01 Mayıs 2023

Neyi seçeceğiz?

Biz 14 Mayıs'ta kimin şampanya patlatıp, kimin namaz kılacağını seçmeyeceğiz; isteyenin şampanya patlatıp, isteyenin dua edeceği, inancı, dili, dini nedeniyle kimsenin ötekileştirilmediği bir ülkede yaşama arzusunu seçeceğiz

Her seçim öncesi 'bu seçimin hayati önemde' olduğunu duyacak kadar seçim gördüm, fakat bu seçimde olduğu kadar akla hayale sığmayacak propaganda konuşmalarını da gördüm, duydum dersem büyük yalan olur. O yüzden 14 Mayıs seçimleri gerçekten benzersiz. Benzersiz çünkü Cumhur İttifakının adayları yani çoğu bugün bakan olan insanlar devletin olanaklarıyla yaptıkları seçim gezilerinde bizi her gün biraz daha şaşırtarak neyi seçip seçmeyeceğimiz konusunda uyarıda bulunuyor, durumun vahametini anlatıyorlar.  Eskiden "koyun gütmeyi bilmezler bunlar" biçiminde olan ve pek de yaratıcı olmayan söylemleri bu seçimde hayvanla evlenmekten, şampanya patlatmaya ve hatta 'tür'lere kadar geldi. Anlaşılan o ki iktidar bloğu neyi seçeceğimiz konusunda oldukça telaşlı. Eh bütün bu sorular seçmene sorulduğuna benim de naçizane bir oyum olduğuna ve benim gibi düşünmesi muhtemel olan insanlar olduğuna inandığıma göre birkaç kelam etmek istedim.

Biz 14 Mayıs'ta kimin şampanya patlatıp, kimin namaz kılacağını seçmeyeceğiz. İsteyenin şampanya patlatıp, isteyenin dua edeceği, inancı, dili, dini nedeniyle kimsenin ötekileştirilmediği bir ülkede yaşama arzusunu seçeceğiz.

Kimin kiminle nasıl, nerede, ne şekilde yaşayacağını seçmeyeceğiz. Herkesin yönelimlerine, tercihlerine uygun bir hayat yaşama kararına saygı duymayı seçeceğiz.

İşsizliği, yarın ne olacak kaygısıyla yaşamayı seçmeyeceğiz. Güvenli bir gelecek, güvenceli bir iş için yeni bir ülke hayalini seçeceğiz.

Kutuplaştıran, ötekileştiren, ayrıştıran, 'tür' diyen bir dil yerine birleştiren, güçlendiren, dinleyen ve anlamaya çalışan bir iletişim dilinde ısrar etmeyi seçeceğiz.

Yolsuzluğu, yokluğu her eve götüren çaresizliği seçmeyeceğiz. Emeğiyle geçinen herkesin huzurla yaşama mücadelesini seçeceğiz.

Ekmek kuyruklarında beklemeyi, pazardan artık toplamayı, ödenemeyen faturaları, karanlık ve soğuk evleri seçmeyeceğiz. Herkesin tok uyuyabileceği, sıcak ve aydınlık evler için çare aramayı seçeceğiz.

Evrensel insan haklarının nimet gibi gösterilmesini seçmeyeceğiz. Bu ülkede yaşayan herkesin eşit yurttaşlık hakkına sahip olduğunu bilmeyi seçeceğiz.

Yerin altında madende, şantiyelerde, dayanıksız konutlarda ölmeyi seçmeyeceğiz. İş, yaşam ve barınma hakkımızın garanti altına alınması için ısrar etmeyi seçeceğiz.

Biat etmeyi, söylediklerimizden, yazdıklarımızdan dolayı hapis korkusu yaşamayı seçmeyeceğiz. Düşüncelerimizi özgürce ifade etme hakkımızı seçeceğiz.

Ailemizi emanet edeceğimiz biri yerine ailemizle huzur içinde yaşam seçeceğiz.

Osmanlı tokadı atmayı değil, kucaklaşmayı seçeceğiz.

Biliyoruz hiçbiri bir günde olmayacak.

Biliyoruz hiçbiri kolay olmayacak.

Ama biz bütün bunlardan vazgeçmemeyi ve inat etmeyi seçeceğiz.

Hayatımızı, emeğimizin hakkını almak için mücadele etmeyi seçeceğiz.

Kime oy vereceğiz diye tasalanmayın. "Nasıl yaparız" diye kaygılanmayın.

Var aklımızda güzel şeyler…

Yazarın Diğer Yazıları

Tekli koltuk

Hanımlar, beyler! O koltuklardan kalkıp aramıza katılın. Katılın ki neler söylediğimizi, neler yaşadığımızı, ne istediğimizi, neyi savunduğumuzu ve ne yapabileceğimizi görüp duyun. Tartışın, konuşun, birlikte karar verin yani çoğalın. Çünkü birlik olmak tek olmaktan büyüktür. Ne kadar rahat olursa olsun, tekli koltuk kanepeden hep küçüktür

Makul isyandan makus tarih çıkar

Ülkenin batısında bir yerlerde bir yıkım, yangın adaletsizlik olduğunda avazı kadar çıkan sesimiz doğusunda yaşandığında içimize kaçıyorsa hak ve adalet meselesi ile ilgili derin çelişkimiz var demektir...

Sokak güzeldir

Kayboluyoruz… Küçük hesaplarımızla didişirken o büyük bir denizin ortasında kayboluyoruz. Ve bunun için bir fırtına olması da gerekmiyor. Çünkü hayat insanı fırtınadan daha şiddetli savuran bir şey

"
"