6 Şubat’ta depreminde yıkılarak bin 400 kişiye mezar olan Ebrar Sitesi’yle ilgili hazırlanan yeni bilirkişi raporundaki tespitler, binaların yönetmelikler hiçe sayılarak yapıldığını ortaya koydu. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden yedi bilirkişinin hazırladığı rapora göre, 22 ayrı bloktan oluşan sitenin tüm binalarının beton karışımında kırmataş kullanıldığı, betonun elle ufalanabilecek kadar düşük dayanıklılığa sahip olduğu ve çimentonun birleştirici özelliğinin dahi düşük olduğu tespit edildi. Raporda, binanın müteahhidi ile 21 yıl önce zemin etüt raporunu hazırlayan firma asli kusurlu; belediyenin ilgili birim sorumluları tali kusurlu bulundu. Buna karşılık belediyenin sorumluları ve kamu görevlileri hakkında bugüne kadar dava açılmadı.
6 Şubat depremlerinin simgesi olan Kahramanmaraş’ta çok sayıda apartmanın yıkıldığı 22 bloklu Ebrar Sitesi’ne ait yeni bilirkişi raporu savcılık dosyasına girdi. 1997-2013 yılları arasında kooperatif olarak yapılan Ebrar Sitesi’nde 6 Şubat’ta yıkılan L Blok ile ilgili hazırlanan rapor, sitenin tamamımın depreme dayanıksız olduğunu gözler önüne serdi.
T24’ün ulaştığı Eylül 2023 tarihli “Deprem Güvenlik Değerlendirme Raporu”, Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden yedi kişilik bilirkişi heyeti tarafından hazırlandı. Raporda, binaların beton karışımında kırmataş kullanıldığı ve betonun elle ufalanabilecek kadar dayanıksız olduğu tespitine yer verildi.
TIKLAYIN – Depremin simgelerinden Ebrar Sitesi’ne ait bilirkişi raporundan skandal çıktı: Enkaz hızla kaldırıldı, en kritik tespitler yapılamadı
"Beton elle ufalanabilecek kadar düşük, kolon ve kirişlerin donatı sayısı uygun değil"
Eylül 2023 tarihli raporda, 27 Şubat tarihli bilirkişi heyet raporundaki tespitler de aktarıldı. İlgili bölüm raporda, şöyle yer aldı: “27.02.2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda, Ebrar Sitesinde bulunan tüm binalarda betonun karışımında kırmataş kullanıldığı, betonun elle ufalanabilecek kadar düşük mukavemete sahip olduğu, beton içerisinde hava boşlukları ve segregasyon oluşumları bulunduğu, çimentonun birleştirici özelliğinin düşük olduğu, sahadaki gözlemlerinde kolon ve kirişlerin donatı sayısı ve bağlantılarının uygun ve yeterli olmadığı, düz ve nervürlü donatıların yönetmeliklere aykırı olarak bir arada kullanıldığı ve etriye kanca açılarının 135 olmadığı belirtilmektedir.”
Temel ve temel altı zemin birimlerinde deneyler yapılmamış!
Raporda, dosyaya giren aynı tarihli bilirkişi heyetinin tespitlerine göre, zemin etüt raporlarının her ada ve parselde bulundan binalar için bulunmadığı, dolayısıyla zemin parametrelerinin nasıl belirlendiği, temel ve temel altı zemin birimlerinde herhangi arazi ve laboratuvar deneylerinin yapılmadığı da aktarıldı.
"Sıvılaşma potansiyeli uygun yöntemlerle incelenmedi"
Rapora göre, sitenin inşaatı için 21 yıl önce, Haziran 2002 tarihinde hazırlanan “Zemin Etüt Raporu”nda, “Arazide yapılan çalışmalarda yeraltı su seviyesine rastlanmadığı” tespiti hatırlatıldı. Ancak, etüt raporuna atıf yapılan bilirkişi raporunda, sıvılaşma potansiyelinin bulunup bulunmadığının uygun analiz yöntemleri ile incelenmesi gerektiği kaydedildi.
Raporda, söz konusu tespite şöyle yer verildi: “Yönetmeliğe göre yer altı su seviyesinin zemin yüzeyinden itibaren 10m içinde olduğu durumlarda D grubuna giren zeminlerde Sıvılaşma Potansiyelinin bulunup bulunmadığının uygun analiz yöntemleri ile incelenmesi gerekmektedir. İnceleme alanının temel zemininde yeraltı su seviyesine rastlanılmaması nedeniyle alandaki temel zemininde sıvılaşma riski bulunmadığı değerlendirmesi yapılmıştır.”
