27 Ekim 2024

Zarina’nın marka oyunları

Hızlı moda markaları bile yaratıcılık ve tasarım olgularının marka kimliğini yaratmadaki önemini kavrayarak yatırımlarını bu doğrultuya yöneltmiş durumdalar

Marka yaratma konusunda iyice uzmanlaşan İnditex, şirketin dümenine geçen Marta Ortega’nın hamleleri ile bünyesindeki markalara yeni roller biçiyor. Holdingin ağır topu Zara, “hızlı modanın lüks ruhlu markası” olma yolunda ilerlerken, gençlere yönelik bir kimlikle yola çıkan Bershka, yaratıcılık kodları güçlendirilerek tüketici yelpazesinin çıtasını yükseltmeyi hedefliyor.

Türkiye gibi, “neden hala küresel bir moda markası çıkaramıyoruz’’ sorusuna yanıt arayan ülkeler için en güzel reçete kanımca İspanyol şirketi İnditex’in stratejisinde yatıyor. 1963 yılında Armanio Ortega Gaona’nın tekstil ürünleri üreticisi olarak perakende sektörüne girmesi ile başlayan bu hikâye, moda sektöründe yeni bir çağ başlatma niteliği taşıyor şüphesiz.

Ortega, kıvrak bir gözlemle lüks markalarına ulaşamayan dev kitlelere ucuz ve devamlı yeni ürünler sunma stratejisi ile yarattığı Zara’yı küresel bir güç haline getirerek “fast fashion” (hızlı moda) olgusunu yaratmış ve bu alanda da profesyonel marka yaratılabilineceği algısını kabul ettirmiştir.

İnditex, bugün Zara dışında, Pull&Bear, Oysho, Massimo Dutti, Stradiavarius ve Bershka olarak adlandırdığı yan markaları ile pazar yelpazesinin her kanadında konumlanma stratejisini gerçekleştirmiştir.

2021 yılında, şirketin yönetici koltuğunu babasından devralan Marta Ortega Perez yeni bir vizyonla başlattığı atılımlarını hayata geçiriyor.

Marta Ortega Perez

“Zarina” lakaplı Perez, şirketin lokomotif markası Zara’yı, hızlı modadan yavaş modaya doğru bir rotaya oturtmuş durumda.

Birkaç sezondan beri mağazalarda etkili olmaya başlayan eskisinden daha alımlı vitrin denemeleri, koleksiyonlara eklenen kaliteli kumaşlardan üretilmiş ürünler, bütünlük sağlayan aksesuarlarla, “lüks konsept” algısı tüketiciye yansıtılıyor.

Zara’nın yeni hedefinde, lüks markalarını seven, kalite algısı oturmuş, yaratıcılık ve yenilik antenleri gelişmiş kitleye ulaşarak yeni bir lüks konsepti yaratmak var.

Zarina, bu hedef doğrultusunda bir ilke imza atarak, lüks sektörünün star tasarımcılarından biri olan Stefano Pilati ile el sıkıştı. Daha önceleri Yves Saint Laurent, Zegna, Fendi gibi markalarla iş birliği yaparak kendini kanıtlamış olan Pilati’nin bir hızlı moda markasına geçiş yapması da madalyonun diğer yüzünde de bir ilk şüphesiz. Şimdilik 80 siluetten oluşacak olan erkek ve kadın kapsül koleksiyonlarının tanıtım spotları da aynı düzeyde gerçekleştirilecek.

Stefano Pilati

Zarina’nın bir diğer hedefi ise 1998 yılında genç kitleyi hedef alarak doğan Bershka markasının pazardaki konumuna çıta atlatmak. Bershka, kısa sürede belirli bir satış seviyesine ulaşarak, şirketin para getiren markalarından biri haline geldi. Şimdi ufukta, yaratıcı kodları güçlendirilmiş olan, değişik ve yeni fikirler arayan genç kitleyi hedefleyen bir strateji ile derin sulara açılmak var.

