İnönü Stadı'nda bir ilk yarı sanırsınız sahada oynayan Premier Ligden bir ekip… Öylesine baskılı, öylesine hücuma yönelik futbol sergiliyor ki Beşiktaş benzeşleri ile aynı ligde mücadele ettiğine inanmak güç. Gedson Fernandes dışında aksayan (ya da hayal kırıklığı yaşatan) oyuncu yok. Hepsi birbirini tamamlıyor ve baskının şiddeti her geçen dakika artıyor. 3 gol buluyor ve yengiyi ilk yarıda büyük oranda garantiliyor. Ne eleştirecek sistem ne de oyuncu mevcut…

Üstüne üstlük biz oturduğumuz yerde bunaltan sıcak ve nem nedeniyle nefes almakta zorluk çekerken onlar sahada hiç durmadan koşuyorlar. İkinci yarı başlıyor Beşiktaş teknik direktörü Valerien İsmail değişikliklere başlıyor. Tribünler oyuna giren Kenan Karaman'a tepkilerini ıslıklarıyla gösteriyor. Berkay Vardar, Kerem Atakan ve Cenk Tosun… Doğal olarak Premier Lig ekibi gidiyor karşınıza sıradan bir Süper Lig takımı geliyor. Sonrasında bir de yeniler gol mevcut.

Gel işin içinden çık ya da sorunun yanıtını bul: Hangi İsmail? İlk yarıda da Beşiktaş'ın başında Valerien İsmail vardı ikinci yarıda da… Beşiktaşlılar hangi İsmail'e güvenecek ve alkışlayacak? Valerien İsmail'in savunması 'yoruldular, dinlenmeleri için oyundan aldım' olsa dahi olmadı! Neden en kötü seçimler? Fransız teknik adam bunu alışkanlık haline getirdi. Genç oyuncuların deneyim kazanması elbette doğrusu, ne var ki tribünlerde hasret kaldığı o akıcı hücum futbolunu izlemek istiyor. Bir, bilemedin iki genç oyuncu avantaj yakalanan maçlarda tabii ki sahaya sürebilirsin ancak dört oldukça fazla. Oyundan alınan Hollandalı forvet Wout Weghorst'un suratındaki ifadeyi görebildiniz mi? O bile şaşırdı! Beşiktaş ilk yarıdaki futboluyla 'büyüledi' dersek hiç abartmış olmayız.

Belirgin hakem hatalarının yaşanmadığı maçlar keyifli oluyor dün geceki de bunlardan biriydi. Rakip Sivasspor'dan da söz etmeli. Rıza Çalımbay'ın sınırlı kadrosuyla daha iyisini yapması olası değil zaten kendisi bu gerçeği herkesten iyi biliyordu. Sivasspor'un en iyisi ise yediği üç gole karşın kaleci Ali Şaşal Vurda'dı…

Beşiktaş tribünleri neden "Türkiye laiktir, laik kalacak" tezahürat yaptı anlamakta güçlük çektim sanki Türkiye Laik bir ülke değilmiş gibi!