Uzun hem de oldukça uzun bir devlet deneyimim, CHP ve SHP’de kısa da olsa bir siyasi deneyimim var. Yine de yazacaklarım bunlara değil sadece düşünen ve irdeleyebilen bir kişinin aklıselimine dayanıyor.
Epey bir zamandır, cumhuriyeti kurmak, birçok badireden zarar görmeden geçirmiş olmak gibi Türkiye’de, gelmiş geçmiş diğer siyasi partilerin hiç birisinde bulunmayan niteliklere sahip CHP’nin genel başkanısınız.
Bu yıllar boyunca kimi görsem, kimle konuşsam size karşı en küçük bir umut beslemediğini fark ediyordum. Zaman zaman, örneğin Gezi olaylarında herkes ”Hükümet istifa!” diye bağırırken sizin çıkıp, “Hükümetin istifa etmesine gerek yoktur!” demiş olmanız bana, “galiba Kılıçdaroğlu’na umut bağlamayanlar haklı.” bile dedirtmişti ama yine de haksızlık etmemeye çalışıyor ve herkese de bunu telkin diyordum.
Sonra böyle yapmakla ne kadar haklı olduğumu gördüm.
Adalet Yürüyüşü; 15 milletvekili ile İyi Parti’ye, dolayısıyla demokrasiye karşı kurulan kumpası bozmanız; Millet İttifakı’nı geçekleştirmeniz ve nihayet Muharrem İnce’yi CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak göstermeniz, sizin tarihe en olumlu biçimde geçmenizi garanti etmişti.
Etmişti diyorum çünkü 24 Haziran gecesi, hiçbir demokraside, hukuk devletinde görülmedik rezaletler yaşanırken ortalarda görünmemeniz beni hem derin bir düş kırıklığına hem kuşkuya düşürdü. Seçim sonuçlarının yetkisiz kurumlar tarafından açıklanmasına; bir adayın, resmi sonuçlar daha saatler belki de günler ötesinde iken, “seçimi ben kazandım” demesine karşı, çıkıp da tek laf etmemeniz; sizi destekleyen milyonlarca insanı parti binasının önünde veya evlerinde televizyon başında yalnız bırakmanız, tarihte almak üzere olduğunuz yeri ne yazık ki hızla kaybedebileceğinizi gösteriyor.
Gelin kardeşim son bir vahim hata daha yapmayın ve CHP Genel Başkanlığını bırakın. Bütün iyi niyetimle ve yukarıda saydığım tarihi adımlarınızı dikkate alarak düşünüyorum hatta kendimi zorluyorum ama o konumda daha fazla kalmanızı haklı gösterecek tek bir gerekçe bulamıyorum.
Sakın yanlış anlamayın. “Ayrılın” derken yerinize Muharrem İnce’nin gelmesini istediğim için böyle söylemiyorum. Hepimizi, ülkemizin geleceği açısından umutlandıran hatta “bu defa ülke doğru kişiyi seçecek” dedirten İnce’nin de 24 Haziran akşamı ortadan kayboluşu; ertesi gün öğle saatlerinde yaptığı açıklama, en az sizin davranışınız kadar rahatsızlık verici, kuşku uyandırıcı, daha da önemlisi ilerisi için umut ve cesaret kırıcı. Ancak bu sizin sorununuz da değil bugünün konusu da.
Kardeşim Kılıçdaroğlu,
Gelin, sözlerime kulak verin ve kendinize tarihte, hiç kimsenin sizden beklemediği bir yer edinmişken CHP Genel Başkanlığı’nda kalmaya çalışıp, tarihe olumuz bir ünle geçmeyin.
Ülkeye, Türk siyasetine ve kendinize yapabileceğiniz son büyük hizmet budur.