10 Ekim 2015

Geciktiriciler, kayganlaştırıcılar, vibratörler, mastürbatörler...

Finans sektörünü bırakıp Pembe Bulutlar’ı kuran Özlem Erkan anlatıyor

 

İlkokulda söylediler hep. Canlılar, doğar, büyür, ürer ve ölür.

Üremeye “dur” diyen doğum kontrol hapları, 60’larda Dr. Pincus tarafından geliştiriliyor ve satışa çıkıyor.

Fikir, ilk Ludwig Haberlandt tarafından 1919’da öne sürülmüş.

Ve sonra seks, sadece üremek değil artık, hazzın izini sürmek de oldu.

Peki siz, ürüyor musunuz, yoksa sevişiyor musunuz?

Özlem Erkan

Özlem Erkan, seks oyuncakları satan bir girişimci, Pembe Bulutlar’ın kurucusu.

İstedim ki görünür olsun, “ayıp, yasak, günah” azalsın, Özlem Erkan bize yolculuğunu anlatsın.

- Pembe Bulutlar nedir?

Cinsel sağlık ürünlerinin, seksi iç çamaşırlarının ve yetişkinler için eğlenceli oyuncakların satıldığı bir site. Ücretsiz danışmanlık alabileceğiniz bir platform.

- Kurmaya nasıl karar verdiniz?

Bir arkadaşımın vajinusmus tedavisi sırasında doktoru vibratör kullanımını önerdi. Ancak Türkiye’de kaliteli bir ürün bulamayacağımızı, hepsinin sağlıksız plastikten olduğunu söyledi. Oysa uygun olan tıbbi standartta silikon olması. Bir diğer konu, çevremdeki herkesin ilişkilerindeki monotonluktan bahsetmesiydi. Biraz araştırdım, beni fuara davet ettiler. Aklımda hiçbir iş modeli yoktu, sadece bu ürünlerin Türkiye’de olması gerektiğini düşünüyordum. Herkesin ulaşabilmesi için online bir site olması gerektiğine sonra karar verdim.

- Girişimcilere ilham vermesi için bahsedebilir misiniz, nasıl bir bütçe ile yola çıktınız?

Hâlihazırda sürdürdüğüm bir işim vardı o sıra. Ama bu işe ayıracak param yoktu. Ayrıca kime söylesem çıldırmış olduğumu düşünüyordu. Ben de arabamı sattım. Birçok olumsuz fikre, bütçesizliğe rağmen yapmakta çok kararlıydım. Gümrükten malımı da çektim, koli de taşıdım, paket de yaptım. O kadar inanmıştım ki maddi yetersizlikler beni yıldırmadı.

- Nasıl tepkiler aldınız?

Arkadaşlarım çok güldüler bana. Çıkış noktamı anlattığımda ailem destekledi. Ne kadar geri plana atmaya çalışsak da mutsuz ve tatminsiz bir cinsel hayat, hepimizi hasta ediyor. Bize dair olmayan davranış kalıplarından kurtulabileceğimiz bir ortam olsun istedim. Bu sebeple çekinmeden kendi yüzümü ortaya koydum. Ben de herkes gibi biriydim: Eğitimli, çalışan, anne, evlat rollerim var. Ve o kocaman sandığımız seks hakkında konuşuyor hatta ürün satıyorum. Ve bunu yapıyor olmak beni eksiltmiyor, kötü kadın yapmıyor ya da sınır tanımaz bir marjinal olmuyorsun. Sanırım en çok, normalize etmek istedim cinsellik kavramını.

- Önceki iş deneyimleriniz neler?

Koçbank ve Pfizer’de yaklaşık 7 yıl finans departmanlarında çalıştım ve kurumsal iş hayatının bana göre olmadığını düşünüp koşarak kaçtım. İlk olarak 3 katlı bir ev aksesuarları mağazası açtım. Hindistan ve Çin’e seyahat edip tırlarla ürünler getirdim. Ve hemen hiçbirini satamadım. Bağdat Caddesi müşteri profili ile ülkenin geri kalanının pek benzer bir yanı yokmuş. Getirdiğim ürünler hiç anlaşılamadı.

- Pembe Bulutlar sürecinde karşılaştığınız ilginç hikâyeler oldu mu?

