29 Ekim 2022

Genç Japonlar yeni bir "Japonizm" akımı için kolları sıvadı

Japonya'nın, moda dünyasında önemli bir konum edinmesinde rol alan Hanae Mori, Kenzo ve İssey Miyake'nin ölümlerinden sonra, genç tasarımcılar yeni bir "Japonizm" akımı yaratmak için kolları sıvadılar

Japonya, endüstriyel başarıları ile zenginleştikten sonra, lüks markalarının "gözde tüketici ülkesi" haline gelmişti. Tokyo'da açılan lüks mağazalar, Avrupa'ya gelip alış veriş yapan, lüks dünyasının ünlü markalarının kapısında saatlerce bekleyen Japon turistler, bir dönemin "çantada keklik" tüketicileri olarak ünlenmişti. 

Dünyanın en prestijli moda etkinliği olarak kabul edilen ve sadece Fransa'ya özgü olan, "Haute-Couture (Yüksek Terzilik) Federasyonunun ilk kez bir yabancı modacıyı, Hanae Mori'yi kabul etmesi ile başlayan Japon tarzının kabulü, 70'li yıllardan itibaren hız kazanmıştı.

Kenzo Takada, Paris'te açtığı mini butiği ile ünlenerek "Avrupalı tasarımcılar" kervanına katılmış ve moda dünyasında yeni bir dönemin başlamasına öncülük etmişti.

Ancak, 1975-80'li yıllarda "Japonizm Akımı" olarak adlandırılıp dünyayı kasıp kavuracak olan değişim, İssey Miyake, Yohji Yamamoto, Rei Kawabuko'nun maestoluğundaki Comme des Garçons'un Paris'e göç etmesi ile yaşanacaktı.

Miyake, Japonya'nın artizanal kumaş dokuma tekinlerinden esinlenerek yarattığı tarzı ile ünlenirken, Yamamoto ve Kawabuko, o güne dek gelmiş olan Avrupai moda kodlarını tamamen değiştirerek moda tarihine altın harflerle yazılacak olan akıma imza atacaklardı.

Yarattıkları volüm ve kup çalışmaları, kadınla erkeği birleştiren "androgyne" tarz ve yalın siluet, uluslararası basının ayağa kalkmasına neden olmuştu.

Siyah rengin hâkim olduğu bu yeni akımda, lüks kodları rafa kalkmış, bilinçli olarak yırtılmış paralanmış kumaşlardan tasarlanmış koleksiyonlar tüm dünyada ilgi ile karşılanmıştı. 

Ülkelerinde moda dünyasına adım atan ancak tarzları kabul görmeyince "Modanın Merkezi Paris"e gelerek şanslarını denemek isteyen bu tasarımcılar istediklerini elde etmişlerdi. Japonya artık sadece lüks endüstrisisin gözde tüketici ülkesi değil, tasarımcıları ile trendlere yön veren, moda dünyasını yöneten bir konum elde etmişti.

Japonizm akımı, ilerleyen yıllarda etkisini kaybetmiş olsa da markalar olağan değişimlere ayak uydurarak günümüze kadar geldiler.

Hanae Mori, Kenzo, İssey Miyake'nin aramızdan ayrılmış olması Yamamoto ve Kawakubo'nun da yaşlarının ilerlemiş olması, genç Japon moda tasarımcılarını harekete geçirmiş durumda.

100 yıllık geçmişi ile Japonya'nın en kıdemli moda okulu olarak bilinen ve birçok ünlü tasarımcıyı mezun etmiş olan Bunka yöneticileri ile yapılmış olan bir röportaj, bu haftaki yazıma ışık tutmuş oldu.

Okul yöneticileri, genç nesil tasarımcıların Japonya'da usta anlamına gelen "Sensei"lerinin miraslarının devamını sağlamak arzusunda olduklarını dile getirmiş. Yani bu ünlü markaların devamının, yabancı tasarımcılar tarafından değil de aynı kültürden gelmiş olan genç neslin sağlamasını arzu ediyorlarmış.

Ancak başarının Paris, Londra, Milano ve New York gibi moda merkezlerinde oluşacak deneyimlerden geçtiği gerçeğini de göz ardı etmiyorlar.

Nitekim LVMH grubu tarafından satın alınmış olan Kenzo'nun sanat yönetmenliği, bir müddet önce Japon Tasarımcı Nigo'ya teslim edildi.

Sokak giyim markası A Bathing Ape'le ünlenen Tomoki Nagao yeni görevinde Kenzo'nun kodlarına sadık gelerek geleceğe bakacağını dile getirmiş.

Tomoki Nagao

Takuya Morikawa TAAKK markası ile, Chitose Abe ise Sacai markası ile son yıllarda uluslararası arenada değer kazanmaya başlayan yeni nesil Japon Tasarımcılar.

Chitose Abe

Uzun yıllar iş birliğim nedeni ile sık ziyaret ettiğim, yaşadığım bu ülke insanlarının en sevdiğim ve takdir ettiğim yönleri, şüphesiz, tarihlerine, anane ve kültürlerine saygı duymaları ve bağlı olmaları. 

Takuya Morikawa

Mutlu hafta sonları.

Alex Akimoğlu kimdir?

Alex Akimoğlu, 1976 yılında Fransa'ya giderek Sorbonne Üniversitesi Fransızca ve Joffrin Byrs Akademisi moda tasarımcılığı bölümlerini bitirdi. Aynı zamanda École Supérieure de Journalisme'de (Gazetecllik Yüksek Okulu) öğrenim gördü.

Pierre Cardin, Jean Louis Scherrer ve Japon markası Hanae Mori'de tasarımcı olarak Paris ve Tokyo'da kariyerini sürdürdü.

Radikal gazetesinde başladığı moda yazarlığına (1997-2007), Referans gazetesinde “Moda Ekonomi” köşesinde (2009 - 2010), İstanbul Life m.o.d.a İstanbul köşesinde (2010 - 2019), ELLE Türkiye dergisinde ELLE Son Bakış köşesi ile devam etti.

2020 yılından beri T24'te yazıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Zarina’nın marka oyunları

Hızlı moda markaları bile yaratıcılık ve tasarım olgularının marka kimliğini yaratmadaki önemini kavrayarak yatırımlarını bu doğrultuya yöneltmiş durumdalar

56 yaşındaki eski First Lady, 21’lik transseksüel mankenle aynı podyumda

Victoria’s Secret, marka olarak eski altın çağına geri dönecek mi zaman gösterecek ancak plastik bebek tutkusundan vazgeçerek yeni bir strateji uygulamaya geçmesi geniş tüketici kitlesinin kızgınlığını bir nebze unutturacak şüphesiz

"Siyah Dandy"ler kırmızı halıya

Mayıs ayında gerçekleşecek olan Met Gala 2025, uzun yıllar köle olarak aşağılanmış olan siyah ırkın, dört asırlık yaşam tarzlarını, felsefelerini, kültür, sanat ve müzik ve gastronomideki değerlerini modaya yansıtacak

"
"