24 Ocak 2021

Tılsım

İster tüm aşılara ulaşma şansımız olsun ülke olarak isterse olmasın, COVAX'a dahil olmalıyız. Tılsımlar ya da başka büyülü nesnelerin peşinde koşmamıza gerek yok. Tılsımımız "dayanışma"dır

Sakız ağacı.

Çalıdan hallice bir ağaçtır. Gövdesi ve kalın dalları enine çizilir. Belli ki canı yanar ağacın ve gözyaşı döker. Sarımsı mat yoğun reçine dışarı çıkar ve yer çekimine dayanamayarak aşağıya doğru hareketlenir. Sonra bir an akış yavaşlar ve gözyaşlarının çapaklandığı gibi kurur. İşte bu andan sonra bize o damlaları toplamak kalır.

Sakız ağacı Çeşme'de doğal olarak bulunuyor. İklimi çok uygun. Yıllar içinde desteklenme çabaları arttı; daha çok yer buldu. Ama asıl, adını da verdiği yer olan Sakız Adası'nda yıllardır korunup, yetiştiriliyor. Burası da Çeşme'nin karşısı.

Sakız Adası'nın bu reçinenin etrafında dönen bir geçmişi var.

Sakız keşfedildikten ve talep arttıktan sonra adaya egemen olanlar hemen ticaretini tekelleştirmişler. 1566 yılındaki fethinden sonra, Osmanlı egemenliğinde de böyle olmuş. Haremin kadınları arasında çok sevildiği yazılır. Bunun katkısı var mıdır bilinmez, Osmanlı döneminde sakız köylerinde yaşayanlar bu üretimi sürdürebilsinler diye bazı vergi ve yükümlülüklerden muaf tutulmuşlar.

Her şeye yakışır sakız. Yeter ki güzel, hoş bir koku vermek isteyin.

Hele de sütlü tatlılarda. Bir tek sütlaçta bir taze ıtır yaprağının "rahiya"sını sakıza tercih ederim.

Bu 100 yıl yaşayabilen ağacı geçen haftalarda hiç de beklemediğim bir yerde gördüm.

New York Times'ta COVAX ile ilgili bir haberi okurken, karşıma çıktı.

COVAX, bildiğiniz gibi COVID-19 aşıları için bir anlamda kooperatif. Yüksek miktardaki alımlarla pazarlık gücünü arttırıp, aşıları ucuza satın almak ve ödeme gücü olmayan ülkelere de ulaşmasını sağlamak için kurulmuş bir platform. Bu girişim, ülkeleri, 2021 sonuna kadar 2 milyar doz aşı sağlamak için tasarlanmış bir anlaşma imzalamaya teşvik ediyor.

Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Tedros'un bu hafta başındaki çığlığı hepimizi bir kez daha COVAX'a çevirdi. Zengin ülkelerin "önce ben yaklaşımı"nın dünyanın en yoksul ve en savunmasızlarını risk altında bıraktığını söyledi. Ülkeleri H1N1 ve HIV pandemileri sırasında yapılan aynı hataları yapmaktan kaçınmaya çağırdı; "Nihayetinde bu eylemler yalnızca pandemiyi uzatacak" dedi. Açıklamanın yapıldığı tarihte, 49 yüksek gelirli ülkede 39 milyondan fazla aşı dozu uygulanmışken, fakir bir ülkede ise sadece 25 doz verilmişti.

New York Times'taki haber de aynı konuyla ilgiliydi.

Küresel eşitsizlik, o kadar büyük ki, hemen yakınındaki fabrikada aşı üretimi yapılırken ya da bir işçi olarak o fabrikada çalışırken, insanların yakın zamanda aşı için en iyi şansı deneysel bir çalışmaya katılması ile mümkün olabiliyor.

Örneğin pandeminin en çok etkilediği ülkelerden biri olan Güney Afrika'daki bir aşı fabrikasının her gün bir milyon doz COVID-19 aşısı üretmesi bekleniyor. Bu aşıların muhtemelen bir tek dozu bile bir Güney Afrikalının koluna ulaşamadan, Avrupa'daki bir dağıtım merkezine gönderilecek ve daha sonra yüz milyonlarca ön sipariş veren Batı ülkelerine gönderilecek. Bu ülkelerin ülke nüfuslarının 4-6 kat aşı anlaşması yapanları bulunuyor. Çin ve Rusya gibi bazıları da kendi araştırmalarını yürüttüler ve toplu aşılama programlarına başladılar.

