11 Nisan 2011

Aday listelerini beklerken

Milletvekili aday listeleri bu akşam Yüksek Seçim Kuruluna verilmiş olacak. Bağımsız adaylar...


Milletvekili aday listeleri bu akşam Yüksek Seçim Kuruluna verilmiş olacak. Bağımsız adaylar da bu akşama kadar İl Seçim Kurullarına başvurularını yapacaklar.  Perşembe gününe kadar YSK listelerdeki incelemesini tamamlayacak, partilerden eksikliklerin tamamlanmasını isteyecek. 16 Nisan Cumartesi günü akşamına kadar partiler eksiklikleri tamamlayacaklar. YSK 18 Nisan Pazartesi akşamına kadar incelemesini tamamlayacak ve 19 Nisan Salı günü geçici listeler radyo, televizyon ve Resmi Gazetede yayınlanacak.
Bu listelere vatandaşların ve partilerin itiraz süreci bu tarihten başlayacak ve itirazlar, istifalar gibi tüm değişiklikler sonrası seçimlere esas olacak aday listeleri 28 Nisan Perşembe akşamı YSK tarafından kesinleştirilecek ve 29 Nisan Cuma günü yine radyo, televizyon ve Resmi Gazeteden ilan edilecek.
Buraya kadar seçim takviminin adaylara dair olan ilgili süre ve tarihlerdi. Ama aday listelerinin, seçim takviminden ve hukuki süreçlerden bağımsız olan ve asıl önemli olan kısmi siyasi anlamları ve ima ettikleri. 

Partilerin farklı hedefleri

12 Haziran seçimlerinde her partinin hedefleri farklı. Öncelikle CHP ve MHP için alacakları oyların yüzdesi önemliyken Ak Parti için kazanacağı milletvekili sayısı önemli.
Oy yüzdesi üzerinden bakılınca Ak Parti yüzde 50, CHP yüzde 30, MHP yüzde 10 oy oranını aşmayı hedefliyorlar. Fakat Ak Parti yine iktidar rolüne devam etmeyi garantilediği için, hedefi oy yüzdesinden daha çok önce 330 milletvekilini sonra da eğer başarabilirse 367 milletvekilini aşabilmek.
CHP hedef oyunu yakalarsa 13 Haziran sabahına parti yönetiminin eli güçlenecek, iç muhalefet meselesi bir süreliğine silikleşecek ve parti belki de gerçekten o sabahtan itibaren değişimin içeriğini konuşmaya başlayacak. Ama yüzde 25 altına düşerse o sabahtan itibaren parti içi kavga başlayacak ve muhtemelen birkaç ay içinde yeni bir Kurultay gündeme gelebilecek. Yüzde 25-30 bandında bir oy oranında ise parti bir yanı ileriye bir yanı geriye dönük, iki arada bir derede, muhalefet görevini fiziki varlığıyla zapt eden fakat içerik olarak anti siyaset bir çizgide devam edecek.  

Aday listeleri hedeflere uygun olacak mı?

Partilerin farklı hedeflerinden dolayı aday listelerinin o hedefe uygun olup olmaması da ayrı bir mesele. Ak Parti hedeflediği milletvekilliği sayılarına ulaşabilmesi için her bir ildeki her bir adayın önemi var. CHP ve MHP hedefleri oy yüzdesi olduğu için tek tek adaylardan daha önemli olan listenin genel kompozisyonu, seçmen tarafından listenin genel algısı daha önemli. Örneğin Mustafa Balbay veya Mehmet Haberal aday gösterildiği durumda yalnızca bulundukları ilin oyunu değil genel olarak CHP algısını ve oy yüzdesini etkileyecekler. 
Bu nedenle CHP ve MHP, seçmendeki genel algıyı değiştirmek, negatif algıları yönetebilmek ve pozitife çevirebilmekle daha çok meşgul olmak durumundalar. Ak Parti ise her bir ilde o ilin en fazla oyunu alabileceğini öngördüğü adayları gösterecek. 
Elbette her bir parti hem genel liste kompozisyonu ve verdiği imaj hem de illerde güçlü aday peşinde olsa da aslında siyasi hüner, bu meseleyi yönetebilmekten geçiyor. Yönetebilmeleri içinse önce her partinin kendi meselesinin, sorunlarının, güçlerinin, zayıflıklarının farkında olmaları beklenir. Aday listelerinin genel kompozisyonu da bu farkındalığın en önemli göstergesi olacak.

Aday listeleri değil milletvekili listeleri   

Bunların yanı sıra aslında bizim siyasi sistemimize özgü bir garabeti de bu akşam tekrar yaşayacağız. YSK’ya teslim edilen aday listelerinin gerçekte aday listeleri olmadığını da hepimiz biliyoruz. Çünkü bu listelerdeki adları aday olarak geçenlerden, en az, Ak Parti listesindeki 250, CHP listelerinden100 kişi aslında bugün milletvekili olarak da liderlerince atamış olacaklar. 
Neredeyse il, il ve isim, isim bu akşamdan Milletvekili atanmışları sıralamak olanaklı. Tüm bu seçim heyecanı geri kalan 200 milletvekili için yaşanacak. Doğal olarak bir de partilerin genel hedeflerine ulaşıp ulaşamamaları açısından. 
Seçmen ise sonucu kimin kazanacağına değil, kimin yüzde kaç oy alacağı ve kaç milletvekili kazanacağına kilitlenmiş, bu seçimin heyecanını ve tutkusunu fazla hissetmeden şimdilik bekliyor. 


Yazarın Diğer Yazıları

"Türkiye’nin Değişen Yüzü": Değerler, toplumda eskisi kadar açıklayıcı değil

Veri Enstitüsü’nün geçen hafta yayımladığımız “Türkiye’nin Değişen Yüzü 2024” araştırması, bu zaman aralığında ve bu ulusal, bölgesel ve küresel dinamikler içinde “değerlerin” eskisi kadar açıklayıcı olmadığını gösteriyor

Kendi de korkuyor ötekini de korkutuyor: Kaygıda ortaklaşmış durumdayız, peki nasıl aşarız?

Her birimiz adeta arkası olmayan sandalyelerde oturuyoruz. Tanış olmadan ilişki ve selam mesafemizdeki kalabalıklarda kimseye değmeden, yaslanmadan, selamlaşmadan yaşamaya çalışıyoruz. Sırtımızı dayayacağımız akrabalar, hemşehriler, sosyal ağlar da dağılmış, herhangi bir sıkıntı anında başvurabileceğimiz kurumlar da…

Açılıma tepkisizliğin nedeni ne? İlgisizlik mi, toplumsal barış beklentisi mi?

Gündelik hayat yalnızca bireysel varlığımızı ve hayatımızı sürdürebilme gayretine dönüşmüş. Ortak hayatın meseleleri öncelikli ilgi alanımızda değil. Ancak toplumsal psikolojinin depresyon seviyesine kadar gerilemiş olması, Kürt meselesi gibi kadim meselelerde çözüme yakın olduğumuza işaret ediyor

"
"