17 Mart 2014

Bir 'Bayan' ve bir Başbakan

Neye niyet, neye kısmet… Haftaya Kürt siyasal hareketindeki kadınlarla başlamak niyetindeyim.

Neye niyet, neye kısmet…

Haftaya Kürt siyasal hareketindeki kadınlarla başlamak niyetindeyim.

Ama Erdoğan Manisa’dan İzmir’e giderken bir “bayan” öyle bir hareket yaptı; Başbakan da ona öyle bir cevap verdi ki yazmazsam çatlayacağım…

Yani siyasetteki Kürt kadınları yarına kalsın…

*    *    *

Başbakanın otobüsü geçerken bir “bayan” çok Avrupai (=Batılılara özgü, alafranga)) bir el hareketi ile Başbakanı protesto etti.

Sahiden çok Avrupai bir el hareketi idi. O fotoğrafı bu yazının içine gömeceğim. Görmediyseniz  görün diye.

Dört parmak yumulmuş, orta parmak gökyüzüne dikilmiş. Bizim memlekette bu “Alafranga” el hareketinin “alaturka” karşılığı yumruk haline gelmiş bir elde, işaret parmağı ile orta parmak arasından çıkmış baş parmaktır.

Ancak Tayyip Erdoğan’ı protesto eden o “bayan”  besbelli eğitim görmüş; belki kolejde filan okumuş; öyle “yurdum insanı”nın banal el işaretlerini yapacak değil ya, bütün “batıcı”lığı ve “batıcılığı” ile  yumulmuş parmakları arasından baş parmağını göğe dikmiş.

O “bayan”ın dost sohbetlerinde “Şekerim halkımız cahil. Kime oy verdiğinin bilincinde değil ki. Eğitim şart” diye yakındığını duyar gibiyim.

Siyasal öfkesini böyle ifade etmeyi yeğliyor. Çünkü o bir kadın değil bir “bayan”.

Bayan”, Türkçemizde “mister ve missis” ya da  “mösyö ve madam” gibi kibar(?) hitap kelimeleri olmadığı için ve ille de gerekliymiş gibi, Ortaasya bozkırı Türk boylarında bir zamanlar  “Varsıl, büyük sürü sahibi” anlamında kullanılan “Bay” sözcüğüne, Türkçe’de dişil sözcük üretme gibi bir işlevi olmayan “an” ekini takıp uydurma bir hitap sözcüğü üreten, batı özentili ulusalcı dilbazların dilimize armağanı.

Bilinçaltları kerhane kapısına dönmüş erkekler de bu uyduruk ve ölü sözcüğü tepe tepe kullanmaya başladılar. Çünkü onların itikadınca ve algısınca “kadın” demek ayıptır. Kibar konuşanlar “kadın” demez, “bayan” der. Cahillerinin de dili dönmez, “Bağyan” der.

Medyamız da bu batılı ve kibar sözcüğü pek sever ve haber dilinde “Polis ikisi bayan beş yankesiciyi suçüstü yakaladı” gibi dil harikaları yaratır; yetinmez, “Şırnak kırsalında, sıcak temas sonrasında dördü erkek, ikisi bayan altı terörist ölü ele geçirildi” gibi cümleler kurarlar…

İster havaya dikilmiş orta parmakla, ister işaret parmağı ile orta parmak arasından çıkıvermiş baş parmakla olsun, bir siyasal protestonun böylesine rezil bir biçime dönüşmesinden söz ederken  söz “kadın ve bayan” sözcüklerini tartışmaya sıçradı; konu dağıldı gibi değil mi ?

Hiç bile değil.

Şimdi Başbakan’a kulak vereceğiz de ondan laf  “bayan ve kadın”a geldi.

Başbakan İzmir’de yine yağıp gürlerken o”bayan”ın o hareketine getirdi sözü.

Aynen aktarıyorum:

…Gelirken, bir bayan balkonda, yanında herhalde kocasıydı. Oradan eliyle öyle çirkin bir hareket yapıyordu ki… Yani bunu bir erkek yapsa aklım erecek de, bir bayanın bunu yapmasını ben anlayamıyorum. 30 Mart bunun için çok önemli…

30 Mart yerel seçimlerinin neden “bundan önemli” olduğu saçmalığını geçelim. Kadın yerine bayan sözcüğünü yeğlemesinin ise Başbakan’ın kibarlığından(!) kaynaklandığını varsayalım.

Pekiii ya şu cümleye ne diyecek(siniz)?

“…Bir erkek yapsa aklım erecek de, bir bayanın bunu yapmasını ben anlayamıyorum…”

Ben bu cümleden şunu anlıyorum:

Kadınlar bir başbakan geçerken o el işaretini yapamazlar. Erkekler yapabilirler? Erkekler yaparsa Başbakanımızın aklı erer; kadınlar yaparsa ermez…

Ben bu zihniyeti ve mantık dizisini tanıyorum.

Aynı Başbakan bütün ülke küçücük Berkin’i uğurladığı gün, bilmem neredeki seçim mitinginde seslendi:

…Polis, orada yüzü poşulu, elinde sapanla, demir bilyeleri savuran o kişinin kaç yaşında olduğunu nereden ayıracak?

Bu cümleden ben şunu anlıyorum:

“Polis eğer karşısındakinin tam kafasına nişan alarak gaz mermisi fırlatan tüfeğin tetiğine bastığında karşısındaki 15 yaşında değil de –mesela- 25 yaşında olduğunu ayırdedebilse suçlu olmayacak. Ama o Berkin çocuk yüzünü poşu ile örttüğü için polis ayırdedemedi ve Berkin öldü.

*    *    *

Yazıyı noktalarken Başbakana onun diliyle ve mantığı ile seslenip “O bayanı da al git” demek istiyorum ama  bu suç olur mu, olmaz mı kestiremiyorum.

En iyisi, demeyeyim değil mi ?

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"