31 Aralık 2012

'Baba, çok üşüyorum...'

“Baba, çok üşüyorum” diye seslendi küçük kız çocuğu. Şapkası, atkısı ve eldivenleri ile sımsıkı sarınmıştı

“Baba, çok üşüyorum” diye seslendi küçük kız çocuğu. Şapkası, atkısı ve eldivenleri ile sımsıkı sarınmıştı. Ama İstanbul’a kar yağmış ve Levent sırtlarında esen keskin rüzgar onu çok üşütmüştü.

Kendisinden birkaç yaş büyük kardeşi de yanında yürüyordu: “Üşüme şimdi, babam işsiz kalırsa evde hepimiz daha çok üşüyeceğiz” dedi küçük kardeşine.

Tarih 21 Aralık 2012’yi gösteriyordu. Topkapı Şişecam işçileri, fabrikaları taşınırken kendilerinin işsiz kalmasını protesto etmek için Levent İş Kuleleri'ndeki Şişecam Genel Merkezi'ne yürüyordu. İşçilerin aileleri de oradaydı.

Yürüdüler Şişecam’ın önüne. Tıpkı 1966’da ve 1991’de Paşabahçe işçilerinin yürüdüğü gibi. Ama bu kez Şişecam Genel Merkezi cam kulelerdeydi. Cam kulelerin ardından işçilerin, eşlerinin ve çocuklarının haykırışları duyulmadı. Cam kuleler, sırça köşkler ses geçirmezmiş! Duymadılar işçilerin sesini.

Babalar ve anneler kaygılı, çocuklar üşüyerek döndüler evlerine. Beklediler bir süre sabırla. Ama olacak gibi değildi. Kış günü işsiz kalmak vardı. Sendikanın girişimleri de sonuç vermemişti. Şişecam Eskişehir’de aynı üretimi yapacak yeni bir fabrika açmış ve 1969’dan bu yana tüten bacayı 31 Aralık 2012 itibariyle söndürme kararı almıştı. 500’den fazla çalışanın işine son vermeye başlamıştı.

İşçiler “fabrika taşınıyorsa bizi de götürün” diyerek 28 Aralık gecesi fabrikayı işgal etti. İşçilerin aileleri ve yakınları da onlarla birlikte fabrikada bekliyor şimdi.

30 Aralık günü insanların Paşabahçe mağazalarından yeni yıl alışveriş yaptığı sırada, cam işçilerinin eşleri, anneleri ve çocukları Beyoğlu Paşabahçe mağazasının önüne geldi. Eşlerinin, oğullarının ve babalarının ürettikleri cam ürünlerini yeni yıl hediyesi alanlara seslendiler:

“Bunları üretenler yeni yıla işsiz girecek, almayın bu ürünleri.”

Önceki hafta üşüyen çocuklar bu hafta da anne ve babalarının yanında Paşabahçe mağazasının önündeydi.

\

Topkapı Şişe Fabrikası Şişecam’ın üçüncü fabrikası 1969 yılında faaliyete geçti. O günden bu yana işçiler sendikalı ve toplu iş sözleşmeleri var. O günlerde üç fabrikası (diğerleri Paşabahçe ve Çayırova) olan Şişecam bugün çok uluslu bir şirket Türkiye’de bir düzineden çok fabrikası var. Yurtdışında, Bulgaristan, Gürcistan ve Rusya’da da çok sayıda cam fabrikası sahip.

Şişecam İstanbul Topkapı’da kurulu şişe fabrikasını Eskişehir Organize Sanayi Bölgesine taşımaya karar verdi. Orada Topkapı şişe gibi ama onun üç katı kapasiteye sahip bir fabrika kurdu. Yöneticilerini götürdü, markasını götürdü ama sıra işçileri götürmeye gelince, Türkiye’nin çok uluslu şirketi yan çizmeye başladı. Yeni fabrikaya yeni işçi, ucuz işçi almak istedi. Yıllarını Şişecam’a vermiş Topkapı işçilerini götürmek istemedi, götürmeye razı olduğu az sayıda işçiye ise asgari ücretle, sıfırdan işçiliğe başlama koşulunu dayattı.

İşte işçiler ve işçilerin üyesi olduğu Kristal-İş Sendikası buna karşı çıkıyor. İşçilerin talebi fabrikayla birlikte kendilerinin de Eskişehir’deki fabrikaya götürülmesi. İşçiler yerlerinden yurtlarından, yakınlarından, yıllardır yaşadıkları semtlerden ayrılmaya razı; İşlerini korumak için Eskişehir’e taşınmaya razı ama Şişecam işçilerin bu fedakarlığını görmezden geliyor.

İş Bankası iştiraki Şişecam “ucuz işçi isterim” diye tutturmuş durumda. Cama can verenleri sokağa atmakta, sefalet ücretine mahkum etmekte beis görmüyor.

Cam duvarların arkasındaki “yüreklerin kulakları sağır.” Günlerdir fabrikada, sokakta babalarının yanından ayrılmayan ve üşüyen çocukların seslerini duymuyor.

Şişecam 1935 yılında kuruldu. Bir aile şirketi değil, devlet şirketi de değil, bir İş Bankası iştiraki. Bugünlerde Cem Yılmaz’ın oynadığı İş Bankası’nın Hayalperest Servet Bey reklamları yine gösterimde. Acaba Hayalperest Servet Bey 88 yıl sonra bankanın en önemli iştirakinin kendini var eden işçilere karşı böyle hoyrat davranacağını, babaları işsiz kalmasın diye üşüyen çocuklarının sesine kulağını tıkayacağını hayal etmiş miydi?

Hayalperest Servet Bey, 88 yıl sonra piyasaperestlerin yapacaklarını da hayal etmiş miydi?

Üşüyen çocuklar yeni yıla sıcak evlerinde değil, direnişteki babalarıyla birlikte Topkapı Şişecam fabrikasında girecekler. Kapıları herkese açık...

İyi yıllar daha insanca bir yaşam için uğraş verenler, mücadele edenler, üşüyenler...

 

Yazarın Diğer Yazıları

Özel madenlerde işçi ölümleri oranı, kamu madenlerinden 16 kat daha fazla!

Siirt’teki katliam açık maden sahalarında yaşanan ilk katliam değil

Dünden bugüne üniversiteye karşı bitmeyen kötülük

Kimsenin şüphesi olmasın, bu hukuksuz ve haksız karar er geç ortadan kalkacak...

"
"