03 Şubat 2025

Broken English

Marianne gibi uçurumun dibinden dönmeyi başarabilmiş çok az sanatçı vardır ve o tatlı pop yıldızından yıpranmış ve dünyadan bıkmış bir sanatçıya dönüşen sarsıcı yolculuğu onu 60’lardan çıkan en farklı kişiliklerden biri yapmıştır. Ölümünün ardından etrafındaki mitolojinin daha da büyüyeceği ve harikulade eklektik sanatının ilham vermeye devam edeceği aşikardır. Huzur içinde uyusun.

Her an gelebilirdi
Soğuk yalnız
Püriten
Ne için savaşıyorsun?
Bu benim güvenliğim değil

Bu sadece eski bir savaş
Soğuk savaş bile değil
Rusça söyleme
Almanca söyleme
Kırık İngilizceyle söyle
Kırık İngilizceyle söyle

Babanı kaybet
Kocanı
Anneni
Çocukların
Ne için ölüyorsun?
Bu benim gerçeğim değil

Bu sadece eski bir savaş
Soğuk savaş bile değil
Rusça söyleme
Almanca söyleme
Kırık İngilizceyle söyle
Kırık İngilizceyle söyle

Ne için savaşıyorsun?
Ne için savaşıyorsun?

Her an gelebilirdi
Soğuk yalnız
Püriten
Ne için savaşıyorsun?
Bu benim güvenliğim değil

Bu sadece eski bir savaş
Soğuk savaş bile değil
Rusça söyleme
Almanca söyleme
Kırık İngilizce söyle
Kırık İngilizce söyle
Kırık İngilizce söyle
Kırık İngilizce söyle

Ne için savaşıyorsun?
Ne için savaşıyorsun?
 

Marianne Evelyn Gabriel Faithfull Londra’da 29 Aralık 1946’da doğdu. Babası Robert Glynn Faitfull, İngiliz istihbarat subayı ve İtalyan edebiyatı eğitmeni olarak çalışıyordu. Annesi, Avusturyalı aristokrat kökenli Eva von Sacer – Masoch, kabare ve dans santçısıydı. Eva, adı ve yazıları MAZOŞİZM terimine ilham kaynağı olan 19. Yüzyıl yazarı ( Kürklü Venüs adlı erotik romanı ile ünlenmişti) Leopold Von Sacher – Masoch’un akrabasıydı. Gençliğinde Londra’ya taşındıktan sonra, kafelerde şarkıcılık yaparken ünlü rock grubu Rolling Stones’un bir lansman partisinde, grubun menajeri ve çok uyanık biri olan Andrew Loog Oldham’ın radarına girdi ve bu genç ve nefes kesici güzelliğe sahip yetenekli kızı grup üyeleriyle tanıştırdı. Oldham, Mick Jagger ve Keith Richards’tan 1964 yılında bir tekli şarkı yazmalarını istedi. Jagger ve Richards, Marianne’ı zirveye çıkartacak ‘’As tears go by’’ adlı şarkıyı yazdılar. Şarkı, Birleşik Krallık’ta Top 10’ girdi. Bu beklenmedik ve şaşkınlık verici liste başarısı karşısında Stones üyeleri şarkıyı bir yıl sonra grup olarak yeniden piyasaya sürdüler. Marianne, 1965 yılında Top 10’a giren üç teklisi ile dikkatleri çekerken bu şarkıların hepsi de ABD’de Top 40’a ulaştı. Sanatçı, şöhretinin zirvesindeyken, aynı zamanda oyunculuğa da o dönemde başladı. Çehov’un ‘’Üç Kız Kardeş’’ isimli oyununda Glenda Jackson ile birlikte sahneye çıktı ve Hamlet’te Anjelica Huston’ın dublörü olduğu Ophelia’yı canlandırdı; her gecenin doruk noktası olan ‘’çılgınlık’’ sahnesinde, daha sonra açıkladığı üzere, eroinin etkisi altındayken oynadı. Ekranlarda Orson Welles, Alain Delon ( Motosikletli Kız filminde), Anna Karina ve Oliver Reed gibi önemli sanatçılarla birlikte rol aldı ve Fransız sinemasında ‘’Yeni dalga akımı’’nın önde gelen ismi, yönetmen Jean Luc Godard’ın 1966 yapımı Made in the USA isimli filminde kendisini canlandırdı. ‘’Swinging London’’ ikonu olarak yakaladığı ünü, Rolling Stnoes üyeleri özellikle de Mick Jagger ile olan ve 60’ların en popüler magazin konularından biri haline gelen fırtınalı aşk ilişkisinden kaynaklanan kötü şöhretle yer değiştirdi.  

