30 Nisan 2022

Osman Kavala'ya mektuplar...

Osman Kavala ve arkadaşları özgürlüklerine kavuşuncaya kadar direneceğiz

Sevgili Osman,
Günaydın kardeşim, nasılsın?..
Ben sabahtan beri
sana yazdığım mektupların,
daha doğrusu seninle ilgili
yazılarımın arasında dolaşıyorum.
Sana ilk mektubum, ilk yazım
2017 yılı Ekim ayından.

19 Ekim 2017
Sevgili Osman Kavala,
yalnız değilsin,
yanındayız.

Gözaltı haberin gece yarısı geldi.
Polis seni Atatürk Havalimanı'nda
Gaziantep uçağından gözaltına almış...
Gece yarısından sonra başka haberler
de ulaştı:
Bir haftalık gözaltı süresi...
Başka isimlerin de bulunduğu bir liste...
15 Temmuz... Anayasal düzeni zorla
değiştirmeye teş
ebbüs...
Sevgili Osman, senin yerin hep demokrasi, hukuk
ve özgürlük saflardaydı
Yoksa seni de darbeci mi
ilan edecekler?

"Teröristlik"ten mi yargılayacaklar?
İ
nşallah bunlar söylentidir.
Kısa zamanda özgürlüğüne kavuşursun.

Sevgili Osman;
Senin yerin her zaman demokrasi,
hukuk ve özgürlük saflarıydı.
Bu ülkede insan hakları savunucusu deyince,
senin adın ön sıralarda geliyordu.
Çünkü hep "itiraz"ın vardı. Bu memlekette,
devletin hoyratlığı konusundaki itirazların...
Sen de biliyorsun. İtiraz sahibi insan olmak,
bu memlekette öteden beri belalı bir iştir.
Şimdi daha da belalı hâle geldi. Baksana,
kaç kişi insan haklarını savunmaktan,
ifade özgürlüğünü savunmaktan hapis yatıyor.
Eski zamanlarda askeri darbe dönemlerinde
dolardı hapishaneler. Bugün sivil darbe
döneminde doluyor. Ve şimdi galiba daha da
kötüsü yaşanmakta... Bir zamanlar ikinci
sınıf da olsa kör topal bir demokrasimiz,
bir hukuk devletimiz vardı. Şimdi o kör topal
demokrasinin kaleleri
teker teker düşmekte. Ya da düştü bile...
Yargı, yürütme, yasama, medya her geçen gün 
biat kurumları hâline geliyor.
"Tek adam"ın emrine giriyor.

20 Ekim 2018
Osman Kavala 1 yıldır
iddianame bile olmadan hapiste;
sonra da hukukmuş, adaletmiş...
Hiç mi utanma duygusu kalmadı?..

Sevgili Osman Kavala 1 yıldır hakkında iddianame
bile olmadan hapiste... Sonra da hukukmuş, adaletmiş...
Hiç mi utanma yok? O kadar tantana,
o kadar Kasımpaşa kabadayılığı derken 
Rahip Brunson serbest... Sonra da hukukmuş,
bağımsız yargıymış... Hiç mi utanma yok?
Sonra da hukukmuş, adaletmiş...
Hiç mi utanma yok? Rahip Brunson serbest
bırakılıyor. Annesi babası, Erdoğan'a teşekkür
ediyor. Başkan Trump, Erdoğan'a teşekkür ediyor.
Erdoğan padişah mı?.. Saray'daki Sultan mı?..
Erdoğan başını önüne eğer gibi duruyor,
öyle değilim yapıyor, ben değil yargı serbest bıraktı
demeye getiriyor. Ama inandırıcı olamıyor.
Herkesi güldürüyor. Çünkü, bu memlekette yargının
bağımsız olmadığını aklı başında herkes biliyor.
O kadar çok örnek var ki.
Bir tek Osman Kavala örneği bile
bu memlekette hukuka, adalete
çoktan veda edildiğini ele güne gösteriyor.

16 Kasım 2018
İkinci Kavala Operasyonu... 

New York, 16 Kasım 2018 
Otel odamda kötü bir haberle uyanıyorum. 
Saat sabahın beş buçuğu.
Karlı, kül rengi bir sabah vakti
Doğan Akın'ın İstanbul'dan telefonu:

İkinci Osman Kavala Operasyonu!

