Maç öncesi on birler belli olunca Fenerbahçe’nin UEFA Konferans Ligi’ne ne kadar önem verdiği de anlaşıldı. İsmail Kartal bu sezon ilk kez bir Avrupa Kupası maçında lig on birine yakın bir on birle sahaya çıkıyordu. Sadece kalede Livakovic’in yerine İrfan Can Eğribayat’ı oynatan İsmail Hoca, diğer 10 oyuncu tercihini, elindeki sağlam futbolculardan oluşan ağırlıklı olarak ligde oynattığı oyunculardan yana kullandı.
Her şeyden önce iki takım arasındaki kalite farkı kağıt üzerinde Spartak Trnava maçını kolaymış gibi gösteriyordu. Böyle karşılaşmaların anahtarı erken goldür. Sarı-lacivertli takım da erken gol için önde baskıyla başlayacak diye düşünürken maçın ilk 10 dakikasında önde baskı yapan konuk takımdı. Buna rağmen bu süre içerisinde bile Fenerbahçe golü bulabilirdi. Karşılaşmanın başından son anına kadar sahada büyük bir kalite farkı gözleniyordu. Fenerbahçe’nin usta ayakları son vuruşlarda biraz daha becerikli olabilseler ilk yarım saatte farklı bir skoru yakalanmış olurdu. Oysa 30 dakika golsüz eşitlikle geçildi. Kadıköy’de tribünleri dolduran 12. Adamın beklediği gol 36.dakikada geldi. Tadic’in asistinde Ferdi perdeyi açan golü atarken kalitesini gösteriyordu. Bir maçta daha Ferdi için ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Geldiği günden itibaren her gün gelişerek üstüne koyan ve hangi mevkide görev verilirse verilsin layıkıyla yapan Ferdi bu maçta da sahanın en iyilerinden biriydi.
İlk yarıyı tek farklı üstünlükle tamamlayan Fenerbahçe’nin grup liderliği için gollere ihtiyacı vardı. Bu bilinçle ikinci yarıya başlayan Sarı Lacivertli Takım 48’de Dzeko’nun düşürülmesiyle penaltı kazandı. Penaltıyı kullanan Tadic’in vuruşunda top direkten kaleci Takac’ın sırtına çarparak ağlara gitti ve fark ikiye çıktı. Fenerbahçe artık rahatlamış ve rakibin direnci de kırılmıştı. 59’da Ferdi ile başlayan ve daha önce gol olması gereken pozisyonda top dönüp dolaşıp sonunda Dzeko’nun vuruşunda gecikmeli olarak filelere gidince fark üçe çıktı. 2 dakika sonra bu kez maçın bir diğer başarılı ismi İrfan Can Kahveci’nin getirip de Dzeko’ya al da at dediği pası geri çevirmeyen Bosnalı golcü maçın skorunu belirleyen golü attı 4-0.
İsmail Kartal 4-0’dan sonra Serdar Aziz, King, Umut, Cengiz ve Yusuf’u da oyuna alarak hem bu oyuncuları motive edip hazır tutma çabası içindeydi, hem de geceyi kazasız, sakatlıksız atlatmış oldu. Bulgaristan’dan gelen sonuç da bizim istediğimiz gibi olunca Fenerbahçe grubunu lider tamamlayarak direk son 16 turuna kalmış oldu.
Melih Gümüşbıçak kimdir?
Melih Gümüşbıçak 10 Ağustos 1968'de Ankara'da doğdu. Ankara 50. Yıl Lisesi'nden mezun olduktan sonra iktisat ve siyasal bilgiler öğrenimi gördü.
Mesleğe başladığı TRT'de spor programları sundu, daha sonra Doğan Yayın Holding'e geçti. İzleyen dönemde Show TV'de "Televole" adlı spor magazin programını sundu. Daha sonra Lig TV'ye geçen Gümüşbıçak, bu kanalda sunuculuk yaptı, ardından 360 kanalında spor programı hazırlayıp sundu. TRT'de Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarını ve çeşitli spor yayınlarını sunan Gümüşbıçak, T24'te ağırlıklı olarak Fenerbahçe maçlarını yorumlayacak.
|