1965 yılında Beatles’tan Paul McCartney’in de yakın arkadaşı olan ve Londra karşı kültürünün kutsal mekanlarından Indica Kitapevi ve sanat galerisinin kurucu sahibi, şehrin underground alemlerinin mühim şahsiyetlerinden John Dunbar ile 1965 yılında evlendi. Bu evlilikten Nicholas ismini verdikleri bir oğlu oldu. Ama kısa bir süre sonra Johhn Dunbar’ı Mick Jagger için terk ederek birlikte yaşamaya başladılar. Rolling Stones’ın o dönemlerinde sıklıkla ilham perisi olarak gösteriliyordu. Bir seferinde Mick Jagger’a ‘Vahşi atlar beni sürükleyemez’’ demişti. Bu sözü, daha sonra rock tarihinin 60’lardaki ilk akla gelen şarkılarından biri olacak ve hem Faithfull’un hem de Rolling Stones’un okuyarak önemli başarı elde edecekleri ‘’Wild Horses’’ adlı şarkının nakaratında yer aldı. Ayrıca aynı dönemde uyuşturucu mücadelesi Dear Doctor ve You Can’t Always Get What You Want adlı şarkılarına da ilham kaynağı oldu. Bu konu hakkında şöyle söylemişti:

"O sert uyuşturucu şarkılarında ilham verici olarak beni kullandıklarını biliyorum. Kullanıldığımı biliyorum ama değerli bir amaç içindi."

Jagger, Richarts ve Ry Cooder ile birlikte kaydettiği ‘’Sister Morfin’’ adlı kült şarkısını birlikte yazdı ve daha sonra Rolling Stones’ın Sticky Fingers albümü için kaydetti. Ancak uzun süren ve çok çetin geçen bir hukuk savaşını kazanana kadar yazarlığı hakkında bilgi verilmedi.

Alkol, kokain ve eroin bağımlılığı çok arttı ve durumu kötüleşti. Ünü de, bu süreçte 1967 yılında Keith Richards’ın evinde başkaları da varken yapılan polis araması sırasında duştan sonra çıplak ve kürke sarılı bir vaziyette bulunmasıyla, zedelendi. Çok sonraları o gün yaşananlar ve sonraki gelişmeleri değerlendirirken şunu söyledi:

"Bu beni mahvetti. Erkek bir uyuşturucu bağımlısı olmak ve öyle davranmak her zaman güçlendirici ve çekicidir. Bu durumdaki bir kadın bir sürtük ve kötü bir anne olur."

Faithfull, 1970 yılında çok sarsılacağı ve travmatik etkisini uzun süre hissedeceği bir olay yaşadı; oğlunun velayetini kaybetti. Akabinde Jagger’den ayrıldı, evsiz kaldı, unutuldu ve eroini bırakmaya çabalarken Londra’nın izbe lokasyonu Soho sokaklarında homeless olarak alkol ve eroine sığınarak yaşadı. 2016 senesinde verdiği bir mülakatta "60’larda çok sahte bir dünyada yaşıyordum," dedi. "Birdenbire, sokaklarda yaşarken...İnsanların gerçekten iyi olduğunu farkettim. Çin restoranı çamaşırlarımı orada yıkamama izin verdi."

Marianne, hayatını yavaş yavaş ve dostlarının da yardımıyla bir düzene soktu ve 1976 yılında Dreamin My Dreams adlı country albümüyle neredeyse on yıllık müzikten uzak kaldığı dönemi sona erdirdi.

1979’da, Steve Winwood ve gitarist Barry Reynolds gibi güçlü müzisyenlerin desteğiyle, bugüne kadar en beğenilen, olarak tanımlana gelen kült albümü "Broken English" ile takdir toplayan şık bir geri dönüş gerçekleştirdi ve adeta küllerinden yeniden doğdu.