Bir büyük gözaltı dalgası daha: 
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Betül Tanbay...
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Turgut Tarhanlı...
Anadolu Kültür'den Yiğit Ekmekçi...
Çiğdem Mater... Ali Hakan Altınay...
Asena Günal... Meltem Aslan...
Bora Sarı, Ayşegül Güzel,
Filiz Hande Özhabeş,
Yiğit Aksakoğlu, Yusuf Cıvır... 
Ne yapmışlar? 
Osman Kavala'yla hiyerarşik düzen içinde
hareket etmişler. 
Ne yapmışlar? 
"Gezi Parkı olaylarını
Türkiye geneline yaymak ve yurt genelinde
kaos ve kargaşa ortamı meydana getirmek"
için çalışmışlar... 
Ne yapmışlar? 
"Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti
hükümetini ortadan kaldırmayı veya
görevlerini yapmasına kısmen
veya tamamen engellemeyi" amaçlamışlar...
Emniyet'ten yapılan açıklamaya göre,
anlaşılan o ki, hepsi darbecilik yapmış. 
Akıl alır gibi değil. 
Hayır, inandırıcı olamazsınız. 
İnanmayacağız. 
Çünkü asıl darbeci onlar değil sizlersiniz. 
Gerçek darbeyi hukuka vuran sizlerden başkası değil. 
Özgürlükleri yerle bir eden onlar değil sizlersiniz. 
Bu ülkede demokrasi ve hukuk sizlerin indirdiği
ölümcül darbelerle kaç yıldır yok olup gidiyor. 
Ve gitgide derinleşen bir "sivil darbe"yi yaşamaya
devam ediyor Türkiye.

17 Temmuz 2019
Osman Kavala'ya kelepçe,
özgürlüğe zincir!

O çaresizlik duygusu hep içimi acıtır.
Hapisteki dostlar... Mahkemelerde
uzaktan el sallarım. Bazen alkışlarım
onları, duruşma salonuna girdiklerinde.
Sonra oturup bir iki satır yazı.
Adaletsizliği, hukuksuzluğu, yaşadıkları
acımasızlığı kınarım. Adalet, özgürlük,
hukuk sözcükleri uçuşur yazımdan...
Hepsi o kadar. Bilgisayarımı kapattığımda
her seferinde yasak savmış gibi,
vicdan temizlemiş gibi bir duygu kımıldar
içimde. Ama elimden gelen budur. Yazmaktan
başka ne yapabilirim ki? Sonra o çaresizlik
hâli içimi yine kemirmeye başlar. Onlar yine
hücrelerine, zindanlarına döner,
demir kapılar kapanır arkalarından...
Bizler de günlük hayatın akışına kapılır gideriz,
bir dahaki duruşmaya kadar... Çaresizlik
içimi acıtır. Bu duyguları, Osman Kavala'nın
Silivri'de 24 Haziran'daki ilk duruşmasında da
hissetmiştim. Osman Kavala 624
gündür hapiste. Tek başına bir hücrede
yaşıyor. Herhangi bir somut kanıttan
yoksun zavallı bir iddianameyle hakkında 
ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası 
isteniyor. "Anayasal düzeni ve hükümeti
yıkmak isteyen bir darbeci"
çıkarmak istiyorlar Osman Kavala'dan.
Gerçekten akıl alır gibi değil. 
Sevgili Osman, T24'te Şirin Payzın'a Silivri
günlerini anlatırken şöyle diyor:

Silivri'de fiziki şartlara kendimi alıştırdım, 
cezaevi şartları çok zorlayıcı gelmiyor.
Odamda kitap okuyarak, düşünerek,
hayal kurarak,
kendimi başıma gelenlerden
uzak tutmaya çalışıyorum. 
En çok zoruma
 giden hastaneye gidiş gelişlerde kelepçe takılması.
Elleriniz kelepçeli, yanınızda jandarma,
Silivri Devlet Hastanesi
'nde dolaşıyorsunuz.
Görenler bu adam
acaba hangi kötülüğü
yapmıştı diye düşünüyor olmalı.

