16 Ağustos 2021

Bir ilk: Bir terör örgütü devlet kuruyor

“Terör örgütü Taliban Afganistan’da devleti ele geçiyor”. Ele geçirerek “bir terör örgütü bir devlete dönüşüyor, devlet oluyor. 21. Yüzyılda.”

 “- Kız çocukların okula gitmesini, eğitim almasını yasaklıyor.

- Kadınlara peçe, erkeklere takke ve sakal zorunluğu getiriyor. Yüzü görünen kadınlar kırbaçlanıyor.

- Afganistan televizyonunun yayınını durduruyor.

- Fotoğraf, her türlü görsel yayın ve müziği yasaklıyor.

- Erkeklere beş vakit namaz kılma mecburiyeti getiriyor. Namaz surelerini bilmeyenleri kırbaçlıyor.

- Bütün okulları medrese dönüştürüyor, ders kitaplarından resimleri yok ediyor.

- Ele geçirilen tüm bilgisayarları TV kabul ederek, kırıyor.

- İslam Devletine karşı gelenleri hain ilan ediyor ve öldürüyor.

- Hırsızlık ya da başka suçlardan yakalananların ellerini kesiyor, kesilen elleri kentin merkezinde teşhir ediyor.

- Toplu taşıma araçlarındaki aynaları, kadınlara bakılabileceği gerekçesiyle, kaldırıyor”.

Çağımızın, uygarlığın, akıl ve mantığın, insanlığın temel değerlerinin hepsine aykırı bir tutum alan bu hareket.

Bir hareketten çok daha fazlası.

“Bir terör örgütü.

Taliban...

Afganistan’da devleti ele geçiyor”.

Ele geçirerek “bir terör örgütü bir devlete dönüşüyor, devlet oluyor. 21. Yüzyılda.” 

En gerici, en aykırı 

Taliban; Arapça “talib” yani “öğrenci” sözcüğünün çoğulu, “Taliban”, yani “öğrenciler.

“Afganistan’da İslami bir devlet kurmayı amaçlıyor ve şu anda bu amacına hayli yaklaşmış durumda”.

Yukarıda en gerici, uygarlığın tüm değerlerini reddeden bu örgütün nitelikleri var. Buna rağmen, Taliban’ı bazı ülkeler hâlâ terör örgütü kabul etmekte tereddüt ediyor, yine de çoğunluk onları “terör örgütü” olarak ilan ediyor.

1994 yılında yaklaşık elli medrese öğrencisi ile birlikte Molla Ömer Ahund liderliğinde kurulan Taliban’ı özellikle Pakistan gizli servisi destekliyor.

Taliban’ı büyüten Sovyet işgali oluyor. Sovyetlere karşı savaşıyor ve o savaş halk içinde kendine taraftar bulmasını sağlıyor. 

İki amaç: İslam ve eroin 

Çoğunluğu Afganistan’daki en kalabalık etnik grup, “Peştunlardan” oluşan Sünni İslamcı Taliban, kendisini “Afganistan İslam Emirliği” olarak tanımlıyor.

İslam devleti kurmak asıl amacı. Ama onun hemen yanında, ekonomik açıdan varlığını devam ettirebilmek için “afyon üretim alanlarını” ele geçirmeyi planlıyor.

Dünyadaki eroin kaynağının yüzde 90’ının sağlayan afyona sahip olursa, ciddi bir ekonomik güce kavuşacağını tasarlıyor. 

Batı’da hüsran 

Son bir kaç gündür Afganistan’dan gelen haberler dünya uygarlığı ve insanlık değerleri açısından hüsran verici.

Dün başkent Kabil’in de düşmesiyle birlikte, “bir terör örgütünün bir devleti ele geçirmiş olması artık kesinleşiyor”.

Bu sonuç aynı zamanda insanlık değerlerini, çağdaş uygarlığı savunan Batı Dünyasını şoke ediyor. Ama...

“Şu anda şok geçiren o Batı Dünyasının izlediği olağanüstü yanlış politikaların sonucu, Afganistan düşüyor! Afganistan bir terör örgütünün eline geçiyor!” 

Türkiye ve Taliban 

Taliban’ı pek çok ülke terör örgütü ilan ederken...

“Türkiye terör örgütü olarak görmüyor!”

Hatta, Afganistan’a Türk askerinin gitmesi tartışılırken, Tayyip Erdoğan’ın açıklaması var:

“Taliban ile bazı görüşmelere varıncaya dek, şu an ilgili kurumlarımız çalışıyor. Hatta, belki benim bile, onların lideri durumunda olacak olanı kabul etme durumum olabilir”.

Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesi sonrasında çeşitli ülkeler oradaki büyükelçiliklerini kapatmaya hazırlanıyor, orada bulunan personelini geri çekiyor.

Bu anlamda Ankara’dan şu ya da bu yönde bir ses yok.

Bir başka ses yine yok:

“Afganistan’daki Türk askeri ne olacak? Yeni asker gönderilecek mi?”

Bir kaç gün önce düzenlenen bir ankete göre, Türkiye’de halkın çoğunluğu “Türk askerinin Afganistan’dan çekilmesini istiyor”. 

BM ne yapacak? 

Biraz geriye gidiyoruz; 1975 - 79’a...

Kamboçya’da gerilla savaşıyla iktidarı ele geçiren bir örgüt var:

“Kızıl Kmerler.

Maocu, radikal komünist hareket”.

Kamboçya’da dört yıl iktidarda kalıyor, ülkeyi yönetiyor.

O sırada Birleşmiş Milletler’in olağan toplantısı var.

“Birleşmiş Milletler Kamboçya adına, Kızıl Kmerler’den bir temsilcinin kürsüye çıkmasına, konuşma yapmasına izin vermiyor. Kamboçya adına, sanıyorum Prens Sihanuk konuşuyor”.

Sihanuk o tarihte prens, 1993 - 2004 yılları arasında Kamboçya Kralı. BM onun konuşmasına izin veriyor.

Bugüne dönersek... Bir ay sonra, Eylül ortasında BM yine olağan olarak toplanıyor.

Soru şu:

“Afganistan adına, BM kürsüsüne meydanlarda insan kesen Taliban’ın bir temsilcisi çıkabilecek mi? BM buna izin verecek mi?”

Şu Batı dünyasına bakın.

Önce kendilerine göre farklı nedenlerle terör örgütlerini besliyor, büyütüyor, sonra onlar başa bela kesilince, onları “düşman” ilan ediyor.

Olan, Orta Doğu’da yaşayan milyonlarca insana oluyor. 

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"