14 Şubat 2022

Metaverse bir can simididir

Facebook kullanıcılarının verilerini alamaz ise para kazanamaz

Geçen cuma bilişim STK'larının toplantısına katıldım. Ortalama ayda 1 kere toplanan ve "Bilişim sektöründe birlikteliği" 10 yıldan uzun bir süredir devam ettiren bir grup bu. Gruptakilerden birisi, "Metaverse konuşalım mı, gerçi ne olduğunu anlayamadım" dedi. Gerçekten de böyle. Gizemli ismi ile sanki yer almazsanız bir şeyler kaybedeceksiniz gibi hissettiriyor.

Ben toplantıda şöyle dedim; Metaverse = Can simidi

Mark Zuckerberg, geçen yıl ekim ayında tanıttığından bu yana, Metaverse pek bir popüler. Her gün gelen basın bültenlerinin, 10 tanesinden en azından 1'inde ve hatta gününe göre 2 ya da 3'ünde ilgili ya da ilgisiz bir şekilde Metaverse yer alıyor.

Ama bu fikir yani sanal dünya yeni değil. Yukarıda resmini gördüğünüz 2000'lerdeki Second Life bu tür bir uygulamaydı. Hatta fikir daha da eski. Metaverse'in isim babası 1992 tarihli Snow Crash kitabında "çoklu evren" tanımını kullanan Neal Stephenson. Kitabında "İnternetin sanal gerçeklik temelli bir biçime evrileceğini" yazar ve "insanların çevrimiçi dünyayı keşfetmek için kendi avatarlarını  kullanacaklarını belirtir.

Filmlerde de işlenmiş. 1982'de çekilen ilk Tron filminde oyunun (bilgisayarın) içine girme fikri işlenir (2010'da ikincisi çekildi). En alta videosunu koydum.

Facebook, işte bu fikri aldı ve yeni bir fikir gibi pazara tanıttı. Çünkü durum kritikti.

Peki neden Metaverse can simididir?

Geçen hafta ABD'de bilançolar açıklandı. Bu bilançolardan Facebook'a ait olanı çok ilginçti. Çünkü açıklanır açıklanmaz, şirketin 1 trilyon dolara yakın olan pazar değeri, bir anda 232 milyar dolara düştü. Yani 5'de 1 değer kaybetti.

Bunun dünya rekoru olduğu kaydediliyor. Dünya üzerinde bir şirketin en büyük pazar değeri kaybı. Düşüş o günden bu yana da sürdü ve bugün pazar değeri 590 milyar dolarlarda duruyor. Halbuki, 7 Eylül 2021'de Facebook'un pazar değeri 1,078 trilyon dolar ile zirveye vurmuştu.

Şirketin hisseleri de  1 aylık grafiğinden göreceğiniz üzere, 2 Şubat’ta 323 dolar iken, bilançonun açıklandığı ertesi gün yüzde 27 düşerek 237,76 dolar oldu. Devamında biraz daha düştü. 11 Şubat cuma günü verilerine göre, toplamda geçen ayın ortalamasına göre yüzde 34'lük düşüşle 219,55 dolarlık bir fiyat ortaya çıkmış durumda.

Peki ama neden Facebook pazar değeri ve hisseleri düştü ve bunun Metaverse ile ilişkisi nedir?

Google ve Facebook, hangi verilerimize baktığını neden göstermek istemiyor

Bu başlık, tam da 1 yıl önce yazdığımız bir makalenin başlığıydı[1]. Yazıda Apple'ın iPhone'ın işletim sisteminin yeni versiyonunda devreye alacağı ATT (uygulama izleme şeffaflığı) ile ilgili olarak Facebook'un ve Google'un yapmaya çalıştığı manipülasyonlar anlatılıyordu.

Apple, iPhone kullanıcılarının telefona yüklediği uygulamalar üzerinde kontrol hakkı olması gerektiğini söyleyerek bu ATT denilen sistemi iOS 14.5 ile birlikte Nisan 2021'de devreye aldı.  Bu uygulama sayesinde kullanıcılar, hangi uygulama ne tür verilere erişiyor görebilir hale geliyordu. Örneğin, hakkı olmadığı halde mobil banka uygulamasına da baktığını gördüğümüz uygulamalar var.

İşte hem Facebook'un, hem de Google'un kullanıcılarına göstermemek (ya da çaktırtmamak) için uğraştığı şey buydu. Dolayısıyla da ATT'nin devreye alınması öncesinde Facebook sürekli olarak ATT'nin KOBİ'lerin pazarlamasını engelleyeceği (aslında reklam veren KOBİ'lerin daha az reklam vereceğini yani kendisinin daha az para kazanacağını söylemedi) fikrini ileri sürdü. Bu her sıkıştırıldığında ileri sürdüğü bir bahane zaten. ABD'nin en büyük gazetelerine KOBİ'lerin gelirlerinin azalacağına dair ilanlar verdi. Lobi çalışmalarını her düzeyde sürdürdü. Öyle ki KOBİ'lerin sesi diyerek, karşı fikirlerin yayınlandığı bir web sitesi açtı vsvs [2][3].