18 Temmuz 2019
Osman Kavala'nın
kelepçesini çıkarmadılar!

Silivri'de duruşma salonu.
Saat sabahın 10'u. Osman Kavala,
iki kolunda iki jandarma
ve iki yanındaki uzun jandarma kordonuyla
ve güleryüzüyle tünelin ucunda gözüküyor.
Herkes ayakta. Alkış tutuyoruz sevgili Osman'a.
O da kollarını jandarmalardan kurtarınca,
aramızda selamlaşma faslı başlıyor.
Gezi davasının tek tutuklu sanığı Osman Kavala'ya
bugün tahliye kararı çıkabilir mi
sorusunda düğümlenen iyimser bir
hava esiyor salonda... Sevgili Osman'a
tahliye gelecek mi? Bu arada,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 
Cumhuriyetçiler'in beraatini isteyen görüşü
 etrafa yayılınca umut çıtası biraz daha yükseliyor.
Yüzler gülüyor. Avukatlara kulak veriyorum.
Hepsi çok iyi. İddianameyi delik deşik ediyorlar.
Aslında, zavallı bir iddianameyi madara etmenin
o kadar güç olmadığını düşünüyorum.
Osman Kavala en sakin haliyle,
yumuşak üslubuyla savunma yapıyor:

Gezi protestolarını, hükümeti devirmeye değil,
yanlış kararlardan
döndürmeye yönelik
demokratik bir kampanya olarak gördüm.
İddianamedeki suçlamalarla ilişkin sorgulanmadım.
Şüphe ile delil arasındaki kopukluk daha belirgin hâle geldi.
Bu nedenle tahliyemi talep ediyorum.

Duruşma salonu boşalıyor. Karar için heyecanlı
bekleyiş sonrası saat beş buçukta büyük
bir hayal kırıklığı:
Tahliye yok! 

10 Aralık 2019
Sevgili Osman, inşallah yine
hayal kırıklığına uğramayız.

Sevgili Osman,
Ş
imdi günleri saymaya başladık,
senin
özgürlüğe kavuşacağın günleri...
Bugün 10 Aralık. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi
'nden Osman Kavala kararı
b
öyle bir günde çıktı. Türkiye'yi insan
hakları açından mahkûm eden mahkeme,
kararında
özetle dedi ki:

  1. Osman Kavala'nın 770 gündür demir parmaklık
    arkasında yatıyor olması,

    Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırıdır.
  2. Osman Kavala, 770 gündür siyasal nedenlerle hapistir.
  3. Kavala'nın hapse atılmasının altında,
    Türkiye'de insan hakları savunucularının
    sindirilmek, susturulmak istenmesi yatmaktadır.
  4. Osman Kavala'nın hak ihlali 
    sona erdirilmeli,
    derhal tahliye edilmelidir!
Çizim: Murat Başol

Sevgili Osman Kavala;
Gözaltı haberin 770 gün önce,
19 Ekim 2017'nin gece yarısı gelmiş
ti.
60 yaşına yeni basmıştın. Bileklerine
kelepçe takılarak g
ötürüldüğün hastaneleri,
bileklerine kelepçe takılarak getirildiğ
in
Silivri
'deki adaletten yoksun mahkeme
salonlarını, duruşmalarda g
öz göze
geldiğimizde koparıldığın yakınlarına,
dostlarına el sallamalarını hiç unutmayacağız.

Tahliye taleplerinin onlarca kez reddedildiğini,
azılı bir cani gibi bir hücreye hapsedildiğini
unutmayacağız.
Sana yapılanları da,
sadece fikirleri nedeniyle hapsedilen
gazetecilere, yazarlara, sanatçılara,
siyasetçilere de yapılanları unutmayacağız.

Haktan, hukuktan, adaletten, demokrasiden
tutkuyla nefret edenleri de unutmayacağız.

Asla unutmayacağız. Hafıza aklımızın,
vicdanımızı
n bekçisidir.

