik uçakta, sadece 30 yolcu.

Buna karşılık, bilet fiyatları şimdikine göre, bir kaç kat daha pahalı."

Uçak firmalarının birinde, bulaşa karşı önlem açısından, böyle bir yöntem üzerinde duruluyor. Pratik ne gösterir, bilinmez.

Genel uygulama böyle mi olur, başka bir plan mı gelişir, yine bilinmez. Ama, şu anda en azından bir uçak firması özetlediğim plan üzerinde çalışıyor, maliyet hesabı yapıyor.

Korunma önlemlerine bağlı olarak, uçak yolculukları için düşünce eksersizleri yapılıyor, öngörülen tarih 15 Temmuz.

Vak'a sayısı azalıyor

Sağlık Bakanlığı verilerinden hareketle...

Bazı doktorlar bir tablo üzerinde çalışıyor. 12 Nisan ile 26 Nisan arasındaki verileri bir tabloya döküyor, "korona tablosu" oluşturuyor. O tabloda:

"Günlük test sayısı içinde aktif vak’a sayısı azalıyor. 12 Nisan’da günlük test sayısı içindeki vak’a sayısının oranı yüzde 13.41 iken, önceki gün bu oran yüzde 7.81’e düşüyor".

Ölüm sayısından bağımsız olarak, vak’a sayısındaki azalma, tıpkı Dünya Sağlık Örgütü’nün dile getirdiği gibi, "ihtiyatlı bir iyimserliğe" yol açıyor.

Bakanlık verilerinden yola çıkılarak yapılan hesaplama, "Sağlık Bakanlığı verilerinin doğruyu yansıttığı" varsayımına dayanıyor. Yani, Sağlık Bakanlığı doğru bilgiler veriyor varsayımına.

"İki bayram"

Vak’a sayısındaki azalma ya da virüsün yayılmasının kontrol altına alınmasında önemli bir yol alınmış olması...

Tehlikeli iyimserlik burada ortaya çıkıyor... Tehlike bu iyimserlikte yatıyor...

Örneğin, sokağa çıkma yasaklarının gevşetilmesi gibi... Ya da mayıs sonundaki Ramazan Bayramı günlerinde "iki bayramı birlikte yapmak" gibi.

Olağanüstü tehlikeli!..

Hele de, "iki bayramı birlikte yapmak", yani önlemleri belli ölçüde olsa bile gevşetmek, çok daha tehlikeli ve çok daha uzun sıkıntılı günlere götürebilir bizi. Hem sosyal ve psikolojik anlamda, hem ekonomik anlamda. Daha uzun, daha kapsamlı sokağa çıkma yasakları ve başka kısıtlamalar gibi.

Zaten Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da attığı bir tweet'te aynı vurguyu yapıyor ve "gönlüm bundan yana değil" diyerek, iyimserliğin yarattığı tehlikeyi açıkça işaret ediyor.

Doğru olan, "bayramda üç günlük sokağa çıkma yasağı" ilan etmek.

İyimserlikte örneğin, uçak firmaları kapıyı açık bırakıyor. Onlar 15 Temmuz’u boşuna göstermiyor!..

Doğa kendini buluyor

Dünyada üç, dört milyar insanın hayatını tehdit eden virüs:

- Çocuklara dokunmuyor,

- Hayvanlara dokunmuyor,

- Bitkilere dokunmuyor,

- Doğaya dokunmuyor.

Dünyayı yaşanmaz ve çekilmez hale getirenlerin kim olduğunu iyi biliyor!..

Bakalım insanlık bundan ne ölçüde dersler çıkaracak?

Geçen akşam bir TV kanalında mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul bir gözlemini aktarıyor:

"İnsanlar evlerine çekildi, Pamukkale’de travertenler beyazlaşmaya başladı. İstanbul’da yunuslar yüzüyor."

Hırsa esir düşmek

Buna ek olarak başka gözlemler de var:

- Kutuplarda buzulların erimesi azalıyor, çünkü küresel ısınma azalıyor, karbon salınımı azalıyor.

- Nesli tükenmekte olan hayvanlar canlanıyor.

- Çeşitliliği azalmakta olan bitkiler yeniden çeşitleniyor.

- Hava kirliliği azalıyor, ozon tabakası rahatlıyor.

- Göller, akarsular ve denizler temizleniyor.

Kısaca, insanın eli daha az değdiği için doğa kendini buluyor.

Milyarlarca dolarlık füzelerin, topların, tankların değeri azalıyor. Koca sanayiler "bir maske, bir dezenfektan" peşinde koşuyor.

O saraylar, o uçaklar, o şatafat geliyor geliyor, tek bir maskeye, yirmi, otuz gram kolonyaya mahkûm hale düşüyor.

Doğa geçici de olsa, bir süre kendini buluyor da, acaba insan kendini bulacak mı?

Yoksa, "hırsların esareti" devam mı edecek?

"Biz virüsü önledik" propagandası ve hırsı, umarım, tehlikeli iyimserliğin kapısını çalmaz.

Yazarın Diğer Yazıları

Colani-Türkiye: “Maslahata destek!”

Colani, bir röportajında “Türkiye ve Suriye’nin arasında geçmişten gelen tarihi ve coğrafi bir bağlılık var. Bunu çok iyi idrak ettik. İki halkın maslahatına destek vermek istiyoruz” diyor. Burada kullandığı “maslahat” sözcüğü İslami bir kavram. Türkiye ile kurmak istediği ilişki diplomatik olmaktan çok İslami temelli bir ilişki mi?

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

"
"