Albümde Beatles’ın kurucu beyni John Lennon’ın, Working Class Hero ( İşçi sınıfı kahramanı) adlı şarkısının sürükleyici bir cover’ını başarıyla ve özgün bir tarzda okudu. Alman radikal sol eylemci Baader-Meıinhof grubu ve Ulrike Meinhof’ a adeta seslendiği açılış şarkısı ve albümle aynı adı taşıyan Broken English; Heatcote Williams şiirinden sözlerin de yer aldığı, cinsel açıdan açık sayılan punk-reggae parçası olan Why D’ya Do It hafızalarda yer etti.1985 yılında uyuşturucuyu tamamen bıraktı.

Kariyerinin geri kalanında o nev-i şahsına münhasır ses ton ve rengiyle birbirinden güzel şarkı ve albümleriyle müziğe odaklandı. Uzun yıllar boyunca Nick Cave, Damon Albarn, Emmylou Harris, Beck ve Metallica gibi isimlerle vasat üstü işbirlikleri yaptı. 21 stüdyo albümü yayınlayarak sevenlerini mutlu etti. Başka oyunculuk rolleri arasında, Absolutely Fabulous adlı sitcom’un iki bölümünde Tanrı’yı; Tom Waits ve William Burroughs’un müzikali olan The Black Rider’ın 2004 filminde şeytanı; Soffia Coppola’nın Marie Antoinette filminde de imparatoriçe Maria Theresa’yı canlandırarak bir kez daha ilgi gördü. Son yıllarını Paris’te geçirdi ve bu şehirde 2015 yılında 90 kişinin hayatını kaybettiği Bataclan konser alanına düzenlenen terör saldırısına, saldırının yapıldığı gün yazdığı They Come At Night adlı şarkısıyla tepkisini gösterdi.

2021’de gişe rekorları kıran Dune filminde sesi kullanıldı.

Hayatı boyunca yığınla sağlık sorunuyla uğraşmak zorunda kaldı. 1970’lerin başında eroin ve alkol bağımlılığı döneminde anoreksiya, 2006’da meme kanseri ve artrit de dahil olmak üzere çok sayıda eklem rahatsızlığından başka 2007’de bir karaciğer hastalığı olan hepatit C’ye yakalandı. En son 2020’de Covid-19’a yakalandı ve 22 gün hastanede yattı.

Efsanevi bir hayat yaşadı ve 30 Ocak 2025’te unutulmaz izler bırakarak bu dünyaya veda etti.

Marianne gibi uçurumun dibinden dönmeyi başarabilmiş çok az sanatçı vardır ve o tatlı pop yıldızından yıpranmış ve dünyadan bıkmış bir sanatçıya dönüşen sarsıcı yolculuğu onu 60’lardan çıkan en farklı kişiliklerden biri yapmıştır. Ölümünün ardından etrafındaki mitolojinin daha da büyüyeceği ve harikulade eklektik sanatının ilham vermeye devam edeceği aşikardır.

Huzur içinde uyusun.

Yazarın Diğer Yazıları

Beatle Ringo Starr ve yeni albümü Look Up üzerine

Trump, Putin, testere lakaplı Javier Mirei (Arjantin), Netanyahu ve benzerleri dünyayı savaş, katliam, açlık artan yoksulluk, adaletsizlik, artan endişe-kaygı ve korku ile demoralize ederken, sevgi ve barış sloganıyla "Ringo ve Paul iyi ki var" dedirtiyorlar

Hint klasik müziğinin tabla üstadı Zakir Hussain’e saygı

Zakir için müzik sadece bir meslek, bir kariyer alanı değil, aynı zamanda manevi bir yolculuktu. Dünyanın dört bir yanındaki sanatçılarla, geleneklerle ve kültürlerle bağ kurmanın yoluydu

Ballake Sissoko ve Koga sanatı

Mali'den gelen 21 telli arp benzeri bir enstrüman olan kora, merak uyandıran ve meydan okuyan bir ses karmaşıklığına sahip...

"
"