Devamlı yenilik ve yaratıcılıkla eş değer olan moda olgusu, pandemi döneminde moda haftaları, defile, fuar gibi etkinliklerden yoksun kalınca yeni formüller arayışına girmişti. Endüstrinin dev markaları çareyi, etkileyici kısa metraj film ve videolarla tanıtım yoluna gitmekte bulmuştu.
"Parayı veren düdüğü çalar" misali, Louis Vuitton, Chanel, Dior gibi markalar ünlü sinema yönetmenleri ile iş birliğine giderek yeni bir stratejiyi başlatmış oldular.
Pandemi sonrası normale geçişten sonra, moda dünyası tam gaz yoluna devam ediyor olsa da artık bazı geleneksel olgular pandemi öncesinde kalmış durumda.
Tanınmış manken ajanslarının dünyanın dört bir yanından güzel kızlar ve delikanlılar bulup moda merkezlerine getirterek defilelerde heyecan yaratma devri bitmiş, sinematografik ve teatral etkiler yaratacak defileler devri başlamıştı.
Kariyerine manken ve dansçı olarak başlayan ancak şimdilerde lüks markalarının defile ve video sunumlarını kurgulayarak ünlenen Pat Bogulawski, son dönemlerin en popüler koreografları listesine girdi. Bogulawski, geçtiğimiz ay Paris'te düzenlenen Haute Couture 2024 İlkbahar / Yaz Moda Haftası'nda, haftaya damgasını vuran John Galliano imzalı Margiela Haute Couture defilesinin de mimarlarından.
Polonya asıllı koreografla, bir zamanlar Dior markasının maestroluğunu üstlendiği döneminde, moda dünyasını kasıp kavurmuş olan İngiliz tasarımcı John Galliano arasındaki uyum, şüphesiz sıra dışı görsel efektlerin doğmasına neden oluyor.
Birkaç yıl önce Galliano ile çalışmaya başlayan Bogulawski, diğer markaların ilgi alanına girerek aranan bir koreograf haline geldi. Ancak Galliano ile bütünleşen sivri bir kimliğin ortaya çıkmış olması, zaman zaman diğer markalarla yaptığı iş birliklerinde benzer sonuçlar çıkardığı yönünde eleştiriler alıyor.
"Moda dünyasının çevre dostu divası" lakaplı tasarımcı Stella McCartney, 2022 yılında sunduğu yaz sezonu koleksiyonunun, yine aynı sezonun Margiela defilesi ile benzer mesajlar verdiğini ileri süren moda otoriteleri tarafından topa tutulmuştu.
Geçtiğimiz hafta Londra'da düzenlenen 2024 - 2025 Sonbahar – Kış Hazır Giyim Moda Haftası'nın merakla beklenen defilelerinden biri olan Dilara Fındıkoğlu koleksiyonu da basından nasibini almış durumda. Bogulawski ile iş birliği yapan Fındıkoğlu defilesinin, geçtiğimiz ay Paris'te sunulan ve büyük yankı uyandıran Galliano imzalı Margiela defilesi ile bire bir aynı kodları içerdiği ileri sürülüyor.
Bilgi edindiğim kadarı ile Kayserili bir ailenin kızı olan ve çocukluğu İstanbul'da geçen Dilara Fındıkoğlu, dünyanın en prestijli moda okullarından biri olan Saint Martin's School mezunu ve 2016 yılından beri Londra'da kendi adını taşıyan markasını yönetiyor.
Londra, birçok uç akımı moda dünyasına kazandırmış olması ile tanınıyor. Mary Quant'ın tüm dünyayı etkisi altına alan mini etek akımından, Vivienne Westwood'un Punk akımına birçok önemli ve eksantrik eğilimin başşehri.
Avrupa basınında bir hayli destek bulmaya başlayan Fındıkoğlu'nun aktivist kişiliği ön plana çıkmış gibi görünüyor Fransız Le Monde gazetesi, genç tasarımcının moodboard sunumunu şöyle tanımlamış: Tasarımları rahatsız edici oldukları kadar baş döndürücü. Toplum ve moda arasında kurmaya çalıştığı dialog kadına özgürlük sunmayı amaçlıyor.
Moda tasarımcılığı, Fransa ve İngiltere gibi Avrupa ülkelerinde ciddiye alınan önemli bir iş dalı olarak kabul ediliyor. Bu nedenle Dilara Fındıkoğlu hakkındaki yorumları önemsiyorum.
Fındıkoğlu defilesini profesyonel gözlemle incelediğimde mitolojiden, İstanbul'un mistik atmosferi ve şahane kültür karışımından ve günümüzde trend olan punk – rock akımından notalar görüyorum. Ve en önemlisi iyi bir dikiş tekniğine önem verdiğini görüyorum.
Margiela defilesi ile benzerliklere gelince; Fındıkoğlu bir müddet John Galliano ile birlikte çalışma şansını elde etmiş. Bu nedenle etkilenmiş olması gayet doğal.
Ancak Fındıkoğlu'nun, yoluna devam ederse moda trendlerini etkileyecek bir tasarımcı haline geleceğini düşünüyor ve destekliyorum.
Marni, Magliano, Off White gibi markalarla çalışan İtalyan koreograf Michéle Rizzo, son sezonlarda yıldızı yükselen bir diğer defile ve video koreografı.
Rizzo, gelinen noktada klasik moda defileleri anlayışının tamamen geride kaldığını ileri sürmüş.
Moda bu, ne yapacağı belli olmaz diyerek kısa geçmişte gerçekleşmiş olan ve bizzat izleme şansına eriştiğim birkaç muhteşem defile örneği vererek bitirelim yazımızı.
İngiliz tasarımcı Alexander McQueen'in 2010 yılında gerçekleştirdiği ve ilk kez üç boyutlu efektler kullandığı "Plato's Atlantis" olarak adlandırdığı defilesi belleklerden kolay kolay silinmeyecek kanısındayım.
Gucci'nin 2018 - 2019 sezonu kış defilesi "Cyborg Gucci" hayallerle kâbusların bir araya getirildiği, İtalyan tasarımcı Alessandro Michéle imzalı ürkütücü sahnelerle dolu olağanüstü koleksiyon sunumu.
Gianni Versace'nin öldürülmesinin 20. yılında düzenlenen ve dönemin bütün top modellerini bir araya getiren ihtişamlı 2018 yaz defilesi.
Mutlu hafta sonları.
Alex Akimoğlu kimdir?
Alex Akimoğlu, 1976 yılında Fransa'ya giderek Sorbonne Üniversitesi Fransızca ve Joffrin Byrs Akademisi moda tasarımcılığı bölümlerini bitirdi. Aynı zamanda École Supérieure de Journalisme'de (Gazetecllik Yüksek Okulu) öğrenim gördü.
Pierre Cardin, Jean Louis Scherrer ve Japon markası Hanae Mori'de tasarımcı olarak Paris ve Tokyo'da kariyerini sürdürdü.
London Kent University, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi moda tasarım bölümlerinde akademisyen olarak görev aldı.
Radikal gazetesinde başladığı moda yazarlığına (1997-2007), Referans gazetesinde “Moda Ekonomi” köşesinde (2009 - 2010), İstanbul Life m.o.d.a İstanbul köşesinde (2010 - 2019), ELLE Türkiye dergisinde ELLE Son Bakış köşesi ile devam etti.
2020 yılından beri T24'te yazıyor.
|