Çokça oldu, beni en çok duygulandıran hikâye; vajinismus olan bir kadın ve kocası gelmişti. 7 yıldır birlikteydiler ve hiç birlikte olamamışlardı. Artık hiç umutları yoktu ancak çocuk sahibi olmayı çok istiyorlar. Tedavinin mümkün olduğu konusunda ikna etmem gerekti. Beyefendinin söylediği sözü hiç unutamıyorum, “İşten çıkınca eve uçarak gidiyorum, mutluluktan ayaklarım yere basmıyor” demişti. Hamile olduğunu öğrendiklerinde, ilk beni arıyorlar. Hâlâ gözlerim doluyor hatırladığımda.

- Kimler, hangi ürünlere ilgi gösteriyor?

Çiftlerin kullanabileceği ürünlerin başında we-vibe isimli ürün geliyor. İlişkisi olanlar genellikle onları satın alıyor. Kadınlar en çok vibratör ve vajinal kasları çalıştıran kegel toplarından alıyorlar. Erkeklerin en çok ilgilendiği ürünler geciktiriciler, kayganlaştırıcılar ve mastürbatörler.

- Bu tecrübenizden hareketle, Türkiye’de cinsellik için ne dersiniz?

Sanki yok gibi davranma eğilimimiz var. Genelde utanılacak ve gizlenmesi gereken bir konu. Çıkıp sokakta anlatsınlar, demiyorum ama eşlerin birbiri ile konuşmuyor olmasını çok tehlikeli buluyorum. “Bir arkadaşımın şöyle bir derdi var” diye konuya giriyorlar. “Cinsellik erkekler için” gibi bir algı var. Kadınların isteklerinin olmadığını varsaymayı tercih ediyorlar. Kadın enerjisi çok düşük bir toplum olduğumuzu düşünüyorum. Cinsellik hakkında düşünmenin, okumanın çok farklılık yaratacağına inanıyorum. Aksi halde giderek erkekleşmiş kadınlar topluluğu olacağız.

- Size, erkekleşmiş kadınlar topluluğu dedirten nedir?

Her kadın ve erkek içinde hem eril, hem dişil enerji taşır. Eril enerji bizi harekete geçiren, inisiyatif ve sorumluluk almamızı sağlayan, cesur, kendine güvenen, kendimizi ortaya koymamızı sağlayan tarafımızdır. Analitik, stratejik ve pratiktir. Bu insanlar, hayatın anlamını kaçırma ihtimali yüksek kişilerdir. Çoğu şeye karşı çıkarlar, güç odaklıdırlar, suçu hep başkalarında ararlar, katılardır, “evet” demekte zorlanırlar, bencildirler, değişimleri zaman ister, sevgiyi zayıflık olarak görürler.

- Peki, dişil enerji?

Dişil enerjisi baskın olan kişiler daha uyumludur. Kendisinden çok başkaları için yaşarlar fedakâr ve anlayışlıdırlar, güçten kaçarlar, sevgi odaklıdırlar, hep kendilerini suçlarlar, kendilerine güvenmezler, değişimleri kolaydır, “hayır” diyemezler, vericidirler. Kendilerini doğru ifade edemediklerinde duygusal ve ruhsal çöküntü yaşarlar. Biri daha iyi, diğeri kötü değildir. Güçlü olma zorunluluğu kadını dişil enerjiden uzaklaştırır, içindeki “gerçek ben”e ulaşamamış, mutsuz kadınlar oluşur.

- Yurt dışındaki gelişmeleri nasıl adapte ediyorsunuz?

Yurt dışındaki fuarları takip ediyorum. Zaten sektörün en ileri gelen markalarının distribütörü olduğum için yeni çıkan markalar hemen benimle iletişime geçiyor. Seks oyuncakları çok geniş bir yelpaze. Ben sitemde insanları çok ürkütmeyecek ürünlere yer veriyorum.

- Nasıl ürünlerden ürküyorlar?

Bizler toplum olarak vibratör kelimesinden dahi ürktüğümüz için fetiş ürünlerine sitemde fazla yer vermemekteyim. Amacım öncelikli olarak cinselliğin hayata dair bir olgu olduğunun altını çizmek.

- “Uzmana sor” bölümünüzden nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?

