CHP'yi bir paradoks bekliyor. Bir yandan zihniyette değişim diyor, öbür yandan geleneksel ideolojisi olan 6 Ok'u güçlendirme gereğinden söz ediyor. Oysa 6 Ok'un bazıları, hiç değilse kısmen, yenilenmiş sayılabilecek bir CHP'nin aslında önünü kesebilecek nitelikler taşır.
CHP'nin iktidar olabileceği oyu alabilmesi için yapması gereken bazı şeyler var. Dinci ve milliyetçi sağla kurduğu yakınlıklara son vermek, Kürtler'le ikirciksiz işbirliğine başlamak, sosyalist solla yakınlaşmak, sosyal demokrasinin ayırt edici özelliği olan, işçi sınıfı sendikalarıyla organik bağ kurmak, başta eğitim, sağlık, istihdam olmak üzere sosyal refah devleti hizmetlerini finanse edebilecek çok ciddi bir vergi reformu yaparak, kamu gelirlerini artırmak, kamu mallarının yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekildiği özelleştirme programlarına son vermek, vs. vs., bunlar arasında.
* * *
Birinci anlamı devlet şekli itibarile anti-monarşi ve anti-teokrasi olan cumhuriyetçilik tartışılmaz bir değerdir, yerleşmiş bir kavramdır: içinin daha fazla demokrasi ile doldurulması gerekir. İkinci anlamı eşit yurttaşların yönetişiminin daha katılımcı ve bilinçli pratiklerle ve bunları kanalize eden kurumlarla zenginleştirilmesidir. Böyle olunca da, hem parti-içi demokrasiyi hem ülkedeki demokrasiyi zedeleyen kişi kültlerine yer yoktur.
Milliyetçilik, hâlihazır "üstünlükçü" yanlarından arındırılmalı, yurtseverlik dozunda bırakılmalıdır. Kürt sorununa eşitlikçi ve saygılı biçimde yaklaşılmasını engellememesine dikkat edilmelidir.
Devletçilik, iktisadi anlamıyla zaten bırakılmış bir ilkedir. Yeni sanayiler (KİT'ler) kurulup özel sektöre devredilmesi demek olan klasik Kemalist devletçiliğin son 20-25 yıldır büyük sermayeye peşkeş çekilerek özelleştirilme şeklini almasına son verilmeli, bunlar kamulaştırılmalıdır.
Kemalist İnkılapçılık (devrimcilik değil, dönüşümcülük), "düzen içinde ilerleme"yi öngören bir pozitivist toplum mühendisliği projesiydi. Ve "siyasal Kemalizm"in kontrolü altında "kültürel Kemalizm"in reformlarını gerçekleştirmek için otoriter yöntemler içeriyordu.
Halkçılık, bir yandan liberalizmin bireyciliğine, öbür yandan sosyalizmin sınıfçılığına kapalı, meslek gruplarına dayalı sınıflar-üstü bir korporatizmin hem bir toplum hem de bir siyasi temsil modeli olarak benimsenmesiydi. Bu zihniyetin, değişimin eşiğindeki bir CHP'nin sola açılmasının önünde engel oluşturması olasılığı zayıf değildir. Aynı zihniyetin tortularının CHP'yi bekleyen en önemli değişikliklerden biri olan büyük sermayeyi gelir ve kurumlar vergisi konularında ve çok yüksek bir müterakkilikle terbiye etmesine engel olamaması gerekir.
Özet olarak, CHP'nin ideolojisini özetleyen 6 Ok'un revize edilmesi gereken ilkelerinin başında milliyetçilik, halkçılık ve laiklik geliyor. Cumhuriyetçiliği demokratikleştiremedikçe, milliyetçiliği törpüleyemedikçe, devletçiliği sosyal refah devletine dönüştüremedikçe, halkçılığı organizmacı bir üçüncü yol olmaktan çıkaramadıkça, inkılapçılığı her alanda radikal reformizm olarak anlamadıkça, bir başka notta değineceğimiz laikliği ciddiyetle tanımlamadıkça CHP merkez sağın bir partisi olarak kalır, merkez sol şöyle dursun merkeze bile yaklaşamaz. Kendi vaktini ve toplumun sabrını harcamış olur. Nitekim Altılı Masa / mutabakat, liberal renklerini bile realize edemeyen bir merkez sağ koalisyonu olarak çabuk söndü.