Eyy muhalefet!
Erdoğan çöküyor.
Ne yapsa nafile.
Artık dikiş tutturamaz.
Evet öyle.
Ne güvenilirliği kaldı,
ne de inandırıcılığı...
Saray çökerken iktidar boşluğu da büyüyor.
Sakın aklınızdan çıkarmayın.
Bu boşlukta Türkiye "cehennem"e de dönebilir.
Çünkü, Erdoğan iktidar iplerini
elinde tutmak için her şeyi yapabilir,
muhalefete dönük her türlü komployu kurabilir.
Bunun açık, sinsi ve rezil belirtileri,
-Ekrem İmamoğlu örneği dahil-
çoktan beri sahnede oynaşıyor.
Bu açıdan, Erdoğan'ın kürsüde konuşurkenki
yüz çizgileri, mimikleri, onun ruh hallerini
fena halde ele veriyor.
Memleket daha fazla kutuplaşsın,
daha keskin cephelere bölünsün istiyor.
Böylece kaçan oyların geri geleceğinin
hayalini kuruyor.
Erdoğan, iktidarda kalmak için
seçim de yaptırmayabilir.
Hileli seçim oyunlarına da başvurabilir.
Seçim yenilgisini de kabul etmeyebilir.
Bir başka deyişle:
Bir darbe daha yaşayabilir Türkiye..
İşte bu da cehennem demektir.
Desen: Selçuk Demirel
Eyy muhalefet!
Eyy muhalefet liderleri!
Erdoğan'ın, Saray iktidarının çökmekte olduğunun
hiç kuşkusuz sizler de farkındasınız.
Erdoğan'ın seçmen tabanının küçüldüğü,
oyların AKP'den kaçtığı bir realite...
Ama bir gerçek daha var:
Erdoğan'dan kaçmakta olan oylar
henüz muhalefetin yelkenlerini
tam olarak doldurmuş değil.
Bunun için muhalefetin yapması gerekenler var.
Hep birlikte demokrasi, hukuk ve özgürlük ipine sarılmaları şart.
Bir başka deyişle:
Türkiye'nin bir "cehennem çukuru"na değil,
bir normalleşme sürecine girmesi,
muhalefet saflarında kurulacak bir "demokrasi ittifakı"yla
akıllı, isabetli tercihlerden geçiyor.
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır'ın
T24'de Murat Sabuncu'yla son söyleşisindeki
şu sözlerinin altını çiziyorum:
Türkiye'nin ihtiyacı özgürlüklerden
yana bir iktidardır. AKP kendi seçmeninin
üçte birini kaybetti. Şu anda muhalefette kimliklere mahkum bir fotoğraf var.
Muhalefetin bunu bozan bir siyaset
üretmesi lazım. Bunu bozan siyaset
ancak bütün kimliklerin bir arada olacağı
ortak yaşama dair bir iddiayı inşa etmektir.
Temel hata, var olan fotoğrafın kalıcı
ve değiştirilemez olduğunu kabullenmek
ve oyunu buradan kurmak.
Muhalefet bunun değiştirilmesi gerektiği üzerine bir siyaset inşa etse, oylarının
birden bire yüzde 40’lara değil,
yüzde 60’lara ulaşacağını görecek.
Çünkü Türkiye toplumu
bugünkü kimliklere sıkışmışlığı
ve kutuplaşmayı sürdürmek istemiyor.
Eyy muhalefet!
Eyy muhalefet liderleri!
Milleti hayal kırıklığına uğratma.
Ya cehennem...
Ya demokrasi...
Sorumluluğun çok ama çok büyük...