"Etüt Raporu minimum gereksinimleri karşılamadı, zemin taşıma gücü hesabının nasıl yapıldığı belirsiz"
Raporda ayrıca, L Blok için hazırlanmış olan “Zemin Etüt Raporu”nun ilgili yönetmeliklerde belirtilen zemin ve temel etüt raporunda istenen minimum gereksinimleri karşılamadığı ifade edildi. Etüt Raporu ile ilgili şu değerlendirmelerde bulunuldu: “Ancak hazırlanan raporun ilgili yönetmeliklerde belirtilen zemin ve temel etüt raporunda istenen minimum gereksinimleri karşılamadığı, özellikle zemin taşıma gücü ve zemin emniyet gerilmesi hesabının nasıl yapıldığının belirsiz olduğu, taşıma gücü hesaplamalarında hangi yöntemin kullanıldığının belirtilmediği ve temel boyutları mevcut olmadığı için yapılan hesaplamaların doğruluğunun anlaşılamadığı kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla zemin etüt raporunun, yapının yapıldığı tarihte yürürlük bulunan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Zemin ve Temel Etüdü Raporu Genel Formatına göre uygun olarak hazırlanmadığı görülmektedir.”
Raporda, her ne kadar Etüt Raporu’nda yer alan zemin karakterizasyonuna yönelik uygulanması gereken ölçümlerin tutarlı olduğu sonucuna varılsa da minimum gereksinimleri karşılamadığı belirtilerek, “Zemin taşıma gücü ve zemin emniyet gerilmesi hesabının nasıl yapıldığı belirsiz” denildi. Blokun taşıma gücü hesaplamalarında hangi yöntemin kullanıldığının belirsiz olması ve temel boyutlarının mevcut olmaması nedeniyle de yapılan hesaplamaların doğruluğunun anlaşılamadığı kaydedildi.
Afet Bölgeleri Yönetmeliği ve İmar Kanunu'na yeterince uyulmadığı görüldü
Raporun sonuç kısmında ise ilgili yönetmelik ve İmam Kanunu’nun esaslarına yeterince uyulmadığına dair şu tespit yer aldı: “Soruşturma dosyası üzerinden yapılan inceleme, değerlendirme ve elde edilen bulgular neticesinde, söz konusu binada projelendirme, yapım ve iş bitimi aşamalarında Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik ve İmar Kanunu esaslarına yeterince uyulmadığı görülmüştür.”
Müteahhit asli, belediyenin ilgili birim sorumluları tali kusurlu
Raporda, bu tespitler ışığında Teknik Uygulama Sorumlusu olan müteahhit ve şantiye şefi ile 2002 yılında Zemin Etüt Raporu’nu hazırlayan firmanın asli kusurlu, belediyenin ilgili birimlerindeki yapı ruhsatlarında proje kontrollerinden sorumlu olanlar ile birlikte yapı kontrollerinden sorumlu olanların ise tali kusurlu olduğu kaydedildi.
Ebrar Sitesi’ne ait Mart 2023 tarihli bilirkişi raporu: Enkaz hızla kaldırıldı, en kritik tespitler yapılamadı
T24'ün duyurduğu, Selçuk Üniversitesi’nden dört kişilik bilirkişi heyetinin 19 Mart 2013 tarihli bilirkişi raporunda ise enkazın hızla kaldırılmış olması nedeniyle kolonların ve taşıyıcı sistemlerin kesilip kesilmediğinin tespit edilemediği ve demirlerin numunenin içinde dağılması nedeniyle analiz edilemediği kaydedilmişti. Bilirkişi raporunda, demir örnekleri alınamadığı için yeraltı su seviyesinin yarattığı tahribat ortaya konulamamıştı.
AFAD’ın 2020 yılında Kahramanmaraş için hazırladığı raporda, Ebrar Sitesi’nin de bulunduğu bölgedeki zemin sıvılaşmasına ve olası depremde binaların dayanıksız olduğu için yıkılacağına dikkat çekilmişti. Sadece 3 yıl sonra, 6 Şubat depremlerinde Ebrar Sitesi içindeki çok sayıda apartman yıkıldı.
TIKLAYIN - T24 deprem bölgesinde | En acı bekleyişin hikâyesi: Ebrar Sitesi
TIKLAYIN - Ebrar Sitesi'nin ardından Ümmügülsüm nine ve Emlik ailesi: "Bayram da istemiyorum seçim de… Bize cenazelerimizi verin…"
|