Google ise aynısını geliştiriciler üzerinden yapmaya yöneldi ve onlara "Apple (ATT) yüzünden daha az para kazanacaksınız (başka deyişle size iOS üzerinde daha az reklam verilecek)" dedi[4].

Burada asıl konuşması gereken bizler yani kullanıcılar ise bu ATT ne işe yarıyor diye anlamaya çalıştık. Çünkü pervasız bir şekilde verilerimizi oraya buraya saçıyoruz. Google ve Facebook'un burada bahsettiği reklamlar, bizim cep telefonumuzdan alınan verilerimize göre bize sunulan reklamlar. Biz az veri veriyorsak, Google ve Facebook da daha az reklam satabiliyor. Bütün konu bu...

Facebook'un kaybettiği 232 milyar dolarlık ilk rekor kayıp ve sonra yarı değere düşmesi zaten verilerimizin ne kadar kıymetli olduğunu gösteriyor. Kişisel veriler bu kadar kıymetli.

Devam etmeden önce hatırlatalım;  hangi verilerimizin, kimler tarafından kullanıldığı konusuna önem vermemiz gerektiğini yeniden hatırlatalım. Özellikle de verilerimizi kullanma konusunda, ne yaptığı bilinmeyen, manipülasyona doğru giden azgın uygulamalar varsa dikkatli olmalıyız. Geçen yıl Whatsapp olayında da ısrarla bunu vurguladık.

Facebook kullanıcılarının verilerini alamaz ise para kazanamaz

ATT nisanda uygulamaya alındığından sonra beklenen oldu ve Facebook yılın ortalarında bir yerde gelirlerinin etkilendiğini fark etti. Basına bu durum "PANİK" başlığı ile de aktarıldı[5].

Bir üstteki paragrafta dediğimiz gibi, yılsonu sonuçları açıklandığında Facebook'un durumu ortaya iyice çıktı. Üstelik reklam gelirlerinde düşüşün 2022'de de devam edeceği  görüldü. 2021'de önceki yıla nazaran daha yüksek gelir elde etse de, beklentileri karşılayamadı ve şirket bu yıl da gelirlerinin en az 10 milyar dolar etkileneceğini raporlamış durumda.

Doğrudan yanıt (DR) reklam verenleri (filtrelerle satın alanlar), ATT'nin hedefleme, ölçüm ve ilişkilendirme üzerindeki etkisi nedeniyle Facebook reklam kampanyalarında performans düşüşleri gördü. Facebook'u marka tanıtımı için kullanan reklamverenler ise kişisel verileri kullanmadığı, genele marka pompalaması yaptıkları için daha az etkilendi veya hiç etkilenmedi.

Ayrıca çeşitli skandallar ve ortaya çıkan bilgiler ışığında Facebook günlük kullanıcı sayısının da şirketin 18 yıllık tarihinde ilk defa düştüğü raporlandı. Son 5 yıldır özellikle gençler Facebook'tan kaçıyor.

Metaverse bu nedenle bir can simidi fikridir

İşte bu kötü düşüşe gitmeye başlayan tabloda, Facebook mobil telefonlarda kendi reklamları konusunda söz sahibi değil. Reklamları (daha doğrusu uygulamaları) App Store (iOS)  ve Google Play (Android) yönetiyor.

Facebook'un reklam düşüşü, sadece iPhone'lar için geçerli, Android (Google) tarafında hala hedefleme devam ediyor ama sorun şu; App Store kullanıcıları daha fazla para harcıyor. Örneğin 2021'in ilk yarısında harcanan 64,9 milyar doların yüzde 64'ü olan 41,5 milyar dolarıı iPhone kullanıcıları, yüzde 36 yani 23,4 milyar dolarını Android  kulllanıcıları harcamış.

Tersine bu durum, kendi reklam platformu olan Google için kazanç olmuş. iOS'dan ATT nedeniyle kaçan reklamın hepsi değilse de, bir kısmı Google Play'e gelmiş. Bir nevi Facebook'un kaybettiklerini Google almış. Öyle ki, Google'da yüzde 33'lük bir sıçramadan bahsediliyor.

İşte Metaverse, Facebook için bu anlama geliyor. Yani o da kendi platformunu yaratacak. Şimdiden görüyorsunuz, herkes platformda yer kapmaya çalışıyor. Facebook ise kaybettiği reklam gelirlerini Metaverse sayesinde fazlasıyla geri almayı planlıyor.

