17 Ekim 2021

"Çöküş" böyle bir şey

Bunun mutlaka ve mutlaka siyasal faturası var, seçimlerde AKP artık yolcu. Nihayet, hazin bir maceranın sonuna yaklaşıyoruz, hayli acılar çekerek

"Yabancı kuruluşlar doların Türk Lirası karşılığını yıl sonu için ne hesaplıyorlar, biliyor musunuz?.. Ve asıl bu hesabı ne zaman yapıyorlar?.."

Dudağınız uçuklar!..

Yabancı yatırımcılar Türkiye'den kaçıyor, yeni yabancı sermaye zaten gelmiyor.

Buna karşılık, bazı uluslararası kuruluşların Türkiye'ye dönük projeleri var. Çeşitli alanlardaki bu projeler halen yürürlükte. O projelerle ilgili "Türk Lirası - dolar kuru" hesapları yapılıyor.

O projelerde...

"Bugün değil, daha yaz başında, dolar 7.50 TL dolayında iken...

Yıl sonu için doların fiyatı 10 lira üzerinden hesaplanıyor."

Neden?..

Çünkü, elin oğlu Türkiye'de ekonomik politikaların iflas ettiğini, her adımın kör inada bindiğini, rasyonel kararların geride kaldığını, görevdeki ekiplerin liyakattan uzak nitelikte olduklarını, yanlışların yönetime aktarılmasının mümkün olmadığını çoktan görüyor.

1- Bu nedenle Türkiye'den ayrılıyorlar, Türkiye'ye gelmek istemiyorlar.

2- Bu nedenle dolar kurunun daha da yükseleceğini tahmin ederek, "resmi projelerde" doları yılı sonunda 10 liradan hesaplıyorlar.

"Dört ay öncesinden!.."

Beş gösterge

İngiltere'de yayınlanan dünyaca güvenilir haftalık The Economist dergisi her hafta 42 ülkeye ait en son ekonomik verileri paylaşıyor. 42 ülke arasında Afrika ve Güney Amerika ülkeleri ile Uzak Asya ülkeleri var, yani gelişmiş ülkelerin yanı sıra, gelişmekte olan ülkeler de var.

O ülkelere bakınca, Türkiye'nin hal-i pür melali daha net görülüyor.

Dikkate alınan beş temel gösterge, ülkelerle karşılaştırmalı olarak yayınlıyor.

O beş gösterge şöyle:

"1-Enflasyon:

42 ülke arasında enflasyonu en yüksek ikinci ülke Türkiye, ilki Arjantin. Diğer kırk ülkenin beşinde enflasyon yüzde 5 ile 10 arasında. Kalan otuz beş ülkede yüzde 5'in altında."

Demek ki, Türkiye'yi yönetenler enflasyonla mücadelede çuvallıyor.Çuvallamak ne kelime, hatta dünya rekoru kırıyor.

"2-İşsizlik:

42 ülke arasında işsizlik oranı yüzde 10'u geçen altı ülke var, Türkiye o altı ülke arasında önde gidiyor. Diğer 36 ülkede işsizlik oranı yüzde 8'in altında, yüzde 1 -2'ye kadar inen oranlar var."

Demek ki, Türkiye'yi yönetenler işsizlikle mücadelede çuvallıyor. Çuvallamak ne kelime, dünya rekoruna doğru gidiyor.

"3-Faizler:

42 ülke arasında faiz oranı yüzde 10'un biraz üstünde olan iki ülke var, Brezilya ve Pakistan. 25 ülkede faiz yüzde 5'in, Batı Avrupa ülkelerinde yüzde 1'in altında. Türkiye en yüksek faiz oranı ile 42 ülke arasında ilk sırada."

Demek ki, Türkiye'yi yönetenler faiz konusunda da, çuvallıyor. Çuvallamak ne kelime, burada da, dünya rekorunu hiç bir ülkeye bırakmıyor.

"4-Döviz kuru:

42 ülke arasında parası en çok değer kaybeden üç ülke var, Arjantin, Peru ve Güney Afrika. Tükiye, Arjantin'den sonra parası en çok değer kaybeden ikinci ülke."

Demek ki, Türkiye'yi yönetenler kur politikasında da, çuvallıyor. Çuvallamak ne kelime, burada da dünya rekoruna ortak oluyor.

"5-Büyüme hızı:

2021 yılının ikinci çeyreğinde Türkiye yüzde 21 büyüyor. Bu oranın temelinde yatan şu, geçen yılın aynı döneminde milli gelir yüzde 10.4 azalıyor. Dolayısıyla, bir yıllık sürede "baz etkisi" nedeniyle yüksek görünüyor. Aynı oranı yakalayan başka ülkeler de, var. İngiltere ve Avusturya yüzde 21, İsrail yüzde 16. Kaldı ki, son yedi yılda milli gelir sürekli geriliyor, kişi başına düşen gelir 10 bin 200 dolardan 8 bin 600 dolara düşüyor."

Demek ki, Türkiye'yi yönetenler halkı yoksullaştırıyor. Yoksullaştırmak ne kelime, burada da 42 ülke arasında gerilere düşüyor.

Yanlışla ısrar

İster kendi içinde, ister diğer ülkelerle karşılaştırmalı olsun:

"Türkiye olağanüstü yanlışlar, hatalı politikalar, o hatalarda ısrarlar sonucu tam bir ekonomik krizin içinde.

Daha da kötüsü, o kriz her geçen gün derinleşiyor, çözümü çok daha zorlaşıyor.

Ve artık bunun hiç bir mantıki, akılcı açıklaması yok.

BU BİR ÇÖKÜŞ."

Çöküş?..

Ne anlama geliyor?..

En başta yoksullaşma... Tek tek bireyler olarak yoksullaşma...

Artan geçim sıkıntısı...

Ülkenin her alanda, toptan ağır bunalıma düşmesi...

Bunun mutlaka ve mutlaka siyasal faturası var, seçimlerde AKP artık yolcu.

Nihayet, hazin bir maceranın sonuna yaklaşıyoruz, hayli acılar çekerek.

Yandaş medya

Dün yandaş gazetelere bakıyorum. Bakınca, aklıma İkinci Dünya Savaşı'nın son günleri geliyor.

"Sovyetler Berlin'i işgale başlamış, Berlin'i sokak sokak ele geçiriyor, aynı anda iktidar yanlısı Alman radyosu yayın yapıyor:

'Askerlerimiz cephede Sovyetler'i ağır biçimde yenilgiye uğratı, Sovyetler geri çekiliyor'.

Aynı dakikalarda Sovyet askerleri Berlin'deki Meclis'i ele geçiriyor, Alman Radyosu hâlâ 'zafer' naralarıyla meşgul!.."

Dolar 9.25 TL'ye fırlıyor, benzine 17 kuruş, motorine 47 kuruş zam yapılıyor, yandaş medyanın birinci sayfalarında bu yönde tek satır haber yok!..

Çöküş böyle bir şey.

Ne yazık ki, altında biz, hepimiz kalıyoruz.

Zafer tamtamları çalan ve kör uçuşa katılan "onlar" dahil.

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"