Dün 12 Haziran’da sandığa atılacak oylarımız için önümüzdeki seçenekler üstünde durmuş; okurlara kararlarını vermeden önce bir de
www.bagimsizlarmeclise.com sitesini tıklayıp bir tur atmalarını önermiştim.
Bir okur dün sabah “Yorum yaz” kutusuna şöyle yazmış:
“Baktık(m), tatmin olmadık(m); "eşit siyasi hak" ne demek? Bir sonraki yazınızda açıklar mısınız?”
Aynen aktardım. “Baktık(m), tatmin olmadık(m)” diyerek birinci
çoğul şahıs, parantez içlerinde de birinci
tekil şahıs kipi kullanmış.
Çoğul kullanımdakilerin ne kadar çoğul olduğunu, kaç kişilik bir seçmen kitlesini kucakladığını bilemem. O yüzden ona diyecek sözüm yok. Ama kendisinin tatmin olmadığı açık. Bunu da “Eşit siyasi hak ne demek” diyerek gerekçelendirmiş.
Dikkatli bir okur olduğu besbelli. O sitedeki destek açıklamasının kanımca en yakıcı, en kilit cümlesini yakalamış. O yüzden yazı siparişini içtenlikle ciddiye alıyorum ve becerebildiğim kadar da yanıtlamaya çalışacağım.
* * *
Sitedeki destek açıklamasında “eşit siyasi hak” vurgusunun geçtiği cümlenin tamamı şöyle:
“...Bu ülkenin vatandaşları olarak eşit siyasi haklara sahip olmak isteyen Kürtler, Aleviler, çeşitli dinsel inançlara, etnik kökenlere ve cinsiyet kimliklerine sahip insanlar...”
Okur soruyor: Bu ne demek?
Öyle ya, bu ülkede
Kürt, Roman, Ermeni, Yahudi, Laz, Çerkes vb. yani etnik kimliği
Türk olmayanlara ya da kimliğinde
kadın yazanlara
yani
cinsel kimliği
erkek olmayanlara
ya da
Alevi, Hıristiyan, Musevi olan yani dinsel kimliği
Sünni Müslüman olmayanlara “Yoooo, sen milletvekili olamazsın, seçmen olamazsın, siyasal haklar bağlamında eşit değilsin” denmiyor ki?
Anayasaya göre Türkiye Cumhuriyeti’nde bütün yurttaşlar -siyasal haklar bakımından da- eşittir...
Sahi mi?
Sahiden eşit midirler?
Kağıt üstünde:
Evet...
Ama yaşam ve bu bağlamda siyasal yaşam, kağıt üstünde mi somutlanıyor, yoksa yaşamın içinde mi?
Herkes siyasal olarak eşitse yüzde 10’luk seçim barajı niye var? Başbakanın sandığı ya da iddia ettiği gibi güçsüz koalisyon hükümetlerini önleyip, güçlü iktidarlar çıkarmak için mi; yoksa “Kürtler baraja takılmadıkları takdirde 50-60 milletvekilini kolayca çıkarırlar ve Meclis’te pişmiş aşa sürekli su katarlar, bunu önlemek gerek” mantığından dolayı mı bu barajı kondu?
Etnik kimlikleri farklı olanlar siyasal haklar açısından eşitse niye TBMM’de bir yada bir kaç Ermeni, Yahudi, Rum, Süryani milletvekili yok? 12 Haziran seçimlerine ilişkin milletvekili aday listelerinin seçilebilir yerlerinde niye bu “eşit siyasi haklı” yurttaşlarımızın adına rastlanmıyor?
70 küsur milyonluk Türkiye’nin yarısı kadın. Peki Meclis’te
cinsel kimliği erkek olmayan kaç
kadın milletvekili vardı ve 12 Haziran’da kaç kadın milletvekili Meclis’te yer alacak?
Peki
dinsel kimliği Sünni Müslüman olmayanlar Meclis’te temsil edilebiliyor, farklı dinsel kimliklerinin sesini siyasal bağlamda ifade etme hakkına sahip olabiliyorlar mı? Aday listelerine bir bakın. İktidarın (AKP’nin değil, bütün iktidarların) borusunu öttürenler hariç, Sünni Müslümanların mutlak egemenliğindeki Diyanet İşleri Başkanlığı’na, onun politikalarına itiraz eden Alevi aday sayısı kaç?
Etnik, cinsel, dinsel kimlikleri farklı olanların TBMM’de (yani siyasetin en üst basamağında) temsil edilmelerini savunmak bölücülük müdür, yoksa ülkedeki bütün renklerin siyasal temsilini sağlayarak demokrasiyi pekiştirmek, derinleştirmek, zenginleştirmek midir?
* * *
Bence
eşit siyasal hak bu demektir ve bu yüzden savunulması yaşamsal önem taşımaktadır. O yüzden o destek bildirisinin altında benim de imzam, o çorbada benim de tuzum var.
Okurun sorusuna vereceğim cevap da esas olarak bundan ibarettir.
Acaba o okur için yeterli bir cevap oldu mu?
Eğer önyargılarının tutsağı değilse bana olmuştur gibi geliyor.