Çanlar kimin için çalıyor? Facebook için mi?

Ernest Hemingway'in batı dünyasında ölenlerin arkasından çalınan çanları ifade ettiği romanının başlığını alıp, Facebook için soralım... Birden bire ortaya çıkan isim değişikliği, kabuk ana şirket yaratmak ve Metaverse platformu duyurmak. Bunlar neye işaret ediyor?

Facebook'tan --özellikle genç-- kullanıcılar kaçmaya başladı. Üst üste patlayan veri sızıntı rezaletleri, verilerin ne kadar kötüye kullanılabildiğini gösteren Social Dilemma gibi filmler, makaleler, içerideki kötüye kullanımları anlatan Frances Haugen gibi eski çalışanlar, en önemlisi Cambridge Analytica rezaletinin fitillediği Amerikan Senatosu sorguları...

Facebook'un ve Zuckerberg'in kendisini bu kötüye gidişten kurtarması lazımdı. Önce Facebook ismini sakladı ve Meta isimli kabuk şirketi yarattı. Arkasından da Metaverse ortaya çıktı.

Peki Metaverse nasıl düşünüldü?

Metaverse nasıl başladı?

Facebook'un 2014'de 2 milyar dolar karşılığında satın aldığı "Arttırılmış Gerçeklik" firması Oculus'un yöneticisi Jason Rubin 2018 haziranında Yönetim Kurulu üyesi Marc Andreessen'e konusu "The Metaverse" bir e-posta göndermiş ve Oculus'un ayağa kalkmasının, tüketicilerin bu sanal gözlüklere ilgisizliğini kırmanın yolunun Metaverse diye bir ortam yaratmak olduğunu yazmış. Gerçekten de kullanıcılar bu sanal gözlükler/kulaklıklar işine o kadar ilgisizlerdi ki, o günlerde Google kendi sanal platformu DayDream'i kapattı.

Yani Metaverse muhtemelen bu seneye kadar, Facebook için değil, Oculus için bir can simidi idi.

Şu anda Metaverse içeriğinden sorumlu başkan yardımcısı pozisyonunda olan Rubin, 2018'de hemen harekete geçilirse projenin 4 yıl içinde bitirileceğini yazmış. Şimdi Zuckerberg bundan sonraki 10 yıldan bahsediyor.

Yani Metaverse'nin o zamandan beri geliştirildiği belirtilse de, Zuckerberg'in çanları duyması daha yeni olmuş gibi gözüküyor. Zaten hızla projeye harcayacağı parayı ve işe alacağı eleman sayısını anlatıyor ki, muhtemelen Metaverse ciddiye daha fazla alınsın.

Demek ki herkesin de yeni bir pazarlama aletine/hikâyesine ihtiyacı varmış. Daha Metaverse'in ne olduğu bile tam anlaşılmadan herkes platformda yer kapmaya, ortamdan arsalar marsalar almaya başladılar.

Ama en ciddiye alındığı yer Türkiye oldu sanırım. Aşağıdaki tablo en fazla arazi alan ülkeleri gösteriyor. Türkiye gördüğünüz gibi açık ara lider. Bu bana 2000 yılında dot.com krizi sırasında okuduğum şu cümleyi hatırlatıyor;

  • "Neden dotcom pazarı patladı? Çünkü 30 yaşın üzerindeki herkes, 30 yaşın altındakilerin kabataslak yaptığı çizimlere bile "aman bir şey kaçırmayayım" diyerek para yatırdı".

 

Metaverse başarılı olur mu?

Metaverse pek çoklarının henüz ne olduğunu anlayamadığı bir proje. Bazen anlaşılmasın diye konulduğunu düşündüğüm teknolojik deyimler gibi bu da gizemli bir şey havası veriyor. Ama özeti; bu bir reklam satma-para kazanma platformu.

Kim için? Facebook için. Platformda yer alanlar, Facebook'un mevcut müşteri potansiyeli + yeni çekmesi  beklenen genç kitleyi yakalayarak onlara ulaşmaya çalışacaklar. Bunun karşılığında verecekleri reklam ya da platformda yer alma ücretleri de, Facebook'u zengin edecek. Belki bugün yarıya kadar düşmüş olan market değerini yeniden yukarıya çıkaracak.

Bu başarılabilir mi? Olabilir. Ama aklıma Second Life ya da FarmVille çılgınlığı geliyor. O günlerde Turekcell'de çalışan bir Farmville'ci arkadaşımı aradığımda "dur şimdi sebzelerimi sulamam lazım, birazdan seni ararım" cümlesini duymuşluğum var. O derece yani. Ama sonra ne oldu, herkesin benimsediği hızla, bu platformlar terkedildi. Hatta Facebook'un 18 yıl sonra üye kaybının gösterdiği gibi her şey terkediliyor. Metaverse de geçici bir heves mi olur?

