10 Nisan 2023

Hayata yeni bir başlangıç

Elimi bizzat taşın altına sokmak için 54 yıllık gazetecilik hayatımı kapatıyorum


54 yıllık gazetecilik hayatımı
kapatıyorum.
Ve siyasetçi olarak
ilk açıklamamı,
on yıldır gazetecilik yaptığım,
Doğan Akın'ın 2009’da kurup
kurumlaştırdığı T24'te yapıyorum.

Türkiye bugün bir krizler ülkesi.
Çöküşü ve çürümüşlüğü
yaşayan bir ülke.
Yeniden inşa edilmeyi,
barış ve demokrasiyi,
hukuk ve adaleti,
özgürlük ve refahı bekleyen
büyük ve güzel bir ülke.
Ben de elimi bizzat
taşın altına sokmak için
Yeşil Sol Parti listesinden
milletvekili adayı olarak
siyasete giriyorum.

Türkiye'nin zincirlerini kırması şart!

Türkiye bir krizler ülkesi.
Her alanda derinleşen krizlerin pençesinde kıvranıyor.
Türkiye'yi bugün geriliğe mahkûm eden
siyasal, ekonomik, toplumsal
temel sorunları uzun yıllardır çözüm bekliyor.

İşsizlik ve yoksulluk,
enflasyon ve hayat pahalılığı
insanımızın hayatını karartıyor.
Çöküş ve çürümüşlük
gençliğimizin gelecek umudunu
söndürüyor,
onları kendi ülkelerinden soğutuyor.
Kadınlar, erkek şiddetine açık yaşıyor.
Kadınlar, eve kapatılıyor.
Kadınlar, onları karanlığa boğan
"Taliban düzeni"ne zorlanıyor.
Kadın - erkek eşitliği,
cinsiyet eşitliği olmayan bir ülke,
geriliğe, yoksulluğa, karanlığa mahkûmdur.

Eğitim eğitim olmaktan çıktı bu ülkede.
Üniversite üniversite olmaktan çıktı.
Soru soran, merak eden,
eleştiren, itirazı olan kafalar değil,
dogmalara boyun eğen,
kendine söyleneni yapan,
biat eden kafalar yetiştirilmek isteniyor.

Adaletsizlik hayatın her alanına
damgasını vurmuş durumda.
Bağımsız ve tarafsız yargı yok.
Demokrasileri demokrasi yapan
güçler ayrılığı tarihe karıştı.
Medya özgür değil.
İfade özgürlüğünün yerinde
yeller esiyor.
Ülke yolsuzluk ve rüşvet batağına
boğazına kadar gömülmüş,
çetelerin eline düşmüşken
hapishaneler siyasi mahkûmlarla,
gazetecilerle dolu!
"Kayyum düzeni"yle halkın oyları
hiçe sayılıyor.
Bir korku imparatorluğu kâbus gibi
ülkenin üstüne çökmüş durumda.

Bugün bütün iktidar ipleri
Saray'daki "tek adam"ın elinde.
Rejimin adı bu yüzden "tek adam rejimi..."
Eski zamanlarda Türkiye sabaha karşı
"tank sesleri"yle gelen
askeri darbe düzenlerinde yaşardı.
Bugün ise "seçim sandığı"ndan çıkan, ama demokrasi
ve hukukun üstünlüğünü askıya alan
"sivil darbe düzeni"nde yaşıyoruz.

Türkiye'nin zincirlerini kırması şart!

Bunun için de ilk adım, "tek adamı",
Recep Tayyip Erdoğan
14 Mayıs'ta halkın oylarıyla
iktidardan indirmektir.
Sonra da Türkiye'de barış, demokrasi
ve adalet yolunda yürümeye başlamaktır.
İşte bunun için HDP'den yapılan milletvekilliği
teklifini kabul ettim ve Yeşil Sol Parti
listesinde İstanbul 2. Bölge 3. sıradan aday oldum.
Böylece 54 yıldır çok severek yaptığım gazeteciliği,
içim acıyarak da olsa, noktalıyorum.
Şimdi de doğrudan elimi taşın altına
sokarak, Türkiye'nin zincirlerini
kırmasında bir rol üstlenmek istiyorum.
Seçilirsem, gazeteciliğe başladığım Ankara'ya,
54 yıl sonra bu sefer siyasetçi olarak döneceğim.

