07 Şubat 2011

Sıkıldık artık yeter!

Maç bittiğinde hasbelkader Beşiktaş TV maçın yorumunu sordu...

Maç bittiğinde hasbelkader Beşiktaş TV maçın yorumunu sordu. “Yarın gazetelere bakın, golü sayılmadı ama Beşiktaş da yenecek futbol oynamadı” minvalinde yazılar okunacağını söyledim.
Yanılmışım.
Hürriyet Spor Servisi tarihe geçecek bir başlık attı.
FB Manisaspor’u 3-1 yenmiş, penaltı pozisyonu tartışmalıymış, filan. Ama Fenerbahçeperver Hürriyet Spor bakın maçı nasıl veriyor: “Q7 değil, Alex ve çetesi işbaşında.” Haberde Çarşı’nın hazırladığı “Q7 ve çetesi” posteri de kullanılmış.
Hani herkes haddini bilecekti?!
Hani FB “en büyüktü?!”
Hani “gündemi Fener belirlerdi?!”
FB bu memleketin “üç büyüklerinden” biri değil mi?
Nedir bu özgüven problemi? Nedir bu Beşiktaş kompleksi?
Karabük maçı sonrası Mete Düren hakemlerin Beşiktaş’ın yıldızları karşısında kompleksli davrandığını söylemişti.
Sadece hakemler mi?
Fenerbahçeperver Hürriyet Spor servisi ‘takımının galibiyetine sevineceğine’ Beşiktaş üzerinden sevinç çığlıkları atıyor.
Türkiye’de Beşiktaş konuşuluyor.
“Ne kaçak stat yaparız, ne de devlete yaptırırız” diyor. Anıtlar Yüksek Kurulu “bugün git yarın gel” diye yanıt veriyor.
“Karabük’ün de penaltısı çalınmadı” diyecek kadar dürüst davranıyor. Eyyamcılar “doğruuuuuu” diye kafalarını sallıyor.
Erman Toroğlu diye Beşiktaş alerjisinden müzmin muzdarip yazar, sayılmayan gol için “hakemler bu tür hatalar yapar. Ama Karabük’ün penaltısı verilmedi. İki de Beşiktaşlı oyuncu atılmalıydı” diyor. Peki ya Simao’nun düşürülmesi ile verilmeyen penaltı? Toroğlu o pozisyonu yazmıyor bile.
Karabük maçında Almedia’nın sayılmayan golü…
Ankaraspor maçında Nobre’nin sayılmayan golü…
Kasımpaşa’da Bobo’nun sayılmayan golü…
Fenerbahçe maçında Bobo’nun sayılmayan golü…
Hepsi nizami… Maç sonrası herkes “Tüh! Yazık oldu” diye hatırlıyor.
Hakemler Beşiktaş’ı liğme liğme ediyor. “Yayıncı kuruluş” bahanesiyle Beşiktaş’ın maçları iki haftadır gündüz oynanıyor. Hakemler üç-beş maç dinlendirilerek federasyon bütün bu skandallardan yırtabiliyor.
Oysa son iki yıldır açıklamaları, tasarrufları ve izlediği politikalarla açıkça Beşiktaş düşmanlığı yapan Futbol Federasyonu asıl suçlu ve sorumludur. Serdal Adalı’nın verdiği örneği hatırlayın.
Stat dışında Beşiktaş-Bursa maçında olaylar çıkıyor. Olaylardan iki gün sonra Beşiktaş’ın sahası 2 maç kapatılıyor.
17 yaş FB-GS maçında saha içinde FB’li çocuklar dayak yiyor, karar 25 gün sonra üç maç olarak çıkıyor. Lobiler devreye giriyor, ligden atılması muhtemel GS kurtuluveriyor. Öylesine aciz bir federasyon ki, Saracoğlu’nda Aziz Yıldırım hakem odasını basmasın diye kapının önünde 6 koruma bekletiliyor. Aziz Yıldırım da hakem kapısının önünden geçerken, “koruyun koruyun” diye söylenebiliyor.
“Sıkıldık artık yeter!”
Pc: Bir de Bursa ve GS tribünlerinde “gücüne güç katmaya geldik” üzerinden Beşiktaş aleyhine besteler yapıldığını gözledik. Sadece “biraz zekâ pırıltısı beyler” demek geçiyor içimden. Azıcık daha yaratıcı ve zeki olmanızı beklemek hakkımız. Taklit taklit… Nereye kadar?

Yazarın Diğer Yazıları

Aslında öylesine yalnızdı ki...

Koskoca bir tarih… Bugün biri kongrede çıkıp bunlardan söz etse, ‘bir çıkarcı daha geliyor’ kaygısı ve şüphesi uyandırır. Niye çünkü hepsi bu diskuru tekrar ederek Beşiktaş’ı acz içinde bırakıp gitti. İşte en büyük tahribat da buydu

Eleştiri iyi bir şeydir

Yapıcı eleştiri, değişimi tetikler. Bunu yapmak her Beşiktaşlının görevi olmalı. Bir başka görev ise hiç kuşkusuz geçişte yaşanan olumsuzlukları unutmamak olur

Çan çaldı: Beşiktaş şimdiden şampiyonluk iddiasını yitirdi!

Ligi yine ezeli rakipleri domine edecek, Beşiktaşlıları bu defa Türkiye Kupası da tatmin etmeyecek

"
"