24 Şubat 2021

İktidarın çelişkileri

İktidar sözcüleri son dönemde muhalefeti suçlamak için başlattıkları tartışmaları kaybediyorlar

İktidar, son dönemde açtığı her konunun, her tartışmanın altında kalıyor.

Örneğin ekonomi ve Berat Albayrak konusunu ele alalım.

Berat Albayrak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, hiçbir ekonomi kuramında ve uygulamasında yer almayan, "faiz, enflasyonun sonucu değil nedenidir, o halde faizi düşük tutarsanız enflasyon da düşer" tezini yaşama geçirdi.

Aylarca faizi enflasyonun altında tuttu. Doğal olarak tasarrufu olan vatandaş da şirketler de dolara yöneldiler. Dolar uçmaya başladı. Bunu engellemek için bu kez Merkez Bankası'nın döviz rezervleri kamu bankaları üzerinden piyasaya sürüldü. Amaç, doları 6.85 lira düzeyinde tutmaktı. Bu düzey döviz satılarak bir süre korundu. Ancak rezerv eriyince dolar yeniden yükselmeye başladı ve 8.70 liraya kadar çıktı. Merkez Bankası rezervi eksiye düştü. Erdoğan, Albayrak gibi talimatlarını harfiyen uygulayan Merkez Bankası Başkanı'nı görevden aldı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "At izi it izine karıştı, Allah sonumuzu hayır etsin" diyerek istifa etti.

Erdoğan'ın, Hazine ve Maliye Bakanı olarak atadığı Lütfi Elvan ile Merkez Bankası Başkanlığı'na atadığı Naci Ağbal'ın ilk işleri, Albayrak'ın izlediği politikanın tam tersini izlemek oldu. Göreve gelir gelmez faizi yükselttiler. Resmi enflasyonun üzerine çıkardılar. İki hamlede faizi yüzde 17 düzeyine çektiler. Böylece dolardaki yükseliş durdu. Dolar 8.70 liradan 7 liranın altına kadar indi. Şu günlerde 7 lira civarında seyrediyor.

Bu 3,5 aylık dönemde Berat Albayrak'ın hiç sesi çıkmadı, hiç görünmedi. Sessizliğe gömüldü. İstifasını bile haber yapamayan iktidara yakın medya Albayrak'tan hiç söz etmez oldu.

Ne zamanki CHP, "128 milyar dolar nerede?" kampanyası başlattı, iktidar Albayrak'ı hatırladı ve savunmaya başladı. İktidar sözcüleri Albayrak'ı savunalım derken kendileriyle çelişmeye başladılar. Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan, Albayrak için "Damat sıfatı başarılarını kapattı" dedi. Albayrak'ın "ekonomide çok başarılı olduğunu bunun da muhalefeti kudurttuğunu" söyledi.

Tabii bu sözler bazı soruları da gündeme getirdi. Madem Albayrak çok başarılıydı neden bakanlıktan gitti? Albayrak'ın istifa etmesinin nedeni aşırı başarısı mıydı? Madem Albayrak'ın izlediği politika başarılıydı, yerine gelenler neden tam aksi politikayı izlemeye başladılar? Madem düşük faiz kontrolden çıkmış döviz" başarılı politikaydı da, Elvan ve Ağbal neden gelir gelmez faizi yükselttiler? Doların 8.70 lira olması mı başarılıydı, 7 lira olması mı? Madem Albayrak başarılıydı da Merkez Bankası rezervleri neden eridi? Elvan ve Ağbal neden Merkez Bankası'nda döviz biriktirmeye çalışıyorlar?

Nereden bakarsanız bakın kötü ekonomik göstergeler nedeniyle görevden ayrılmak zorunda kalan Albayrak döneminin çok başarılı olduğunu söylemeleri, "Ben söyleyeyim de siz inanmayın" türü bir savunma oldu.

Gelelim "milli irade" deyince yeri göğü inleten iktidarın önemli isimlerinden Mehmet Özhaseki'nin sözlerine. Siyasette deneyimli isim Özhaseki Kayseri'de yaptığı konuşmada seçmene bela diledi. CHP'yi eleştireyim derken, HDP'ye oy vermiş 6,5 milyon vatandaşa lanet okudu.

Sözleri aynen şöyleydi:

"Seçimlerde 4 tane oy alabilmek için olmadık kalıba giriyorsunuz. Lanet olsun oylarına. Onların oylarının Allah belasını versin. Bunları her fırsatta söylemeliyiz."

Özhaseki, HDP'ye oy vermiş seçmeni lanetleyip bela okurken, yerel seçimlerde iktidarın Öcalan'dan mektup getirtip okuttuğunu, kardeşini TRT ekranlarına çıkarıp, bugün bela okuduğu HDP seçmeninden oy alma hamlesi yaptığını unutmuş görünüyordu.

Bir diğer örnek AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in çıplak aramayla ilgili olarak yaptı konuşmaydı. Zengin, HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş'ın cezaevlerinde çıplak arama konusunu gündeme getirmeleri üzerine şöyle dedi:

"Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez. Bu kurgusal bir harekettir ve biliyoruz ki size bir ‘aferin' geldi. Hapisteki bu çıplaklıkla alakalı mevzuyu başlatan FETÖ'cü kadınlara bekledikleri yerden bir takdirname geldi."

Zengin, bununla da yetinmedi, tartışmalar içinde "Talimatla hamile kalıyorlar, hamile kadınlar tutuklanıyor, bebekli kadınlar cezaevinde demek için" ifadesini kullandı.

Siyasete girmeden önce hak savunucusu bir hukukçu olarak tanınan Özlem Zengin şaşkınlık yarattı.

Taciz ve tecavüz gibi çıplak arandığını söylemek istemeyen veya geç söyleyen kadınları "onurlu, ahlaklı" olmamakla suçlayan Zengin'in iddiasını sürdürdükçe, aralarında ünlü sanatçıların da olduğu birçok kadın cezaevinde çıplak arandıklarını kamuoyuna açıkladılar.

İktidar sözcüleri son dönemde muhalefeti suçlamak için başlattıkları tartışmaları kaybediyorlar.

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ten kaçış nereye kadar?

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’ndan sonra görev yapan Diyanet İşleri Başkanları da mümkün olduğunda Atatürk’ün adını ağızlarına almıyorlar. İktidarın Atatürk’ü yok saymaya çalışan çabasında ısrar etmesi Türkiye için zaman kaybıdır.

Önünü göremeyen Türkiye

Türkiye, Afganistan konusundaki politikasını Kabil Havaalanı politikasına indirgememelidir.

Türkiye’nin Aşil topuğu

Türkiye’de iktidarın laikliği korumak gibi bir derdi olmadığı sır değil. Koç Üniversitesi’nden değerli bilim insanı Murat Somer’in önerdiği gibi muhalefet, güçlendirilmiş parlamenter sistem programı gibi güçlendirilmiş laik sistem programı üzerinde de çalışmalıdır.