25 Ağustos 2022 tarihinde gözaltına alınan sanatçı hakkında tutuklama kararı verildi.
26 Ağustos 2022 tarihinde Hâkimler ve Savcılar Kurulu basın açıklaması yaptı.
Yargı bağımsızdır ve tarafsızdır. Aksini düşünmeyin!
Konuşmayın, susun…
Tartışmayın…
Yargı bağımsızlığı üzerine görüşlerinizi açıklamayın.
Eleştirmeyin….
Üç basın açıklaması var. Birincisi Hâkimler ve Savcılar Kurulu'na ait 23 Ağustos tarihli ve ikincisi 26 Ağustos 2022 tarihli ve sonuncusu tarihsiz…
Sonuncusu HSK’nın son basın açıklamasına yanıt olarak yazıldı, ama açıklanmadı.
İster yazılsın ister basın açıklaması olsun ister olmasın; ortada bir hakikat var.
Hakikat tektir. Değişmez gizlense bile ve günün birinde ortaya çıkar.
Türkiye’de yargıya güvenilmiyor ve yargının bağımsız ve tarafsız olduğuna kimse inanmıyor.
Hakikat budur ne derseniz deyin…
Önce birinci basın açıklaması… Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nca disiplin soruşturması icra edilen hatta haklarında ihraç kararları verilen kaçakçı savcıların da aralarında bulunduğu, eroin ve toz işine bulaşmış kimi yargı mensupları hakkında bazı basın-yayın organlarında çok haber yazıldı. Köşe yazılarında yargı çok eleştirildi. Ama sorumluluk duyan HSK bu şahıslar yargısal görevlerine devam ediyor algısı oluşturacak şekilde birtakım iddialarda bulunulduğu gözlemlediğinden 23.08.2022 tarihinde HSK basın açıklaması yaparak hakikati açıkladı.
Ardından üç gün sonra Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun 26.08.2022 tarihli ikinci “Basın Açıklaması” “Bağımsız, Tarafsız, Adil Yargının Teminatı” yazılı logosu olan web sayfasında yer aldı. Bu defa konu sanatçının tutuklanmasıydı (herhalde!).
Sanatçı Gülşen’in tutuklanması üzerine, savcı ile tutuklama kararı veren hâkim ve tutuklama kararı hakkında eleştiriler, haberler, yorumlar ve görüş açıklamaları ve hukukçuların tutuklamanın haksızlığına değinen fikirleri nedeniyle HSK tarafından basın açıklaması yapılması zarureti doğmuş olmalı…
HSK’nın 26.08.2022 tarihli açıklamasına göre:
“Son günlerde bazı basın yayın organlarında ve sosyal medya mecralarında hâkim ve Cumhuriyet savcılarını yargısal takdir hakkı sınırlarında kalan ve kanun yollarına tabi bir takım karar ve uygulamaları üzerinden yıpratmaya dönük, hedef gösteren, eleştiri sınırlarını aşan ve hakaret boyutuna varan açıklama ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle Kurulumuzca basın açıklaması yapılması zarureti hâsıl olmuştur.
Anayasamızın 138’inci maddesi şu amir hükümleri içermektedir:
“Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.”
Anayasa'nın 138’inci maddesi çerçevesinde tüm kişi, kurum ve kuruluşlar ile yazılı ve görsel basın organlarının yargı bağımsızlığına saygı göstererek, yargılama süreçlerine müdahale içeren, hâkimlere emir ve talimat niteliği taşıyan her türlü eylem ve söylemden kaçınması Anayasal zorunluluktur.
Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunulur.”
Son günlerde, sanatçıyı hâkimliğe tutuklama istemi ile gönderen savcı ve tutuklayan hâkim hakkında birçok şey yazıldı, tayinleri, kıdemleri, daha önce kimler hakkında tutuklama kararı verdikleri, görüşler, iddialar ileri sürüldü. Olmayan hukuk üzerinden ortaya çıkan hukuksuzluk hakkında ileri sürülen hukuki görüşler bile “yargının” (düzeltiyorum) bağımsız ve tarafsız yargının takdir sınırları içindedir, yargıya müdahale etmeyin ve susun deme zarureti yerine getirildi.
Görünüşte bile olsa yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ihlal edildiği iddiası hep ileri sürülür!
Savcı ve hâkimin tayin kararlarını HSK verdi. Hep eleştirilen tayinleri yok mudur?
Acaba olup bitenlerden HSK sorumlu mudur? Sorumludur.
