03 Temmuz 2020

Sevgili Oya...

12 Mart, 12 Eylül, benim hapiste olduğum iki yıl, sonra Oya’nın Avrupa’da olduğu yıllar, TSİP’in kuruluşu vb... Yıllar sanki hızlanarak aktı ve bugünlere geldik. Bu sefer Oya ile birlikte bindiğimiz tekne T24. Doğum günün kutlu olsun, Oya

Oya Baydar bugün seksen yaşına giriyormuş. Benden iki - üç yaş büyükmüş demek.

Elli küsur yıldır tanışırız. Buna yalnız "tanışma" da denmez. Ya ne denir, diye düşününce, aklıma "silah arkadaşı" deyimi geldi. Belki biraz "askeri" kaçıyor ama bence durumu iyi anlatıyor. Altmışlarda ikimiz de Edebiyat Fakültesi’nde asistandık; o Sosyoloji Bölümü’nde, ben İngiliz Filolojisi’nde. Fakülte’nin birkaç sosyalist asistanı arasındaydık. Oradaki sağ baskıyla mücadele halindeydik ama kendi aramızda da sorunlar bitmiyordu.

Millî Demokratik Devrim (MDD) çizgisinin ortamını hazırlamaya çalıştığı "sol" darbe (sola açık yurtsever subaylar böyle bir darbe yapacak ve sosyalizmin yolunu açacaklardı!) fikriyatıyla da mücadele halindeydik.

İkimiz de Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesiydik. Derken Çekoslovakya olayı başladı. Sovyetler Birliği Dubçek’in temsil ettiği sosyalizmi bastırmak üzere ülkeyi işgal edince bizim TİP de durulmayan bir türbülansa girdi. Oya da, ben de, bu işgale elbette karşıydık. Ama Mehmet Ali Aybar çizgisinin de Marksizm’den uzaklaştığını hissediyorduk. Murat Sarıca, Nurkalp Devrim, Esat Eşkazan ve daha birkaç kişi "Üçüncü Yol" diye adı çıkan bir hareket başlattık. Ancak Parti’yi ayakta tutmak mümkün olmadı.

Daha sonra yeni bir sosyalist parti kurma girişiminde yine Oya ile birlikteydik. Bu sefer Yalçın Yusufoğlu, Orhan Silier, Oya Köymen, Çağatay Anadol da girişimin içindeydi. Bir dergi çıkarmaya başladık ve dördüncü sayısına gelmişken 12 Mart oldu. 

12 Mart, 12 Eylül, benim hapiste olduğum iki yıl, sonra Oya’nın Avrupa’da olduğu yıllar, Türkiye Sosyalist İşçi Partisi'nin (TSİP)’in kuruluşu vb... Yıllar sanki hızlanarak aktı ve bugünlere geldik. Bu sefer Oya ile birlikte bindiğimiz tekne T24. 

Doğum günün kutlu olsun, Oya.

Yazarın Diğer Yazıları

Bugünlerin siyasi bulmacası

Devlet Bahçeli “Öcalan” çıkışıyla ne demek istedi? Erdoğan ile bir plan hazırlamışlarsa bu plan ne olabilir? Hareket aşamasına gelince ne olabilir?

Dış ilişkiler

Tayyip Erdoğan Türkiye’nin dış politikasını “monşerler”in elinden kurtardı. O elinden geleni yaptı, “kurtardı” ama bu kurtuluş bizim için iyi mi oldu, kötü mü hiç emin değilim

Bir kere daha Kürt sorunu

AKP, Kürt sorununu yok saymanın yanı sıra CHP’yi topluma “terörist” olarak tanıtma politikası kurmaya çalışıyor. Gitgide gerçek olmayan bir dünyada siyaset yapmaya başlıyor. Bu, sonun yaklaştığının işareti de olabilir

"
"