- Barolar parçalanıyor. "Yandaş barolar" oluşturabilmek amacıyla. Ankara'ya yürümek isteyen avukatlar yağmur altında bekletiliyor, polis çevrelerine barikat kuruyor.
- Derneklere, sivil toplum örgütlerine kayyım atanmasının, dernek ve vakıfların faaliyetlerinin durdurulmasının önü açılıyor.
- Türk Tabipleri Birliği Korona ilgili gerçekleri açıkladıkça,"kapatılmakla" tehdit ediliyor.
- AKP - MHP ortaklığının "sivil toplum, sivil örgütlenme korkusu" ayyuka çıkıyor.
- Altı yıldır haklarını alamayan Soma maden işçilerinin yürüyüşü polis zoruyla durduruluyor.
- Ücret ve tazminatlarını alamayan Ermenek maden işçileri Ankara'ya yürümek isterken, gözaltına alınıyor.
- Mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararlarına rağmen, Türkiye'nin çeşitli yörelerinde "bir gece ansızın tarlalarına taş ocakları açılmak istenen köylüler" ayaklanıyor. Kadınların ve çocukların "bizi aç ve susuz bırakacaklar" feryatlarını sadece polislerin kalkanları duyuyor.
- Rant hırsıyla olağanüstü boyutlara ulaşan çevre tahribatı, sonunda "kuraklığı" getiriyor, Türkiye'de iklim değişiyor."
- HES'ler, JES'ler, Kaz Dağlarından Cerattepe'ye uzanan çevre talanı doğal zenginlikleri yok ediyor. Ovalar çölleşiyor, göller kuruyor.
- Halkın belediyelere yaptığı bağışlara el konuyor.
- İktidara muhalif belediyelerin aşevleri kapatılıyor.
- Belediyeler çocuklara süt dağıtmak istiyor, ona engel çıkartılıyor.
- Kanal İstanbul'u halka anlatmak isteyen Belediye Başkanı'na soruşturma açılıyor.
- Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor.
- "Eve ekmek götüremiyorum" diyen esnafa "al keyif çayı iç" deniyor.
- "Açım" diye kendini yakmak isteyen yurttaşa, polis "sokağa çıkma yasağını ihlalden" ceza kesiyor.
- "Çöpten ekmek topluyorum" diyen kadına, bunların bir bürokratı "geber" diyor.
- "Kuru ekmek yiyorlar" gerçeği karşısında, bunların bir milletvekili "demek ki, aç değil" diyor.
- TÜİK'in açıkladığı fiyat artışları ve işsizlik verilerine kimse inanmıyor.
- Kurdaki artışı durdurmak adına, Merkez Bankası'nın 128 milyar doları havaya uçuyor.
- İki Merkez Bankası Başkanı "faizi yükseltiyorlar, bunlar laf dinlemiyor" diye gece yarıları görevden alınırken, atanan üçüncü Başkan "faizleri dünyanın en yüksek altıncı faiz oranına yükseltiyor."
- Bir milyar 470 milyon dolara mal olan Osman Gazi Köprüsü için köprüyü yapan müteahhite 2035 yılına kadar "on üç milyar dolarlık ödeme garantisi" veriliyor.
- Yollarda, köprülerde, şehir hastanelerinde, hava alanlarında "garantili ödemeler" toplam "37 milyar doları" buluyor. Sayıştay garantilere son beş yılda "61 milyar 719 milyon liralık kur farkı" ödendiğini belirliyor. Bu parayla 14 Avrasya Tüneli, 12 Osman Gazi Köprüsü, 8 tane Çanakkale Köprüsü, 6 tane Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapmanın mümkün olduğu ortaya çıkıyor.
- "Uzaktan eğitim" uygulamasında ya etkileşimli tahtası var, ağ bağlantısı yok, ya ağ bağlantısı var, etkileşimli tahtası yok, bunun sonucunda "7 bin 557 okulda eğitim yok, 3 milyon 247 bin 964 öğrenci" eğitime erişemiyor.