Barış, demokrasi, adalet ve özgürlükten
yana olanların el ele tarih yazacakları,
tarih yapacakları
bir döneme giriyor
Türkiye.
100. yılında, depremlerin korkunç bir felakete dönüşmediği,
Cumhuriyet'i demokrasiyle
taçlandıracağımız,
demokratik cumhuriyeti kuracağımız bir dönem...
Çok heyecanlıyım.
Ama önce 14 Mayıs'ta Erdoğan'a
"hadi sana artık güle güle!"
demek lazım.
Bu çürümüşlük düzeni Türkiye'nin kaderi değildir.

Mesleğimin son on yılında
yan yana gazetecilik yaptığımız
Doğan Akın ve T24'e teşekkürü borç biliyorum.
Arada bir yine T24'te buluşmak üzere
hoşçakalın.

Hasan Cemal kimdir?

Hasan Cemal 1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1969 yılında Ankara’da haftalık Devrim dergisinde başladı. Yeni Ortam dergisi, Anka Ajansı ve Günaydın gazetesinde çalıştıktan sonra 1973 yılında Cumhuriyet gazetesine girdi. 1979 - 1981 yılları arasında Ankara Temsilciliği yaptı. 1981-1992 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesini Genel Yayın Yönetmeni olarak yönetti. Cumhuriyet gazetesi Cemal'in yönetimindeyken 1986’da Sedat Simavi Ödülü’nü kazanarak "yılın gazetesi" seçildi. 

1992-1998 yılları arasında Sabah gazetesinin birinci sayfa yazarlığını yaptı. 1998'den 2013'e kadar yaklaşık 15 yıl boyunca Milliyet gazetesinde yazdı. Nokta dergisi 1989 Doruktakiler ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti köşe yazısı ödüllerini kazandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 yılında da "Araştırma" ödülünü Hasan Cemal'in çalışmalarına verdi. 

28 Şubat 2013'te Milliyet'in manşetinde yayımlanan "İmralı Zabıtları"nın yayınını savunduğu için dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın tepkisine hedef oldu. Milliyet yönetimi, "Başbakan'ı ve medya sermayesini sorgulamaktaki ısrarını" gerekçe göstererek yaklaşık 15 yıldır yazdığı gazetedeki köşesini kapattı. 

Milliyet ile yolları ayrıldıktan sonra yaptığı röportajlar ve kaleme aldığı yazılar, bağımsız internet gazetesi T24'te yayımlandı. Türkiye medyasının en etkili ve kıdemli isimlerinden olan Hasan Cemal, Mart 2013’ten beri T24’te yazıyor. Harvard Üniversitesi Nieman Gazetecilik Vakfı Louis M. Lyons Gazetecilikte Vicdan ve Dürüstlük Ödülü'nü "hayatı boyunca basın özgürlüğünü savunmak için gösterdiği çaba nedeniyle" 2015 yılında Hasan Cemal'e verdi. Cemal, Türkiye'de bu ödülü alan ilk gazeteci oldu. 

Bir dönem Bilgi Üniversitesi’nde "Medya ve Politika" dersleri veren Hasan Cemal’in yayımlanmış 13 kitabı, tarih sırasıyla şöyle: 

Tank Sesiyle Uyanmak (1986)

Demokrasi Korkusu (1986)

Tarihi Yaşarken Yakalamak (1987) 

Özal Hikâyesi (1989)

Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım (1999)

Kürtler (2004)

Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim (2005)

Türkiye'nin Asker Sorunu (2010)

Barışa Emanet Olun (2011)

1915: Ermeni Soykırımı (2012)

Delila - Bir Genç Kadın Gerilla'nın Dağ Günlükleri (2014)

Çözüm sürecinde Kürdistan Günlükleri (2014)

- Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor (2018)

- Hasan Cemal'in "Zamane Diktatörleri" adını taşıyan basılmamış bir kitabı daha var.

Yazarın Diğer Yazıları

Nimet'e özgürlük!

İnsan Hakları Derneği’nin kurucularından Nimet Tanrıkulu, 29 Ekim 2024 tarihinde, hukuk dışı bir kararla tutuklanıp Ankara Sincan Kapalı Cezaevi'ne kondu

Ankara'nın nihai bir oyun planı, bir "end game"i var mı?..

Yoksa yine malum "devlet ezberleri"yle yola devam çıkmazı mı?..

Demirel'i darbeyle devirecektim!

Demirel 100 yaşında! Pazar günü Ülke Politikaları Vakfı'nın Cevahir Otel'de düzenlediği bir toplantıda "BABA"yı andık. Özlemişim Demirel'i, itiraf edeyim, arada bir gözlerim doldu

"
"