Çok soru alıyoruz. Sorular genelde birbirine çok benziyor; erken boşalma, iktidarsızlık, orgazm olamama, penis boyu, vajinismus, cinsel isteksizlik... Altında bir sebep yatıyor mutlaka, onu bulup temizlemeden dünyayı satın alsalar sorunu çözemeyeceklerini anlatıyoruz.

- Hiç aklınızda var mıydı, seneler önce, bu işi kurmak?

Yok canım, nasıl olsun? Ben de bir zamanlar utangaçtım.

- Sitenizin faydalı bilgiler bölümünde “kadına şiddete son” konulu içerikler de var...

Sanırım bu ayrı bir röportaj konusu. Kendini gerçek anlamda var edemeyen erkek, uygun ortam bulduğunda kadına baskı ve şiddet uygulamaktan adeta zevk alıyor. Çözümün sadece kadınları korumakta değil, kadın / erkek toplumsal olarak farkındalığımızın artmasında olduğunu düşünüyorum.

- Showroom’dan bahsedebilir misiniz?

Etiler-Akatlar’da bahçe içerisinde iki katlı, çok sevimli bir showroom-ofisimiz var. Randevu ile çalışıyoruz. Gelenler hem birbirleri ile karşılaşmak istemezler diye düşündük, hem de muhakkak bir danışmanlık kısmı oluyor. Benim şöyle bir hayalim var: Bir gün bütün kadınlar buraya göğüslerini gererek gelecek ve alışveriş yapabilecekler. Sonuçta bunun diş fırçası almaktan bir farkı olmadığını düşünüyorum.

- Akıllı telefon, tablet uyumlu vibratör nasıl çalışıyor?

Aplikasyonları oluyor ürünlerin, onu indirip ürün ile eşleştiriyorsunuz. Sonra telefonunuzu kumanda olarak kullanabiliyorsunuz. Bazen dünyanın diğer ucundan partnerinizi uyarabiliyorsunuz. Bundan şahane fantezi mi olur?

- Mastürbatör nedir?

Erkeklerin mastürbasyon yapmasını çok daha eğlenceli ve zevkli hale getiren oyuncaklar.

- Türkiye’de genellikle, tabelalarının üstünde neon ışıklar olan erotik shop’lar var. Onların içi nasıl, biliyor musunuz?

İçerisi öyle içler acısı ki... Kesif plastik kokusu, kocaman yapay penisler... Hiç kadın çalışan yok; erotik kadın resimleri duvarlarda... Bir kadının oraya gidip keyifli alışveriş yapması mümkün değil. Hep aynı şeyi söylüyorum: Kadına ürün satıyorsunuz, bari erotik erkek resimleri de kullanın.

- Sevdiğiniz işi yapmak nasıl bir şey?

“Sevdiğin işi yaparsan hayat boyu çalışmazsın” diye bir söz vardır. Öyle çok seviyorum ki yaptığım işi, 5 yıl oldu hâlâ aynı heyecan içimde. Ne kadar kıymetli bir şeymiş insanın yaptığı işi sevmesi. Sanırım bazen, “O ne der, bu ne der” diye düşünmekten kendi isteklerimizi ve heyecanlarımızı yok sayıyor ve biz olmaktan vazgeçiyoruz. Vazgeçmeyerek çok sevdiğim bir işe sahip oldum, siz de vazgeçmeyin.

Yazarın Diğer Yazıları

İran’ın cesur kadınları: Jin, Jiyan, Azadi!

Çoğu İranlı temel özgürlükler ve demokrasi uğruna canını feda etti

Mad Pride ya da ‘Delilerin’ Onur Yürüyüşü

Mad Pride’ın amacı stigma ile mücadele etmek, ‘delilerin’ haklarını savunmak, çeşitli politikalara etki etmek, beraberce güçlenmek, bazen biraz eğlenmek ve misal ‘psikopat’, ‘manyak’, ‘şizo’, ‘deli misin nesin’ demeden önce bir kez daha düşünmeyi hatırlatmak

LGBTİQA+ hakları insan haklarıdır!

Kendimiz dışındaki insanların var oluşlarını öldürmeye yeltenmekle övün(e)memeliyiz, bundan olsa olsa utanç duyulur.