İspanya, Hırvatistan ve Çek Cumhuriyeti...
2008'den tanıdık iki eski dost ve son yılların dünya futboluna damga vurmuş, 2008 ve 2012 Avrupa Şampiyonası şampiyonu İspanya...
Açık konuşmak gerekirse 2008'deki grubumuza oranla (Portekiz, İsviçre ve Çek Cumhuriyeti) daha zor bir grup değil. Hatta İspanya'nın Portekiz'e nazaran daha güçlü olduğu gerçeğini de unutmayacağımız üzere şunu da söyleyebiliriz:
İspanya 9 puan çıkararak birinci olursa 4 puanla çıkma şansımız doğuyor. 2008'de olduğu gibi son maçın skorundan sonra rakibimizde penaltılara gitme durumu da oluşabilir. Ben her şeye hazırlıklı olmak gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta işin içinde Türkiye var, bizler varız.
İspanya'nın durumundan başlayalım sırayla bütün rakipleri kısaca analiz ederek mümkün olan ya da olmayan çözüm yolumu da sunarak yazıyı bitireceğim.
Kadroya baktığımızda kuşkusuz İspanya'nın savunmasında sorunlar yaşayacağı, kalesinde de Casillas mı De Gea mı oynayacağı düşünülüyor. Eleme gruplarında oynadıkları maçlardan aklımda kalan Slovakya maçıydı. İspanyollar deplasmanda isimleriyle bütünleşen futboldan çok uzak kaldıkları maçı kaybetmişlerdi. Euro 2016'da İngiltere'nin grubuna düşen Slovakya, İspanyolları yenerken büyük bir seyirci desteği ya da presle yenmedi. Topu onlara vermeyerek yenebildi. O kadar kararlı ve iyi oynadılar ki galibiyet golü Miroslav Stoch'tan geldi. DÜnya da ilginç şeyler de oluyor tabi ki.
Savunma ve forvet hattı olarak Aralık 2015 itibariyle Euro2016'yı kazanacağına inandığım bir İspanya olmayacak. Haziran'da ne olacağını bilemeyiz tabi ki ancak Fransa ya da Almanya gelmediği için kendimizi şanslı saymalıyız.
Hırvatistan'a gelecek olursak Modric, Kovacic ve Rakitic gibi Barcelona ile Real Madrid'in orta sahalarının en önemli isimlerine sahipler. Savunma ve kaleci rotasyonları vasatın üstüne çıksa da yeterli seviyede değil. Keza hücumları da öyle. Saydığım üç orta saha oyuncusunun yanında yedek olabilecek Sammir, Badelj ve Brozovic gibi futbolculara sahipler ancak bu üç isim de Modric, Rakitic ve Kovacic'in yanına bile yaklaşamaz. Pek beğenmediğim Perisic'in yanında kanat ataklarında etkili olacak açık oyuncuyu bir türlü bulamadılar. Forvet mevkiinde de biraz eleştirmemin sebebi Mandzukic'in Juventus'taki soru işareti performası, düşüklüğü...
Bu durum Kalinic'i de muhabbete dahil ederek Haziran'da ne hal alır bekleyip görmek gerek. Hırvatistan ne olursa olsun sağlam bir takım, gol yiyene kadar...
Çek Cumhuriyeti'ni ise elemelerde hepimiz izledik. Genç ve dinamik ekip derler ya hani, 20 kişilik kadroda 9-10 genç, 5-7 27-29 arası, gerisi de Petr Cech ve dostları...
Çeklerin bu kez tehkileki olacağını düşünmüyorum. Bu tür turnuvalarda tecrübe çok önemlidir. Euro 2008'deki kadromuz bu tecrübeye sahipti, Euro 2016 kadromuz ise Çek Cumhuriyeti'nden daha fazla tecrübeye sahip ama bunu geliştirmek gerekiyor.
Uzun lafın kısası, Haziran'da yaşanacakları Aralık'ta görmek kolay değil ancak bizim iki sorunumuz var. Kolay hata yapıyor ve gol yiyoruz, bir de zor gol atıyoruz.
Türkiye A Milli Takımı'nın golcüsü yok.
Euro2008'de de Nihat Kahveci ısrarıyla Portekiz karşısına çıkmıştık. Ezilmiştik. İsviçre galibiyetinin o dönem ilginç gelmesinin en büyük sebebi de buydu aslında.
Burak Yılmaz ve Cenk Tosun ile Fransa'da başarılı olabileceğimizi düşünmüyorum.
Eğer mümkünse, Fernandao'ya Türk pasaportunu verelim.
Burak, Cenk ve Fernandao güzel bir forvet hattı olur. Kanuni şartlar neler, olur mu olmaz mı bilemiyorum ancak daha önce çıkan haberlerin doğrultusunda biliniyor ki Fernandao, A Milli Takım forması giymeye hazır.
Fatih Terim'in de çok beğendiği biliyorken, Burak Yılmaz üzülür de küser mi diye düşünmemek gerek.