31 Aralık 2023

Edep yahu!

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. 2024 de biz gazeteciler için belli ki öncekilerden farklı geçmeyecek. AK Parti ve ortaklarının adaletinin son kurbanı, 2023'ün son günü Gerçek Gündem editörü Furkan Karabay oldu

Bu hafta, yaklaşık üç yıldır son dakikaya bıraktığım yazılarla canından bezdirdiğim editörüm Aylin Kaplan'a bir yeni yıl hediyesi vermeyi, erkenden yazımı göndermeyi planlamıştım ama yine yapamadım. Yok, bu kez son ana kadar gelişmeleri bekleyip yazımı ona göre şekillendireyim diye değil, acayip bir isteksizlik geldi oturdu üzerime. Aslında olağanüstü bir şey de olmadı sadece bir gazeteci daha, Furkan Karabay tutuklandı. Kendisini tanımıyorum, genç bir meslektaşım. Halen hapiste olan 43 gazeteciye bir yenisi daha eklendi. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) 2023 bilançosuna göre, Türkiye, İran ile, yıl içerisinde keyfi şekilde gazeteci tutuklayıp salıvermede "devinimi en yüksek" ülkeler arasında. Uzun yıllardır işimizin "fıtratı" bu! Tamam, gazeteciler için hiçbir zaman hayat bayram olmadı ama yılın son günü, rutin bir haber nedeniyle bir gazetecinin daha içeri girmesi ağır geldi. (Daha ayrıntılı veriler için Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın raporuna bu linkten ulaşabilirsiniz.)

Furkan Karabay, üzerinde yayın yasağı olmayan bir dava dosyasını haberleştirdiği için ifade vermek üzere giderken gözaltına alındı, kelepçelendi ve tutuklandı.

Başa dönüp küçük bir özet vereyim. Gerçek Gündem editörü Karabay, 27 Aralık'ta, "Polis nereye bıraktıysa oradan aldı, konuşursam çarşı pazar karışır" başlıklı haberi ile ilgili olarak hakkındaki tebligatı almaya giderken çalıştığı binanın çıkışında İstanbul Terörle Mücadele Şubesi polislerince gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki ifadesinden sonra da Çağlayan Adliyesi'ne kelepçelenerek götürüldü ve "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme" suçlamasıyla da tutuklandı. Karabay, duruşma tutanağında yazanları haber yaptığını, bilgileri çarpıtmadığını söyledi ifadesinde. "Suç varsa bana ait değildir," dedi. Galiba en fazla son cümle ağırıma gitti: Suçsuzum!

Gazze hükümeti Medya Ofisi'nin açıklamasına göre, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda öldürülen gazetecilerin sayısı 100'e yükseldi. Sosyal medyadan tüm dünya sokak protestolarına doğru inanılmaz bir hızla yayılan bu genç adamın videosunda birkaç saniye görünen gazeteci hâlâ hayatta mı acaba?

Karabay'ın cezaevine götürülürken attığı son tweet, "Namuslular, namussuzlardan daha cesur olmadığı sürece hiçbir şey değişmez. Destek veren herkese teşekkürler. Namussuzlarla kalemimizle savaşmaya devam!

Marmara Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu/9 Nolu Kapalı Cezaevi C/71"

Evet, #GazetecilikSuçDeğildir ama ne yazık ki uzun yıllardır bir karşılığı yok bu cümlenin, sanki boşluğa söyleniyor. Yine de yazmaya devam ve yine de (başta Aylin Kaplan olmak üzere) herkese iyi yıllar.


Editörün notu: Yeni yıl hediyeniz yerine ulaştı :) İyi seneler... ✨ 

Şengün Kılıç kimdir?

Şengün Kılıç, Gazi Üniversitesi, Maliye Fakültesi'nden mezun oldu. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Anasanat Dalı'na devam etti.

1986 yılında gazeteciliğe başladı. Çeşitli gazete, dergi, radyo ve televizyonlarda muhabirlik, editörlük ve haber müdürlüğü yaptı. 

Biz ve Onlar/Türkiye'de Etnik Ayrımcılık (1992, Metis Yayınları), Beyaz Bir Düş (2004, Epsilon Yayınları), Sinemada Ulusal Tavır/Halit Refiğ Kitabı (2006, İş Kültür Yayınları), Erozyon Dede, Hayrettin Karaca Kitabı (2008, İş Kültür Yayınları), CHP'li Yıllar 1946-1992 (2010, İş Kültür Yayınları), Hayatım Mücadeleyle Geçti/Kemal Kurdaş Kitabı (2010, İş Kültür Yayınları), Çayın 90 Yılı (2014, Kesişim Yayınları), Haberde Yargı/Yargı Haberciliği Elkitabı (2019, bianet), Kadehlerdeki Dudak İzleri (2002, Overteam,) adlı kitapları yayımlandı.

Yazarın Diğer Yazıları

Çayı sev, Rize’yi koru!

CHP’nin Rize’de miting düzenlemesi değil, Rize’de çayla ilgili böyle büyük bir eylemin yapılıyor olması ilginç. İktidarda kim olursa olsun Rize’de çayla ilgili her şey beka meselesi

Otomobil uçar gider

1960’larda dede Turan Feyzioğlu’nun makam aracı en az yirmi yaşındaki Chevrolet SW iken, 2000’lerde torun Metin Feyzioğlu’nunki sıfır yaşında Volkswagen 2.0 TDI idi. Türkiye’nin makam aracı itibarı tam çözülmüşken nereden çıktı bu tasarruf tartışmaları

Dağlılar’dan Yaylacılar’a

Muhalefet zor, parti içi muhalefet daha zor, lidere karşı çıkmak ise çok çok zor ve de bir kişinin ne kadar keskin muhalefet yaptığı bir ölçü değil… Örneğin; bir bakanlık kaptı mı, partisinin en önde savunucusu olabilir!

"
"