Ya da anlatılanlar teknik ya da hukuki açından başarılabilir mi?

Bunu soruyoruz çünkü başarılamayan pek çok "Çılgın Teknolojik Proje" var.  Büyük iddialarla başlayan ve hedefe ulaşılamadığı için sessiz sedasız terkedilenler için yazılan makaleleri görebilirsiniz. En yakın örnek, Google Glass.

Hatta başka bir yazıda anlatırız, 5G bile 2015'de bize anlatılan 5G değil. Sadece hız değil, bir eşik atlanacaktı ama atlanamadı. Bu eşik yani 2015'de 5G için iddia edilen aynı andaki kullanıcı sayısı ve geri cevap süresi gibi kriterler becerilemedi. Şimdilik o hayaller 6G'ye kaldı.

Metaverse için de çözülmesi gereken hem teknik, hem hukuki sorunlar var. Çözülebilir mi? Göreceğiz. Zuckerberg bile temkinli konuşuyor. Şirketin artırılmış sanal gerçeklik konferansı Facebook Connect’te “Çoklu evren gerekli ölçeğe erişene değin Metanın yıllarca milyar dolarlık yatırımlar yapması gerekebilir” dedi.

Başka Metaverse girişimlerinin de olduğunu kaydedelim. Eğer Facebook buna Rubin’İn mail yazdığı tarihte yani 4 yıl önce başlasaydı belki daha şanslı olacaktı.

Bu arada Metaverse'e heyecanla giren kişilerin verileri de bir güzel kullanılacak yeniden not edeyim. Hani şu Facebook'un, "Apple tarafından ne kadar kullanıldığının gösterilmesinden" rahatsız olduğu veriler. Bunu yeniden hatırlatıyorum.

Metaverse gerçeklerden kaçış diyarı mı?

Son olarak bir konuya daha değinmek istiyorum.  Metaverse'in bir "reklam satış" ve "oyun" ortamı olması yanında acaba insanlar için, gerçek hayatın sıkıntılarından bir kaçış sağlayacakları sanal hayal mi yaratılıyor?

[caption id="attachment_126131" align="alignleft" width="350"]

Çünkü 1980'lerde dünyaya hakim olmaya başlayan "Outsourcing (taşeronlaşma)" iş modeli, parayı orta sınıftan aldı ve yeni oluşturduğu üst orta sınıf (taşeron hizmeti veren KOBİ ve girişimciler) ama en fazla yeni yaratılan süper zenginler sınıfına taşıdı.

Üstteki Credit Suisse zenginlik üçgeninden görebilirsiniz. 2021'de yayınlanan 2020 rakamlarına göre bunların sayısı sırasıyla 583 milyon üst orta sınıf ve 56 milyon süper zenginler. Yönettikleri varlık ise 164 trilyon dolar + 192 trilyon dolar (dünyanın toplam varlığının yüzde 85'i). Başka deyişle dünyanın ergen nüfusunun yüzde 12,2'si dünyanın zenginliğinin yüzde 85'ini kullanırken, yüzde 88'i dünya zenginliğinin yüzde 15'ine sahip.

O zaman bu yüzde 88’de yer alan insanların “parayı neden az kazandıkları”nın dışında bir şeylerle meşgul olması lazım. Mesela son günlerde sokaklarda tepkilerini gördüğümüz ve Türkiye'de sayılarının 1 milyona vardığı belirtilen kuryeler. Son yıllarda empoze edilen bütün o sihir, gerçeküstü vs film, oyun ve ortamlarının bir nedeni de bu mu acaba? Hayattaki kırgınlıkları / kızgınlıkları aşmak için yaratılan bu gerçeküstü ortamlarda, kendini fakir, çirkin, başarısız hisseden insanlar için kendilerini iyi hissedecekleri bir nevi "unutacakları" yalan (pardon sanal diyecektim) ortamlar mı hazırlanıyor?

Aşağıda 1982'deki Tron filminin fragmanını görebilirsiniz.


[1] Google ve Facebook, Hangi Verilerimize Baktığını Neden Göstermek İstemiyor?

[2] Facebook, Apple’ın Gizlilik Politikasına Karşı Yanıltıcı Kampanya Yapıyor

[3] Small businesses deserve to be heard

[4] Preparing our partners for Apples iOS 14 policy updates

[5] iPhone Kullanıcıları, Facebooka Dur Dedi, Panik Raporlanıyor

Yazarın Diğer Yazıları

Depremi yaşayan 4 ilde nüfus 300 bin azalmış

Bölge nüfusundaki yüzde 7-8'lere varan azalma, sığınmacı açmazı ile birlikte düşünüldüğünde, Hatay başta olmak üzere bölgenin geleceği ve özellikle güvenliği açısından odaklanılması ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur