27 Ekim 2023

Asansör

Asansör denetimi neden özelleştirildi? Denetim süreci neden parçalara bölündü? Bundan kimlerin ne yararı oldu, olmakta?

Zeren Ertaş  22 yaşındaydı. Adnan Menderes Üniversitesi öğrencisiydi. Aydın'ın Efeler ilçesindeki KYK (Kredi ve Yurtlar Kurumu) Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu'nda kalıyordu. Dün gece yurt asansörüne bindiği esnada, görgü tanıklarına göre dolu olan asansörün aşağıya kayması sonucu sıkışarak yaşamını yitirdi.

Yurtta kalan öğrenciler, asansörün uzun süredir sorun çıkardığını ve bu durumu ilgili yerlere bildirdiklerini dile getiriyorlardı.

Arkadaşlarının ölümünü protesto eden öğrencilere güvenlik güçleri sertlikle müdahale etti. Zeren Ertaş'ın babası Akın Ertaş, Aydın Valisi'ne "Ben devlete güvenimi kaybettim" dedi.

KYK'nın bağlı olduğu Gençlik ve Spor Bakanlığı, yurt müdürünün açığa alındığını bildirdi.

Gazetecinin işi, bir devlet yurdunda bir öğrenci asansörde nasıl ölür neden ölür, sorularının peşine düşmekti. Öyle yaptılar. Gün boyu Birgün'de Mustafa Mert Bildircin'in, Tele1'de Fırat Yeşilçınar'ın, Egehan Erkün'ün haberlerini takip ederek sorumluluğun izlerini anlamaya çalıştık.

Parçalanan sorumluluk

Kamusal nitelik taşıyan asansör denetimi özelleştirilmiş ve sorumluluk parçalanmıştı. Denetimi ayrı, bakımı ayrı şirketler yapıyordu. Daha önce kamusal bir meslek örgütü olan TMMOB Makine Mühendisleri Odası'nın (MMO) kâr amacı gütmeksizin yaptığı bu denetimler durdurulmuş özel şirketler ile protokol imzalanmıştı.

Asansör denetimini gerçekleştiren MMO ile protokolü tek taraflı iptal ederek özel bir firmayla protokol imzalayan kurum, Efeler Belediyesi'ydi. MMO, konuyu yargıya taşımış, ayrıntılı açıklama yapmıştı. Açıklamada asansör denetiminin şirketlere verilmesiyle,  kamu yararının ihmal edildiği vurgulanmış, "halk"kavramı yerine "müşteri" kavramının tercih edildiği belirtilerek bunu CHP'li bir belediyenin yapması eleştirilmişti. 2020 tarihli açıklamadan bir alıntı:

"17 yıldan beri haklı bir şekilde yandaş beslemekle, yolsuzluklar, adam kayırmacılıkla eleştirdiğiniz AK Parti iktidarıyla, aynı uygulamaları yapar duruma geldiğinizin farkında mısınız?

Son olarak; Efeler Belediyesi tarafından odamıza bildirilen fesih yazısında belediyenin iletmiş olduğu sebepler gerçeği yansıtmamaktadır. Bakanlıkça belirlenen ilgili idare payı belediyeye aktarılmıştır."

Dün, gün içinde akan bu haberler üzerine Efeler Belediyesi de açıklama yaptı. Belediye, "toplumsal öfkenin" kendilerine yöneltildiği kanısındaydı ve bu nedenle haber başlığı yanıltıcıydı. Efeler Belediyesi sorumluluklarının sadece periyodik denetim firmasıyla yapılan protokolü ile sınırlı olduğunu bildirdi. Bakım işini, belediye ile ilgisi bulunmayan başka bir firma yapıyordu ve o firma da yurt yönetimi ile anlaşmalıydı. Periyodik bakımlarda sorun saptanırsa bu, bakım onarım firmasına bildiriliyordu.

* * *

Zeren Ertaş'ı hayattan koparan asansör faciasında bundan sonrası için de aydınlanmasında yarar sağlayacak sorular çok. Üçü şöyle:

- Asansör denetimi neden özelleştirildi?

- Denetim süreci neden parçalara bölündü?

- Bundan kimlerin ne yararı oldu, olmakta?

* * *

Sonuç olarak, devlet dediğimiz mekanizma, merkezi ve -partisi ne olursa olsun- yerel yönetimleriyle bir bütündür.

Zeren Ertaş'ı hayattan koparan asansör faciasında; bakanlıklarıyla genel müdürlükleriyle, yerel yönetimiyle belediyesiyle "devlet" in yer aldığı ihmaller zincirinin etkili olduğu görünüyor.

Bu ihmaller kadar keder veren, öfke uyandıran asıl mesele ise  pırıl pırıl bir genci, bir hayatı, bir ailenin umudunu, sevgili varlığını öldüren sorumluluğun, devletin tüzükleri, yasaları, protokolleri, kararlarına zerreler halinde yayıla yayıla yok edileceği bir sistemin öteden beri var olması ve sorumluluğu buharlaştıran zamana yayarak anlamsızlaştıran sistemin vatandaşın canına kastediyor olmasıdır. Tıpkı maden faciaları, tıpkı yurt yangınları, tıpkı istismar, tıpkı hastane ihmaliyle ölümlerde olduğu gibi. Sorumluluğu unufak ederek vatandaşını  çaresiz, adaletsiz bırakan bu sistem ile kim bilir kaçıncı kez yüzleştiğimiz gün aynı saatlerde avukat Can Atalay'ın Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararına rağmen tahliye edilmemesi bize çok şey anlatmalı. 

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

Yazarın Diğer Yazıları

TÜİK kimin tarafında duruyor?

TÜİK; DİSK’in zorunlu olarak Bilgi Edinme Kurulu’nun bağlı olduğu Adalet Bakanlığı’na açtığı davada çıkan karara itiraz etmiş. Madem taraf değilseniz bu itiraz ne? Bitmedi: TÜİK, bir de Adalet Bakanlığı aleyhine dava açıyor. Yetmiyor, Danıştay Başsavcılığı’na TÜİK olarak “Bu kararları bozun” diyor

Yargıya saygılı bir TÜİK aranıyor

Yeni Anayasa konusunda, TÜİK'in bilgi karartmasından, yargı kararına uymamasından zerre rahatsızlık duymayan bir iktidar partisinin ardına düşülür mü?

Kamu tasarrufunda farkı ne yaratacak?

Ne temsil, tören harcamalarında ne kırtasiyede ne araç kiralamalarında tasarruf sağlanmış değil. Peki bundan sonra ne değişecek de kendilerinden tasarruf beklenen bürokrasi bu plana sadık kalacak?