Ah adalet vah adalet
- Osman Kavala... Hakkındaki garip suçlamalar AİHM'den "derhal serbest bırakılmalı" kararıyla dönüyor ama, 1.170 gündür tutuklu. Kavala ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararı bildiğiniz gibi.
- Selahattin Demirtaş... Yine AİHM'in "derhal serbest bırakılmalı" kararına, "hükümsüzdür, uygulanmaz" naraları atan iktidar ortakları, Anayasa'ya aykırılıkta birbirleriyle yarışıyor.
- Ahmet Altan... Neden tutuklu?.. Aylardır mahkemeye neden çıkmıyor?.. Hakkındaki iddianame nerede?..
- Ya HDP milletvekilleri ve HDP'li belediye başkanları?.. Suçlamalar, iddialar havada uçuşuyor ve hepsi tutuklu.
- CHP milletvekili Enis Berberoğlu Anayasa Mahkemesi kararına rağmen, hala Meclis'te değil.
- 25 kişinin ölümüyle sonuçlanan "Çorlu Tren Kazasında" sorumlular bir türlü ortaya çıkmıyor, dava devam ediyor, kazada çocuğunu kaybeden annenin feryatlarına dava açılıyor.
- Oda TV 300 gündür kapalı.
- RTÜK muhalif TV kanallarına toplam "on milyon lira" ceza kesiyor, ekran karartma, program durdurma dahil. Buna karşılık, hakında "102 bin şikayet bulunan yandaş kanalla" ilgili sadece iki kez işlem yapıyor.
- Basın İlan Kurumu muhalif medyaya ilan ambargosu yağdırıyor.
- Binlerce gazeteci işinden oluyor.
- Yüzlerce gazeteci, sadece "gazetecilik yaptıları" için tutuklanıyor, haklarında davalar açılıyor.
- "İfade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü" artık raflara kalkmış kitap sayfalarında, "tarih" oluyor.
- Hukukun evrensel ilkelerinden tutuksuz yargılama tarihe karışıyor, tutuklu yargılama esas oluyor.
- "Ekonomide reform" diye diye, gelirler düşer, işsizlik artar, fiyatlar yükselir, ihracat azalır, döviz kuru kuru tutulamaz olur, bütçe açığı rekor kırarken, "hukukta reform" diye diye, ortada ne hukuk devleti kalıyor, ne hukukun üstünlüğü, ne kuvvetler ayrılığı, ne yargı bağımsızlığı.
Geriye "perişan bir ülke" kalıyor. Başta "demokrasisi, hukuku, çevresi, eğitimi" perişan bir ülke...
* * *
"Yılın lideri" nasıl olunur?
- Merkez Bankasında 900 milyar Euro var.
- Korona sürecinde işsizlere fazlasıyla para ödeniyor, esnafın ve ihtiyaç sahiplerinin kiraları ve faturaları ödeniyor, kimse aç ve açıkta kalmıyor.
- Özel uçağı yok.
- Yazlık ve kışlık sarayları yok.
- Kendi alış verişini kendisi yapıyor. Markette sıraya giriyor.
- Makamına tek bir arabayla gidiyor, bir koruması var.
- 70 Euro'ya aldığı üzerindeki ceketi üç yıldır giyiyor.
- İhalelerin şeffaf olmasına özen gösteriyor.
- Yargı kararlarının uygulanmasıyla ilgili herhangi bir tartışma, soru, tereddüt bile yok.
- Muhalefete saygılı, muhalefetten gelen ülke ve toplum çıkarına önerilere hemen sahip çıkıyor.
- Parti içi demokrasi sonuna kadar işliyor, öyle bir sorunun varlığı kimsenin aklına bile gelmiyor.
- Herkes bugün ve yarınından güvenli ve huzurlu.
- Kişi başına düşen gelir yıldan yıla artıyor.
Bu özelliklerinden dolayı:
"Almanya Başbakanı Angela Merkel dünyada yılın lideri seçiliyor."
Bazı Amerikan dergileri yeni Başkan seçilen Joe Biden'ı yılın siyasetçisi seçmiş olsa bile...
İmreniyorsunuz değil mi?...
"Yılın lideri" nasıl olunur?..
Merkel örneği ortada, işte böyle olunur!..