Bir de ülke içinde inanılmaz eşitsizlikler varsa bu konu daha da önemli hale geliyor. Güney Afrika'da, bir tarafta yüksek duvarlarla çevrili lüks malikâneler, bir tarafta da yoksulluğun hayal bile edilemeyeceği "township", gecekondu mahalleleri. Böyle bir ülkede, çoğu kişi, beyazlara cepten ya da sigorta yolu ile istedikleri tüm aşıların eczanelerden yakın zamanda sağlanacağına inanıyor. Kalanlar için ise 2025 yılından bahsedenler var. Bu nedenle de, pek çok Güney Afrikalı'nın yakın zamanda aşıya ulaşmak için tek şansı, bir klinik deney için gönüllü olmaktan geçiyor.

New York Times'taki haber bu gönüllülerden bahsediyor.

Johnson & Johnson aşı denemelerine katılmak için Desmond Tutu Sağlık Vakfı'nın önündeki sakız ağacının altında saatlerce bekliyorlar.

Büyükçe bir sakız ağacının sık yapraklarının altında güneşten korunmuşlar. Anlatıyorlar.

Kadınlı erkekli grupla röportaj yapılmış. Hüzünlü anlatılar.

Bunu daha önce de yaşadılar.

1990'larda, HIV için antiretroviral ilaçlara ulaşabilmek için de gönüllü oldular.

COVAX bunu önlemek için kuruldu. Dünya Sağlık Örgütü, Salgın Hazırlık Yenilikleri Koalisyonu ve Aşı İttifakı GAVI'nin öncülüğünde bir araya gelindi.

Bugünlerde bir iyi haber geldi. 22 Ocak'ta Amerika Birleşik Devletleri, Dünya Sağlık Örgütü üyeliğini korumayı planladığını açıkladı. Başkanlık yemini sonrasında Başkan Biden, hem ABD'nin Dünya Sağlık Örgütü ailesinin bir parçası olarak kalacağını hem de salgını sona erdirmek mali destek vereceğini belirtti. Aynı gün, COVAX 40 milyon doz aşı için Pfizer / BioNTech ile bir anlaşma imzaladığını duyurdu. Ek olarak, bu yılın ilk çeyreğinde yaklaşık 150 milyon doz AstraZeneca / Oxford aşısının COVAX tarafından dağıtılmaya hazır olmasını bekleniyor.

Böyle giderse, COVAX Şubat ayında aşıları dağıtmaya başlayabilecek. Bu yılın sonuna kadar 2 milyar doz teslim etme hedefinde ilerleniyor.

İster tüm aşılara ulaşma şansımız olsun ülke olarak isterse olmasın, COVAX'a dahil olmalıyız.

Puşkin'in bir şiiri vardır.

"Çevremi kuşattığında
Kuduran dalgaları okyanusun,
Bulutlar fırtınayı patlattığında,
Koru beni, tılsımım"

Tılsımlar ya da başka büyülü nesnelerin peşinde koşmamıza gerek yok.

Tılsımımız "dayanışma"dır.


Kaynaklar

  1. Dimitrios G. Ierapetritis. The Geography of the Chios Mastic Trade from the 17th through to the 19th Century. https://scholarspace.manoa.hawaii.edu/bitstream/handle/10125/21006/i1547-3465-08-153.pdf;sequence=1
  2. https://www.nytimes.com/2020/12/28/world/africa/covid-19-vaccines-south-africa.html?searchResultPosition=2
  3. https://www.reuters.com/article/us-health-coronavirus-who/vaccine-nationalism-puts-world-on-brink-of-catastrophic-moral-failure-who-chief-idUSKBN29N0TB
  4. Puşkin. Uçuyor Trolya Yel Gibi. Çev. Ataol Behramoğlu. ADAM Şiir Klasikleri.2003.

Yazarın Diğer Yazıları

Sokak hayvanları ile birlikte yaşamak...

Hayvanların bakımı herkesin sorumluluğundadır İnsanlık olarak hadi gelin, gücümüzü kullanıp küçük küçük değişiklikler yapalım. Nazım'ın dediği gibi "yüz bin eli" ile bize dokunan, gölgesinde en güzel klimadan daha çok sıcaktan koruyan güzelim ağaçlarını koruyalım. 1183 yıllık porsuk ağacını kesmemekle başlayalım. Sokağımızdaki bir hayvanın sorumluluğunu üstlenelim. Su ve yemek vermekten öteye onunla bir aile bireyimiz gibi ilgilenelim

Demografik dayanıklılık

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2023 neden hâlâ yapılamadı? Bu büyük araştırma her beş yılda bir bildim bileli yapılır. Daha fazla gecikmeden, hemen gerçekleştirilmelidir

1 Mayıs ve çocuk işçiliği

Dünya çapında her 10 çocuktan birinin çocuk işçiliği yaptığını biliyoruz. Hemen hemen yarısı ise sağlık ve güvenliklerini doğrudan tehlikeye atan tehlikeli işlerde çalıştırılıyorlar. Ülkemizde de halen 700 binden fazla çocuk ekonomik faaliyetlere katılıyor

"
"