Üçüncü basın açıklaması kamuoyuna açıklanmamıştır. Hâkimler ve Savcılar Kurulu'na diyeceği olanların diyecekleridir. Aşağıdaki gibi HSK’ya karşı bir basın açıklaması olabilir, taslaktır….
“Hakimler ve Savcılar Kuruluna,
Son günlerde bazı yargı organlarının mecralarında hâkim ve Cumhuriyet savcıları tarafından yargısal takdir hakkı sınırlarında kalması gerektiği halde kanun yollarına tabi bir takım karar ve uygulamaları yüzünden yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını yıpratmaya dönük izlenim doğmasına neden olan, haksızlık yaratıldığı izlenimi veren ve insanları hedef gösteren, eleştiri sınırlarını aşan gerekçelerle, kişilik haklarına zarar verecek nitelikte mağduriyet doğuran ve ihlal boyutuna varan yargısal kararlar verildiği, aylar önce söylenmiş sözleri hakaret kabul ederek sanatçıları gözaltı ve yakalama usullerine ve ceza muhakemesi kanununa aykırı olarak resen soruşturmalar açılarak tutuklama talebiyle hâkimliğe sevk ettikleri, suç olduğu iddiası ileri sürülen fiilin nitelik ve unsurları ve ceza miktarı gözetilmesi gerekirken aksine tutuklama kararları verildiği ve kanuna ve hukuku aykırı olduğu iddialarına dayanılarak yapılan açıklama ve sosyal medya paylaşımlarının çoğalması, yorum ve eleştirilerde tutuklamanın hukuka aykırı ve adaletsiz bulunduğu hakkında gösterilen tepkiler nedeniyle Hakimler ve Savcılar Kuruluna hitaben basın açıklaması yapılması zarureti hâsıl olmuştur.
Olup bitenlerden ve hukuka aykırılıklardan kamu kurumları sorumludur.
Anayasamızın 138’inci maddesi amir hükümleri yasama, yürütme, yargı organlarına ve kamu görevlilerine, savcı ve hâkimlere yeniden hatırlatılmalıdır. Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Hâkimler ve savcılar; ‘hakîm, fehîm, müstakîm, emîn, mekîn ve metîn’ insanlar olmalıdır.
Etik ilkeleri içtenlikle benimsemeleri gereken savcı ve hâkimlere bu ilkeler doğrultusunda davranmaya onurları ve vicdanları üzerine söz verdikleri hatırlatılmalıdır.
Herkesin ifade özgürlüğü ve görüş edinme hakkı vardır. Eleştiri haktır ve herkesin görüşlerini açıklama ve yayma hakkına saygı duyulmalıdır. Yargı el sürülmez, dokunulmaz ve hakkında söz söylenemez bir güç değildir. Yargı eleştirilebilir, hatta sert eleştirilebilir. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlamak sadece yargıçların ve savcıların değil herkesin görevidir. Mahkemeler forum alanıdır. Bağımsız ve tarafsız yargı, hesap verebilir kamu görevlileri olan yargıç ve savcıların gün ışığında yönettiği yargıyla sağlanabilir. Görüş açıklayanları susturmak değil; asıl olan ileri sürülen iddiaları araştırmaktır. Muhakeme adaletli, hukuk; insan haklarına dayalı olmalıdır.
Kendisine olan güveni yitirmiş bir yargıdan beklenen bağımsızlığın ve tarafsızlığın yeniden sağlanması için kendisini adil yargının teminatı kabul eden HSK sorumluluk üstlenmelidir.
HSK, son günlerde bazı basın yayın organlarında ve sosyal medya mecralarında hâkim ve Cumhuriyet savcılarını yargısal takdir hakkı sınırlarında kalan ve kanun yollarına tabi bir takım karar ve uygulamaları üzerinden verilen kararları “yıpratmaya dönük, hedef gösteren, eleştiri sınırlarını aşan ve hakaret boyutuna varan açıklama ve sosyal medya paylaşımlarını” sadece suçlamak, belki susturmak ve bu nedenle zaruri basın açıklaması yapmak yerine;
HSK; yapılan açıklamalara, eleştirilere, haksızlık iddialarına, yorumlara ve hukuki görüşlere kulak vermek, eleştirilerin yapılmasına neden olan tutuklama ve diğer yargısal uygulamaların hukuka ve adalete uygunluk nedenlerini araştırmak, tartışma yaratan yargı kararlarını önlemek ve yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlamak için kendisi dahil sorumluları, sorumluluğa davet etmekle görevlidir.”
İmza “Kamuoyu”.
İmza “Görüş sahibi olanlar”.
Fikret İlkiz'in bu yazısı, ilk olarak Bianet'te yayımlanmıştır.