Sevgili kardeşim;
Şimdi günleri saymaya başladık.
Ö
zgürlüğe kavuşacağın günleri...
Umudumuz, en geç 24-25 Aralık'a kadar
AİHM'nin hak ihlali kararının uygulanması
ve senin tahliye edilmeni,
özgürlüğüne
kavuşmanı bekliyoruz.
İnşallah yine
bir büyük hayal kırıklığına uğramayız;
Türkiye de senin tahliyenle korkunç
bir hukuk ayıbından kurtulur.

24 Aralık 2019
Kavala'nın tutukluluğuna
devam kararı bir hukuk
ve adalet katliamıdır,
yazıklar olsun!

Demek, Osman Kavala'nın tutukluluğuna devam...
Ö
yle mi? Yazıklar olsun. Adalet bu kadar
çiğnenir mi?
Hukuk bu kadar hiçe sayılır mı?
Anayasa bu kadar yok sayılır mı?
AİHM kararının üstünde bu kadar tepinmek
olur mu?
Yuh olsun. Evet öyle. Zavallı bir
iddianameyle 784 gündür demir parmaklık
arkasında yatacaksın.
Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi "derhal tahliye" kararı
verecek.
Ve 784 gün sonra yine "tutukluluğa
devam" diyeceksin.
Bu bir hukuk katliamıdır.
Yazık. Bu kadarına layık değil bu memleket.
Sen hepsini hiçe sayıp "tutukluluğa devam"
diyorsun.
Ve sen, Kavala'yı cezaevinde
tutmaya devam ederken,
Ali İsmail Korkmaz
cinayetinden hüküm giymiş bir polisi 'mağdur'
fatıyla davaya müdahil ediyorsun.
Tarihe şimdiden kapkara harflerle geçiyorsun.
Adalet ve hukuk adına utanç verici bir
durum
Bir daha yazıklar olsun.
Yanındayız sevgili Osman,
yanı
ndayız,
daha başka ne diyebilirim ki…

28 Ocak 2020,
Yazıklar olsun, böyle hukuk,
böyle yargı olmaz olsun!

Hasan Cemal Silivri'den,
Osman Kavala davasından bildiriyor.
Salı, 28 Ocak, saat dört suları...

Berbat bir hava. Yağmur şakır şakır.
Duruşma salonu tıklım tıklım.
Her seferinde olduğu gibi,
uzaktan Osman Kavala'ya
el kol hareketleriyle selam sarkıtıyoruz.
İzleyiciler arasından bir çığlık!
Salon birden dalgalanıyor, elektrikleniyor.
Bir ananın çığlığı bu. Gezi'de polis tekmeleriyle
hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz'ın
annesi ayakta, mahkemeye itirazını bir çığlıkla
dillendiriyor. Oğlunu öldüresiye döverek
ölümüne neden olan polislerin
ve oğlunun katili olarak mahkûm olan polisin
mağdur olarak davaya katılmasının mahkeme
tarafından kabul edilmesine, acılı sesiyle karşı çıkıyor.
Mahkeme Başkanı "Oturun yerinize, acınızı
anlıyorum" diye seslenince, Ali İsmail Korkmaz'ın
annesi Emel Korkmaz sesini yükseltiyor:

Siz benim acımı anlayamazsınız!

Ve Osman Kavala bir kez daha kendi başına
Silivri'deki hücresine dönüyor.
Ben de bir tweet atabiliyorum, o kadar:

BÖYLE HUKUK OLMAZ OLSUN!
Osman Kavala'ya yine tahliye yok!
Silivri
'deyim. Avukatlar mahkemeyi reddetti
ve duruşmadan çekildi;
avukatların protestosunu
alkışladık, mahkemeyi alkışlarla protesto ettik
ve dışarı atıldık. Böyle hukuk olmaz olsun,
böyle yargı olmaz olsun, yazıklar olsun!
Bir defa daha sevgili Osman'ı alamadan
Silivri'yi arkamızda bırakıp
İstanbul'a dönüyoruz, büyük bir hayal kırıklığıyla...