İnditex, Bershka’nın pazardaki yerini sağlamlaştırmak ve geliştirmek amacı ile 60 kişilik profesyonel bir ekibi harekete geçirmiş durumda. Tasarımcılar, yaratıcı güçlerini pazardaki boşlukları bularak doldurmak için çalışıyorlar.

“Bershka Series” olarak adlandırılan kapsül koleksiyon daha yaratıcı ve orijinal fikirler içeren ürünlerden oluşacak.

Bershka'nın yeni “Bershka Serisi” serisinin “Parti Serisi” koleksiyonundan...

“Neden Türkiye’den küresel anlamda bir moda markası çıkmıyor” sorusu, yıllardan beri gündemden düşmüyor. Bu konuda yayınlanmış birçok rapor ve araştırma var şüphesiz.

Yeşim Nur Mantaş’ın Oksijen gazetesinde yayınlanan Tyler Brulé ile yaptığı röportajda da bu konuya değinilmiş.

Monocle dergisinin Başkanı Brulé, “Made in Türkiye her yerde ama marka yaratamıyorsunuz” sözleri ile şaşkınlığını dile getirmiş.

Bu konuda uzun zamandan beri araştırma yapıyorum ve başka bir yazımda izlenimlerimi sizlere aktaracağım ancak bugünkü yazımda değinmiş olduğum gibi hızlı moda markaları bile yaratıcılık ve tasarım olgularının marka kimliğini yaratmadaki önemini kavrayarak yatırımlarını bu doğrultuya yöneltmiş durumdalar.

Mutlu hafta sonları...

Alex Akimoğlu kimdir?

Alex Akimoğlu, 1976 yılında Fransa'ya giderek Sorbonne Üniversitesi Fransızca ve Joffrin Byrs Akademisi moda tasarımcılığı bölümlerini bitirdi. Aynı zamanda École Supérieure de Journalisme'de (Gazetecllik Yüksek Okulu) öğrenim gördü.

Pierre Cardin, Jean Louis Scherrer ve Japon markası Hanae Mori'de tasarımcı olarak Paris ve Tokyo'da kariyerini sürdürdü.

London Kent University, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi moda tasarım bölümlerinde akademisyen olarak görev aldı.

Radikal gazetesinde başladığı moda yazarlığına (1997-2007), Referans gazetesinde “Moda Ekonomi” köşesinde (2009 - 2010), İstanbul Life m.o.d.a İstanbul köşesinde (2010 - 2019), ELLE Türkiye dergisinde ELLE Son Bakış köşesi ile devam etti.

2020 yılından beri T24'te yazıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Sinema platformlarından podyumlara “Noodle Boys” fırtınası

Androgyne, ince siluet, kırılgan çekicilik, bukleli saçlar, narin yüz hatları… Hollywood’un çizdiği ve “Noodle Boys” olarak tanımladığı yeni kuşak erkek aktör imajı modayı da etkiledi. Geleneksel kaslı fizik, keskin yüz hatları, güçlü maskülen erkek kodları saf dışı bırakılarak yeni bir döneme girildi

Notre Dame Katedrali’nin yeniden açılış töreninde şıklık yarışı

Notre Dame Katedrali'nin ihtişamlı açılış töreninde Fransa’nın First Lady’si ve açılış töreninin ev sahibesi Brigitte Macron ile açılışın en beğenilen kadın figürü olduğunu not ettiğim eski First Lady Carla Bruni Sarkozy, Dior imzalı kıyafetleri ile “Parisli şık kadın” algısına vurgu yapmış oldular

Modada yeni bir trend mi: “Wrong jacket theory”

Yılbaşı gecesi party dress’lerinin üstüne ne giyecekleri düşüncesine kapılmış olan okuyucularıma şimdiden akıma öncülük etmelerinde bir sakınca olmadığını belirtmek isterim. Gardırobunuzu açıp şimdiye kadar eşleşeceğinizi aklınızdan geçirmediğiniz parçaları giyip aynaya bakın, çıkabilirsiniz!

"
"