27 Temmuz 2020
1000 gündür bir hücrede
tek başına yatıyor;
Osman Kavala'ya özgürlük!

Daha kaç gün dayanabilir bir insan...
Bir hücrede, kurtarılmadan...
Daha kaç gün dayanabilir bir insan
Bir hücrede kurtarılmadan?
Daha kaç gün yaşayabilir bir insan
Ö
zgürlüğüne kavuşmadan?
Daha kaç kez döneceğiz yönümüzü
Sanki hiç görmüyormuşuz gibi?
Cevabı rüzgardaysa dostlar, esen rüzgarda
Kalbimiz rüzgarları dinlesin!
Osman Kavala bir hücrede yatıyor
1000 günden beri!
Ne zaman silkinip ayağa kalkacağız?
Ne zaman özgürlüğe kavuşturacağız onu?
Osman Kavala'ya bile Yapılabiliyorsa bu
Size, kime ne yapılmaz?
Ses verin! İtiraz edin! 

23 Aralık 2021
Eyy Erdoğan,
Kavala hapisteyken
demokrasi ve hukuk sözcüklerini
sakın ola ağzına alma!

Eyy Erdoğan!
Ş
unu iyi bil. Osman Kavala hapis
yatarken
demokrasi, hukuk ve özgürlük
sözcüklerini sakın ola ağzına alma.
Sakın... Kavala'nın hapislik hâli,
bu memlekette demokrasinin de,
hukukun da, özgürlüğün de köküne
kibrit suyunun ekildiğini gösterir.
Biat yargısı bu sabah bir kez daha
sevgili Osman kardeşimin tutukluk
hâlinin devamına karar vermiş.
Çok yazık.
Ç
ok hazin. Türkiye bu hallere düşmemeliydi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de,
Avrupa Konseyi de yok sayılıyor, Türkiye
devlet olarak attığı
imzaları inkar ediyor, 
yükümlülüklerini yerine getirmiyor.
Dünyadaki demokrasi sıralamalarında
Türkiye artık en sonlara düşmüş durumda.
Farkında mısın bu acı gerçeğin?..
Adaletsizlik bu kadar mı umurunda değil?..
Hiç mi rahatsız değilsin, Türkiye'yi içine
d
üşürdüğün bu çukurdan?..

25 Nisan 2022
Kavala ve Gezi tutukluları
özgürlüklerine kavuşana kadar
direneceğiz!

Bugünün tarihini unutmayın.
25 Nisan 2022.
Gezi davasında mahkeme kararı
akşama doğru geldi. 1637 gündür tutuklu
olan Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış
ömür boyu hapis... Yani idam cezası olsa idam...
Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman,
Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay,
Mine Özerden, Can Atalay ve
Yiğit Ali Emekçi'ye 18'er yıl hapis cezası
ve haklarında tutuklama...
Osman Kavala çok haklı:

Karar,
yargı kullanılarak yapılan
bir suikast eylemidir...

Bu kararları verenlerin, başından beri
bu kararların arkasında duranların
alınlarına kapkara bir leke vurulmuş durumda.
Bu kapkara leke, adaletin katletilmesidir.
Bu kapkara leke, hukukun katledilmesidir.
Bu kapkara leke, özgürlüğün katledilmesidir.
Bu kapkara leke, altında Türkiye Cumhuriyeti
devletinin imza koyduğu uluslararası
anlaşmaların hiçe sayılmasıdır.
Bu kapkara leke, hukukun üstünlüğünün
hiçe sayılmasıdır.

Yazarın Diğer Yazıları

Demirel'i darbeyle devirecektim!

Demirel 100 yaşında! Pazar günü Ülke Politikaları Vakfı'nın Cevahir Otel'de düzenlediği bir toplantıda "BABA"yı andık. Özlemişim Demirel'i, itiraf edeyim, arada bir gözlerim doldu

Türklerin de, Kürtlerin de ortak çıkarı gerçek barış ve demokrasidir

Yeterince kan ve gözyaşı akmıştır, daha çok acı çekilmesin, ama... Bu AMA üzerinde düşünmek lazım, geçmiş tecrübeler bunu gerektiriyor

Dostluklar insanı ayakta tutar!

Benim de böyle bir dostum var, Şahin Alpay. İyi ki varsın kardeşim, iyi ki BİR HİKAYEM VAR'ı yazdın

"
"